Zimmet suçu, Türk Ceza Kanunu’nda kamu görevlilerinin görevleri gereği teslim edilen para, mal veya diğer değerleri kendisine aitmiş gibi kullanmasını veya mal edinmesini cezalandıran en ağır suç tiplerinden biridir. Devletin ve kamu idaresinin temel taşlarından biri olan güven, kamu görevlilerinin dürüstlükle hareket etmesi ve kendilerine emanet edilen malları kamu yararı doğrultusunda kullanmaları ile sağlanır. Ancak görev gereği muhafaza etmek veya belirli bir işlem için teslim alınan değerlerin kişisel çıkar amacıyla kullanılması, kamu düzenine zarar verdiği gibi kamu kurumlarına duyulan güveni de sarsar. Bu nedenle zimmet suçu, hem kamu düzenini hem de bireylerin mülkiyet haklarını korumak amacıyla ağır şekilde cezalandırılır.
TCK m.247, zimmet suçunu açık bir şekilde tanımlar ve failin kamu görevlisi olmasını zorunlu bir unsur olarak düzenler. Buna göre, “Kamu görevlisinin, zilyetliği kendisine devredilmiş veya koruma ve gözetimi kendisine verilmiş olan malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi” halinde zimmet suçu oluşur. Bu düzenleme ile kamu görevlisinin görev kapsamında sahip olduğu yetkinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmesi hedeflenmiştir.
Uygulamada zimmet suçu, genellikle kamu kurumlarında görevli memurların para veya mal üzerinde yetkilerini kötüye kullanmasıyla gündeme gelir. Örneğin, bir muhasebe görevlisinin tahsil ettiği vergi gelirini kendi hesabına aktarması, bir belediye çalışanının kamuya ait araç veya malzemeyi kişisel kullanıma tahsis etmesi veya bir banka çalışanının müşteriye ait parayı zimmetine geçirmesi gibi durumlar bu suçun tipik örnekleridir.
Bu suçun oluşması, yalnızca malın fiilen alınmasıyla değil, kişisel kullanıma tahsis edilmesi, başkası adına kullanılması veya kamu hizmeti dışı bir amaçla harcanması gibi farklı şekillerle de gerçekleşebilir. Ayrıca, failin kötü niyetli hareket ettiği ve kastının bulunduğu durumlarda cezanın ağırlaştırılması da mümkündür.
Bu yazıda, zimmet suçunun yasal tanımını, maddi ve manevi unsurlarını, ceza miktarlarını, yargılama sürecini, emsal Yargıtay kararlarını ve savunma yollarını tüm ayrıntılarıyla ele alacağız. Ayrıca, bu suçla karşı karşıya kalan kişilerin neler yapabileceği ve haklarını nasıl koruyabilecekleri konusunda da yol gösterici bilgiler sunacağız.
Zimmet Suçunun Tanımı ve Hukuki Dayanağı
Zimmet suçu, kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş veya koruma ve gözetimi kendisine verilmiş olan bir malı kendisine veya başkasına mal etmesi, yani kendi zimmetine geçirmesi ile oluşan ağır bir suçtur. Bu suçun temel amacı, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanarak kamuya veya kişilere ait mallar üzerinde haksız tasarrufta bulunmalarını engellemek ve kamu idaresine duyulan güveni korumaktır.
Türk Ceza Kanunu’nun 247. maddesi zimmet suçunu şu şekilde tanımlar:
“Kamu görevlisinin, zilyetliği kendisine devredilmiş veya koruma ve gözetimi kendisine verilmiş olan malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesi halinde, beş yıldan on iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”
Bu tanımda üç önemli nokta vardır:
Fail mutlaka kamu görevlisi olmalıdır. Özel sektörde çalışan kişiler zimmet suçundan değil, güveni kötüye kullanma suçundan sorumlu tutulur.
Malın zilyetliği kamu görevlisine görevi gereği teslim edilmiş olmalıdır. Yani mal üzerinde meşru bir tasarruf yetkisi vardır.
Kamu görevlisi bu malı kendi veya başkasının malı gibi kullanmalıdır.
Zimmet suçunun oluşması için malın mutlaka fiziksel olarak alınması gerekmez. Örneğin, kamuya ait parayı özel bir hesaba aktarmak, kamu aracını kişisel işte kullanmak veya kamu malını başka bir kişiye bedelsiz devretmek de zimmet suçunu oluşturabilir.
Suçun Unsurları: Maddi ve Manevi Unsurlar
Zimmet suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların bir arada bulunması gerekir. Bu unsurlar iki ana grupta incelenir: maddi unsurlar ve manevi unsurlar.
Maddi Unsurlar
Failin Kamu Görevlisi Olması:
Suçun faili yalnızca kamu görevlisi olabilir. “Kamu görevlisi” kavramı geniştir ve devlet memurları, belediye çalışanları, kamu bankası personeli gibi kamu gücü kullanan veya kamu hizmeti sunan kişileri kapsar.
Malın Zilyetliğinin Görev Gereği Devredilmesi:
Malın zilyetliği kamu görevlisine görevi nedeniyle verilmiş olmalıdır. Yani mal üzerinde yetkili bir tasarruf hakkı vardır. Eğer mal yetkisiz şekilde ele geçirilmişse bu durum hırsızlık veya başka bir suç olarak değerlendirilir.
Zimmete Geçirme Fiili:
Kamu görevlisinin söz konusu malı kendisine veya üçüncü kişilere mal etmesi gerekir. Bu, malı satmak, kişisel işlerde kullanmak, devretmek veya gelir elde etmek gibi çeşitli şekillerde olabilir.
Sonuç:
Suçun tamamlanabilmesi için malın kamuya dönmemesi, haksız şekilde el değiştirmesi veya zarar doğurması gerekir.
Manevi Unsurlar
Zimmet suçu, yalnızca kastla işlenebilir. Failin malı zimmetine geçirdiğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Taksirle (ihmal veya dikkatsizlikle) işlenemez. Fail, malı kendi menfaatine veya başkasının yararına kullanma kastına sahipse suç oluşur.
Yargıtay içtihatlarında, zimmet suçunun oluşması için failin malı “kendi malı gibi” kullanma iradesine sahip olması gerektiği vurgulanmıştır. Bu nedenle, yanlışlıkla yapılan bir işlem veya idari hata bu suçu oluşturmaz.
Zimmet Suçunun Türleri ve Uygulama Alanları
TCK m.247’de zimmet suçunun temel hali düzenlenmiş olmakla birlikte, uygulamada suçun ortaya çıkış şekline göre farklı türleri bulunmaktadır. Bu türlerin her biri ceza miktarını ve yargılama sürecini etkileyebilir.
Basit Zimmet
Kamu görevlisinin zimmetine geçirme eylemini açıkça ve gizleme amacı olmadan yapması durumudur. Örneğin, tahsil edilen verginin doğrudan kişisel hesaba aktarılması veya kamuya ait bir aracı kişisel işlerde kullanmak bu kapsamdadır. Basit zimmette ceza 5 yıldan 12 yıla kadar hapis şeklindedir.
Nitelikli (Hileli) Zimmet
Kamu görevlisinin zimmet eylemini gizlemek için sahte belge düzenlemesi, kayıtları değiştirmesi veya yanıltıcı işlemler yapması durumunda suç “nitelikli zimmet” haline gelir. Bu durumda ceza daha ağırdır ve 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilebilir.
Kullanma Zimmeti
Kamu görevlisinin malı kalıcı olarak değil, geçici bir süreyle kendi yararına kullanıp daha sonra iade etmesi durumudur. Örneğin, kurum parasını geçici olarak kişisel borcunu ödemek için kullanmak gibi. Kullanma zimmetinde ceza genellikle daha hafiftir ancak yine de suç oluşur. Yargıtay’a göre, “kullanma niyetiyle bile olsa kamu malına el atmak” suçun oluşması için yeterlidir.
Zimmete Teşebbüs
Failin zimmet suçunu işlemeye teşebbüs etmesi ancak fiilin tamamlanamaması durumudur. Örneğin, zimmete geçirmek için para transferi yapmaya çalışması ancak sistem tarafından engellenmesi hâlinde teşebbüs söz konusudur. Bu durumda cezada indirim yapılır.
📌 Uygulamada Karşılaşılan Alanlar:
Vergi tahsildarının tahsil ettiği parayı kendi hesabına aktarması
Kamu bankası çalışanının müşteri mevduatını zimmetine geçirmesi
Belediyeye ait malzemelerin özel işler için kullanılması
Kurum adına alınan bağış veya hibelerin kişisel kullanım amacıyla harcanması
Bu örneklerin tümünde ortak nokta, malın kamu görevlisine görevi gereği verilmiş olması ve bu malın kişisel çıkar amacıyla kullanılmasıdır.
Zimmet Suçunun Cezası ve Yargılama Süreci
Zimmet suçu, kamu görevlileri tarafından işlenebilecek en ağır suçlardan biri olarak kabul edilir. Çünkü bu suç, yalnızca maddi bir zarara neden olmakla kalmaz, aynı zamanda kamu idaresine duyulan güveni zedeler ve devletin itibarı üzerinde olumsuz bir etki yaratır. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu, zimmet suçuna ağır yaptırımlar öngörmüştür.
Temel Ceza
TCK m.247 uyarınca zimmet suçunun temel halinde ceza:
5 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasıdır.
Eğer zimmet fiili nitelikli hâlde (hileli işlemlerle, belgelerde sahtecilik yapılarak vb.) işlenmişse:
8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası verilir.
Kullanma zimmeti söz konusu olduğunda ceza daha hafif olabilir. Ancak Yargıtay uygulamalarına göre, fail malı geri getirse bile suçun oluştuğu kabul edilir ve yalnızca cezada indirim yapılabilir.
Ağırlaştırıcı Sebepler
Bazı durumlarda ceza daha da ağırlaştırılır. Bunlar arasında:
Kamu zararının yüksek olması
Failin üst düzey kamu görevlisi olması
Eylemin süreklilik arz etmesi
Kamu hizmetinin aksaması
yer alır. Ayrıca suçun örgütlü şekilde işlenmesi veya birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi hâlinde de ceza artar.
Hafifletici Sebepler
Failin zararı tamamen tazmin etmesi
Yargılama sürecinde etkin pişmanlık göstermesi
İlk defa suç işlemiş olması
gibi nedenler, hâkimin takdiriyle cezayı azaltabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, zimmet suçunda “etkin pişmanlık” hükümleri TCK’da özel olarak düzenlenmemiştir. Bu nedenle indirimin olup olmayacağı tamamen mahkemenin değerlendirmesine bağlıdır.
Yargılama Süreci
Zimmet suçu yargılaması, genellikle şu aşamalarla ilerler:
Soruşturma: Suç ihbarı veya şikâyet üzerine savcılık tarafından başlatılır. Deliller toplanır, tanıklar dinlenir ve kamu görevlisinin eylemi analiz edilir.
Soruşturma İzni: Kamu görevlilerinin yargılanabilmesi için çoğu zaman kurumdan soruşturma izni gerekir.
İddianame ve Dava Açılması: Yeterli delil varsa savcı iddianame düzenler ve dava açılır.
Kovuşturma: Asliye Ceza veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılama yapılır.
Karar ve Cezalandırma: Suç sabit görülürse ceza verilir, aksi durumda beraat kararı çıkar.
Zimmet suçunun niteliğine göre yargılamaya bakacak mahkeme değişebilir. Nitelikli zimmet veya yüksek kamu zararı gibi durumlarda genellikle Ağır Ceza Mahkemeleri yetkilidir.
Yargıtay Kararları Işığında Uygulama Örnekleri
Yargıtay, zimmet suçu ile ilgili birçok kararında suçun oluşumu, kastın varlığı ve delillerin değerlendirilmesi konusunda önemli içtihatlar ortaya koymuştur. Bu içtihatlar, uygulamada yol gösterici niteliktedir.
Örnek 1 – Kullanma Zimmeti Suç Oluşturur
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E.2019/1564, K.2020/984:
Bir belediye muhasebecisi, kamuya ait fonları geçici olarak kişisel borcunu ödemek amacıyla kullanmış ve daha sonra parayı yerine koymuştur. Yargıtay, failin malı kalıcı olarak zimmetine geçirmemiş olmasına rağmen, kişisel çıkar amacıyla kullanmasının suçun oluşumu için yeterli olduğuna hükmetmiştir. Bu karar, “kullanma zimmeti” kavramının önemini vurgulamaktadır.
Örnek 2 – Kast Olmadan Zimmet Suçu Oluşmaz
Yargıtay 7. Ceza Dairesi E.2020/2431, K.2021/1124:
Bir kamu görevlisi, muhasebe kayıtlarındaki hata nedeniyle kurum parasının yanlış hesaba aktarılmasına neden olmuştur. Yargıtay, failin kastının bulunmadığını ve hatanın idari kusur düzeyinde kaldığını belirterek beraat kararı verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Örnek 3 – Sahte Belgeyle İşlenen Zimmet Ağırlaştırılır
Yargıtay 5. Ceza Dairesi E.2021/3345, K.2022/1672:
Bir kamu bankası çalışanı, sahte belgeler düzenleyerek müşterilere ait hesaplardan para çekip zimmetine geçirmiştir. Yargıtay, eylemin nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine ve cezanın alt sınırdan uzaklaşılarak verilmesine karar vermiştir.
📍 Bu kararlar, zimmet suçunun oluşması için kastın önemini, hata ve ihmal ile kasıtlı davranış arasındaki farkı ve hileli eylemlerin cezanın ağırlaşmasında nasıl bir rol oynadığını açıkça göstermektedir.
Suçla Karşılaşanların İzlemesi Gereken Hukuki Yollar
Zimmet suçuyla ilgili süreçler hem mağdurlar hem de suç isnadıyla karşılaşan kamu görevlileri açısından oldukça karmaşıktır. Bu nedenle doğru adımların atılması ve sürecin profesyonel destekle yönetilmesi hayati önem taşır.
Mağdur Açısından
Delil Toplayın: Suçun ispatı için belgeler, yazışmalar, hesap hareketleri ve tanık beyanları önemlidir.
Savcılığa Başvuru Yapın: Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunabilirsiniz.
İdari Yolları Kullanın: Disiplin soruşturması talep etmek ve idari mercilere başvuru yapmak da mümkündür.
Tazminat Davası Açın: Kamu görevlisinin eylemi sonucunda maddi veya manevi zarara uğradıysanız idareye karşı tam yargı davası açabilirsiniz.
Sanık (Kamu Görevlisi) Açısından
Profesyonel Hukuki Destek Alın: Ceza yargılaması teknik detaylar içerir. Uzman bir avukat sürecin yönetilmesinde kritik rol oynar.
Savunma Hazırlayın: Malın zimmete geçirilmediğini, kastın bulunmadığını veya zararın tazmin edildiğini kanıtlamak önemlidir.
İdari Süreci Takip Edin: Ceza davası dışında disiplin süreçleri de yürütülebilir. Bu iki sürecin birbiriyle ilişkisi dikkatle takip edilmelidir.
📌 Özellikle zimmet suçunun kamu görevlileri açısından ömür boyu mesleki ve hukuki sonuçları olabileceği unutulmamalıdır. Mahkûmiyet hâlinde yalnızca hapis cezası değil, memuriyetten çıkarılma, kamu görevinden men gibi yaptırımlar da gündeme gelebilir. Bu nedenle savunma süreci titizlikle yürütülmelidir.
SSS
Zimmet suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisi olmak şart mı?
Evet. Zimmet suçunun en temel unsurlarından biri, failin kamu görevlisi olmasıdır. TCK 247 açıkça “kamu görevlisinin” zimmet suçunu işleyebileceğini düzenlemiştir. Kamu görevlisi; devletin, belediyelerin, kamu kurum ve kuruluşlarının veya kamu gücünü kullanan diğer tüzel kişiliklerin görevlerini yerine getiren kişileri kapsar. Özel sektörde çalışan kişiler, zimmet suçunu değil, TCK m.155 kapsamında güveni kötüye kullanma suçunu işlerler. Bu nedenle failin sıfatı suçun vasfını doğrudan belirler.
Kamu görevlisi olmayan biri zimmete karışırsa nasıl cezalandırılır?
Kamu görevlisi olmayan bir kişinin zimmete doğrudan karışması mümkün değildir; çünkü suçun faili olma şartı yoktur. Ancak bu kişi zimmete aracılık etmiş, kolaylaştırmış veya birlikte hareket etmişse “suça iştirak” hükümleri devreye girer. Örneğin, kamu görevlisinin parayı zimmetine geçirmesine yardım eden bir üçüncü kişi, yardım eden veya azmettiren sıfatıyla sorumlu tutulur. Ayrıca özel sektörde bir kişi kendisine emanet edilen malı alırsa güveni kötüye kullanma suçu söz konusu olur.
Zimmet suçunda kast nasıl ispat edilir?
Zimmet suçunda kast, failin malı kendi malı gibi kullanma iradesi ile anlaşılır. Bu irade çoğu zaman doğrudan beyanlarla değil, fiilin şekliyle ve davranış biçimiyle tespit edilir. Örneğin, kamu görevlisinin malı kişisel hesabına aktarması, harcaması veya başkalarına devretmesi kastın varlığına delil oluşturur. Yanlışlıkla yapılan bir işlem veya muhasebe hatası kastı göstermez. Bu nedenle Yargıtay, zimmet suçunun oluşması için “kasıtlı ve bilerek yapılan bir zimmete geçirme davranışının” varlığını arar.
Zimmet suçunda zamanaşımı süresi nedir?
Zimmet suçu için dava zamanaşımı süresi genellikle 15 yıldır. TCK’nın genel hükümleri uyarınca, cezası 12 yıldan fazla olan suçlarda zamanaşımı süresi 15 yıldır. Bu süre suçun işlendiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Ancak suç gizli kalmışsa veya eylem zincirleme şekilde devam etmişse zamanaşımı süresi farklı şekilde hesaplanabilir. Ayrıca soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zamanaşımını kesen veya durduran işlemler söz konusu olabilir.
Zimmet suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanır mı?
TCK’da zimmet suçu için özel bir etkin pişmanlık hükmü bulunmamaktadır. Ancak fail zararı tamamen giderirse, malı iade ederse veya mağduriyeti azaltırsa, hâkim bu durumu takdiri indirim nedeni olarak değerlendirebilir. Ayrıca sanığın yargılama sürecindeki tutumu, pişmanlık göstermesi ve soruşturmaya katkı sunması da cezada hafifletici neden olarak dikkate alınabilir. Yine de suçun oluşmuş olması durumunda, zarar giderilmiş olsa bile cezadan tamamen kurtulmak mümkün değildir.
Zimmet suçunda verilen ceza ertelenebilir mi?
Zimmet suçunda verilen cezanın ertelenip ertelenemeyeceği, ceza miktarına, failin sabıkasına ve yargılama sürecindeki davranışlarına bağlıdır. Eğer verilen hapis cezası 2 yıl veya altında kalırsa, mahkeme cezanın ertelenmesine karar verebilir. Ancak çoğu zimmet davasında verilen cezalar bu sürenin üzerinde olduğu için ertelenme ihtimali düşüktür. Ayrıca suçun ağırlığı ve kamu güvenine verdiği zarar da hâkimin takdirini etkileyen önemli unsurlardır.
Zimmet suçunda memuriyet sona erer mi?
Çoğu durumda evet. Zimmet suçundan mahkûmiyet kararı verildiğinde, ceza kesinleştiği andan itibaren kamu görevlisinin memuriyeti sona erer. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre, “zimmet” gibi yüz kızartıcı suçlardan hüküm giyenlerin kamu hizmetinde görev yapmaları mümkün değildir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) kararı verilmişse veya ceza ertelenmişse memuriyetin devamı mümkün olabilir; ancak disiplin hukuku açısından yine görevden çıkarma işlemi yapılabilir.
Zimmet suçunda uzlaşma veya şikâyetten vazgeçme mümkün müdür?
Hayır. Zimmet suçu uzlaşma kapsamında değildir ve kamu düzenini ilgilendiren suçlardan olduğu için mağdurun şikâyetten vazgeçmesi davayı düşürmez. Cumhuriyet Savcılığı, kamu adına soruşturmayı sürdürür ve kamu yararı doğrultusunda davayı sonuçlandırır. Bu nedenle mağdur tarafın geri çekilmesi süreci değiştirmez. Ancak zarar giderilirse bu durum cezanın hafifletilmesinde etkili olabilir.
Zimmet suçuna teşebbüs halinde nasıl ceza verilir?
Fail zimmet suçunu işlemeye teşebbüs etmiş ancak eylem tamamlanmamışsa, teşebbüs hükümleri uygulanır. Örneğin, zimmete para geçirmek amacıyla transfer işlemi başlatılmış ancak banka sistemi işlemi durdurmuşsa suç tamamlanmamış olur. Bu durumda fail, işlediği fiilin ağırlığına göre belirlenen cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar cezalandırılır. Yani teşebbüs hâlinde ceza daha azdır, ancak yine de suç işlenmiş kabul edilir.
Zimmet suçunun mağduru devlettir, birey tazminat talep edebilir mi?
Evet. Zimmet suçunda mağdur doğrudan devlet veya ilgili kamu kurumudur. Ancak kamu görevlisinin eylemi nedeniyle bir birey de zarara uğramışsa, bu kişi idareye karşı tam yargı davası açabilir. Devlet, meydana gelen zararı ödedikten sonra ilgili kamu görevlisine rücu edebilir. Ayrıca ceza davasının yanı sıra tazminat davası açmak da mümkündür. Bu davalar idari yargıda yürütülür ve zamanaşımı sürelerine dikkat edilmesi gerekir.
Sonuç
Zimmet suçu, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanarak kamuya veya kişilere ait malları haksız şekilde kendi malı gibi kullanmalarını engellemek amacıyla Türk hukuk sisteminde en ağır şekilde cezalandırılan suç tiplerinden biridir. Bu suçun temelinde, devletin vatandaşlarıyla kurduğu güven ilişkisi ve kamu hizmetlerinin dürüstlük, tarafsızlık ve hukuka uygunluk ilkeleri yer alır. Kamu görevlilerinin kendilerine emanet edilen değerleri kötüye kullanması, yalnızca maddi zararlara yol açmakla kalmaz, kamu kurumlarına duyulan güveni de ciddi şekilde zedeler.
Zimmet suçuyla ilgili süreçler son derece teknik, karmaşık ve hukuki bilgi gerektiren aşamalar içerir. Soruşturma izni, kastın ispatı, delil toplama, tazmin ve etkin pişmanlık gibi unsurlar ceza miktarını doğrudan etkiler. Ayrıca yargılama sürecinde verilen kararlar, failin yalnızca hapis cezası almasıyla sınırlı kalmayabilir; memuriyetten çıkarma, kamu görevinden men ve meslek hayatının tamamen sona ermesi gibi sonuçlar da doğurabilir. Bu nedenle, böyle bir suçla karşı karşıya kalan kişilerin haklarını etkili bir şekilde savunabilmeleri için hukuki süreci profesyonel destekle yürütmeleri büyük önem taşır.
Ceza hukuku ve ceza davaları alanında uzmanlaşmış bir ceza hukuku avukatı ile çalışmak, hem mağdur konumundaki bireylerin zararlarını giderebilmesi hem de suç isnadıyla karşılaşan kamu görevlilerinin haklarını koruyabilmesi açısından kritik bir rol oynar. Sürecin doğru yönetilmesi, delillerin eksiksiz sunulması ve savunma stratejisinin titizlikle hazırlanması, davanın sonucunu doğrudan etkileyen unsurlardır.
Bahariye Hukuk olarak, zimmet suçuna ilişkin yargılamalarda müvekkillerimize kapsamlı ve profesyonel hukuki destek sunuyoruz. Deneyimli ekibimizle, soruşturma aşamasından nihai karara kadar tüm süreçlerde yanınızda yer alıyor; haklarınızı en etkin şekilde savunmak için titizlikle çalışıyoruz. Eğer siz de böyle bir iddiayla karşı karşıyaysanız veya bu suçun mağduru olduysanız, alanında uzman bir İstanbul ceza avukatı ya da Kadıköy ceza avukatı ile sürecinizi güvenle yönetebilir, adaletin sağlanması için gerekli adımları en doğru şekilde atabilirsiniz.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.