Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, miras hukukunun en önemli konularından biri olup, bir kişinin ölümünden sonra bıraktığı vasiyetin hukuka uygun şekilde uygulanmasını ve vasiyet alacaklılarının haklarının korunmasını amaçlayan özel bir dava türüdür. Vasiyetname, kişinin ölümünden sonra malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma iradesinin yazılı şekilde ifade edildiği bir belgedir ve hukuken geçerli olması hâlinde bağlayıcı nitelik taşır. Ancak vasiyetin içeriği her zaman kendiliğinden yerine getirilmez; bazı durumlarda mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkabilir, vasiyet hükümleri uygulanmayabilir veya bir taraf yükümlülüğünü yerine getirmekten kaçınabilir. İşte bu gibi durumlarda vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası gündeme gelir.
Türk Medeni Kanunu, kişiye ölümünden sonra malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma hakkı tanımış ve vasiyetnameyi bu iradenin en temel araçlarından biri olarak düzenlemiştir. Ancak vasiyetin geçerliliği ve uygulanması belirli şekil ve içerik şartlarına bağlıdır. Vasiyetname el yazılı, resmî veya sözlü şekilde yapılabilir; fakat bu belgenin hukuki geçerliliğe sahip olması için kanunda belirtilen kurallara uygun şekilde hazırlanmış olması gerekir. Geçerli şekilde düzenlenmiş bir vasiyetname varsa, mirasçılar ve vasiyet alacaklıları bu tasarruflara uymakla yükümlüdür.
Uygulamada sıklıkla karşılaşılan sorunlardan biri, mirasçıların vasiyetin hükümlerini yerine getirmemesi ya da vasiyet konusu malları devretmeyi reddetmesidir. Bazı durumlarda vasiyetin varlığı bilinmediği için yerine getirme işlemi yapılamazken, bazı durumlarda da vasiyetin geçerliliği tartışma konusu yapılır. Bu gibi hallerde, vasiyet alacaklıları veya menfaati bulunan kişiler, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası açarak haklarını mahkeme nezdinde talep edebilir.
Bu makalede vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasının hukuki dayanaklarını, kimlerin dava açabileceğini, dava sürecinin nasıl işlediğini ve Yargıtay kararları ışığında uygulamada nasıl sonuçlar doğurduğunu detaylı şekilde ele alacağız. Ayrıca, dava açarken dikkat edilmesi gereken önemli hususlara ve sık yapılan hatalara da değinerek, miras hukukunda hak kaybı yaşanmaması için izlenmesi gereken adımları aktaracağız.
Vasiyetnamenin Hukuki Niteliği ve Geçerlilik Şartları
Vasiyetname, kişinin ölümünden sonra malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma iradesini gösteren tek taraflı, ölüme bağlı bir hukuki işlemdir. Türk Medeni Kanunu’na göre (TMK m.531 vd.), her birey malvarlığının tamamı veya bir kısmı üzerinde vasiyet yoluyla tasarruf edebilir. Bu yönüyle vasiyetname, miras sözleşmesinden farklıdır; çünkü miras sözleşmesi iki taraflı bir işlem iken vasiyet, yalnızca miras bırakanın iradesine dayanır.
Vasiyetnamenin hukuken geçerli olabilmesi için hem şekli hem de maddi şartlara uygun olması gerekir:
📜 Şekli Şartlar: Vasiyetname resmî, el yazılı veya olağanüstü (sözlü) şekilde yapılabilir. Resmî vasiyet noter veya sulh hâkimi huzurunda düzenlenir. El yazılı vasiyetin tamamen miras bırakanın el yazısıyla yazılmış ve imzalanmış olması gerekir. Sözlü vasiyet ise olağanüstü durumlarda (savaş, ölüm tehlikesi vb.) iki tanık huzurunda yapılabilir.
⚖️ Maddi Şartlar: Vasiyetname düzenleyen kişinin fiil ehliyetine sahip olması, iradesinin sakatlanmamış olması (hile, tehdit, cebir olmaması) ve tasarrufun kamu düzenine aykırı olmaması gerekir.
Vasiyetname, geçerli bir şekilde düzenlenmişse, mirasçıları ve üçüncü kişileri bağlar. Ancak bu bağlayıcılık her zaman kendiliğinden sonuç doğurmaz. Özellikle mirasçılar arasında anlaşmazlık çıkması veya vasiyet hükümlerinin bilinmemesi hâlinde mahkeme yoluna başvurmak gerekebilir. İşte vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası tam da bu noktada devreye girer.
Kimler Dava Açabilir? Dava Hakkı ve Süreler
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, vasiyet alacaklılarının ve vasiyet hükümlerinden doğrudan menfaati bulunan kişilerin başvurabileceği bir yoldur. TMK m.600’e göre vasiyet alacaklısı, vasiyetnameyle kendisine bırakılan hakkı elde etmek için bu davayı açabilir. Bu kişiler şunlardır:
Vasiyetle belirli bir mal veya hak kendisine bırakılan vasiyet lehtarı
Vasiyetnameye göre belirli bir borcu yerine getirmekle yükümlü olan mirasçının davranışından zarar gören kişi
Vasiyetname ile lehine yükümlülük veya şart konulan üçüncü kişiler
📌 Mirasçılar Dışında Kişiler de Açabilir: Vasiyet alacaklısı mutlaka yasal mirasçı olmak zorunda değildir. Bazen miras bırakan, mirasçısı olmayan bir kişiye de mal veya hak bırakabilir. Bu kişi, vasiyetnamenin uygulanmaması hâlinde mahkemeye başvurabilir.
Dava Açma Süresi
Kanunda açıkça düzenlenmiş bir hak düşürücü süre olmamakla birlikte, vasiyetin açılmasından itibaren 10 yıl içinde dava açılması gerekir. Ancak uygulamada hak kaybı yaşanmaması adına vasiyetin açıldığı tarihten itibaren makul süre içinde dava açılması önerilir. Ayrıca, vasiyetin yerine getirilmediğini öğrendikten sonra uzun süre hareketsiz kalmak, “hak düşümü” riskini artırabilir.
📌 Önemli Not: Vasiyetnameye ilişkin iptal davası ile yerine getirme davası farklıdır. Eğer vasiyetin geçersiz olduğunu iddia ediyorsanız iptal davası, hükümlerine rağmen uygulanmadığını iddia ediyorsanız yerine getirme davası açmalısınız.
Dava Süreci, Görevli Mahkeme ve İspat Yükü
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, miras hukukuna özgü özel bir dava olduğundan belirli bir usule tabidir. Süreç şu şekilde işler:
Görevli ve Yetkili Mahkeme
Bu davaya bakma görevi, miras bırakanın son yerleşim yerindeki Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir. Vasiyetin yerine getirilmemesi bir taşınmazla ilgiliyse, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi de yetkili olabilir.
Dava Açma ve Talep Edilebilecek Haklar
Davacı, mahkemeden şu taleplerde bulunabilir:
Vasiyetname hükümlerinin yerine getirilmesi ve vasiyet konusu malın kendisine teslimi
Vasiyetin ihlali nedeniyle uğranılan maddi zararların tazmini
Gerekirse vasiyetin yerine getirilmemesi nedeniyle mirasçıların sorumluluğuna gidilmesi
Dava dilekçesinde vasiyetnamenin bir örneği, mirasçılık belgesi ve vasiyetin yerine getirilmediğine ilişkin deliller sunulmalıdır.
İspat Yükü ve Deliller
Vasiyetnamenin varlığını ve geçerliliğini ispat yükü davacıya aittir. Ancak vasiyetin yerine getirilmediğini veya engellendiğini iddia eden taraf, bu iddiasını somut delillerle desteklemelidir. Tanık beyanları, tapu kayıtları, banka hareketleri gibi belgeler delil olarak kullanılabilir. Mirasçılar vasiyetin yerine getirilmesini reddediyorsa, bu reddin hukuki dayanağını ispat etmekle yükümlüdür.
📌 Yargıtay Kararı (3. HD, E.2021/1734, K.2022/2458):
Mahkeme, vasiyet alacaklısının kendisine bırakılan taşınmazın devri için açtığı davada, vasiyetnamenin geçerli olduğunu ve mirasçıların yükümlülüğünü yerine getirmediğini tespit etmiş; taşınmazın davacı adına tesciline karar vermiştir. Yargıtay da kararı onamıştır. Bu karar, vasiyetnamenin bağlayıcılığının altını çizer.
Vasiyetnamenin Uygulanmamasının Sonuçları
Vasiyetname, hukuken geçerli şekilde düzenlenmişse, mirasçılar ve diğer ilgililer açısından bağlayıcı bir irade beyanıdır. Bu nedenle vasiyetin uygulanmaması ya da kasıtlı olarak engellenmesi ciddi hukuki sonuçlar doğurur. En temel sonuç, vasiyet alacaklısının yargı yoluna başvurarak hakkını talep edebilmesidir. Ancak bu durumun etkileri yalnızca dava açma hakkıyla sınırlı değildir; mirasçılar açısından da birtakım hukuki ve cezai sonuçlar ortaya çıkabilir.
Mirasçıların Sorumluluğu
Vasiyet hükümlerini yerine getirmeyen mirasçılar, hem hukuki hem de maddi sorumluluk altına girer. Örneğin vasiyet konusu taşınmazı devretmeyi reddeden bir mirasçı, mahkeme kararıyla tescil işlemini yapmak zorunda kalabilir. Ayrıca vasiyetin uygulanmaması nedeniyle davacının uğradığı maddi zararların tazmini de söz konusu olabilir.
📌 Örnek: Vasiyetle bir kişiye para bırakıldığı hâlde mirasçı bu parayı ödemeyi reddederse, mahkeme kararıyla ödeme yapılmasına hükmedilir. Gecikme nedeniyle doğan faiz ve zararlar da ayrıca talep edilebilir.
Tenkis ve İptal Davalarıyla İlişki
Bazı durumlarda vasiyetname, saklı paya tecavüz ettiği için kısmen veya tamamen geçersiz olabilir. Bu durumda mirasçılar tenkis davası açarak vasiyetin iptalini talep edebilir. Ancak tenkis davası açılmış olması vasiyetin yerine getirilmesi davasının açılmasını engellemez. Mahkeme, iki davayı birlikte değerlendirebilir.
Cezai Sorumluluk İhtimali
Nadir de olsa, mirasçıların vasiyetin uygulanmasını kasıtlı olarak engellemesi veya vasiyet belgesini gizlemesi durumunda belgeyi saklama veya yok etme gibi suçlar gündeme gelebilir. Bu tür durumlar savcılığa bildirilerek ceza soruşturması başlatılabilir.
Yargıtay Kararları Işığında Uygulama Örnekleri
Yargıtay içtihatları, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davalarının nasıl sonuçlandığına dair önemli ipuçları sunar. Aşağıda, bu konuda emsal teşkil eden bazı kararlar yer almaktadır:
📍 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E.2021/3345, K.2022/4786:
Davacı, vasiyetle kendisine bırakılan taşınmazın mirasçılar tarafından devredilmemesi üzerine dava açmıştır. Mahkeme, vasiyetnamenin geçerli olduğunu ve davacının hakkının ihlal edildiğini belirterek taşınmazın tesciline karar vermiştir. Yargıtay, “vasiyetnamenin bağlayıcı nitelikte olduğu ve mirasçıların tasarrufu yerine getirmekle yükümlü oldukları” gerekçesiyle kararı onamıştır.
📍 Yargıtay 14. HD, E.2020/2143, K.2021/3451:
Davacı, vasiyetle kendisine bırakılan taşınmazı mirasçılardan talep etmiş, ancak mirasçılar vasiyetin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Mahkeme, vasiyetin usule uygun yapıldığını ve geçerli olduğunu tespit ederek davacının talebini kabul etmiştir. Yargıtay, “geçerli vasiyetnamenin uygulanmasının mirasçılar açısından zorunlu olduğunu” vurgulamıştır.
📍 Yargıtay 1. HD, E.2019/6581, K.2020/1148:
Bir başka kararda ise, vasiyetnamenin içeriğinin belirsizliği nedeniyle uygulanmasının mümkün olmadığı ileri sürülmüş, mahkeme vasiyetin yorum yoluyla uygulanabilir olduğuna karar vermiştir. Yargıtay, “vasiyetin yorumlanmasında miras bırakanın gerçek iradesinin esas alınması gerektiğini” belirterek kararı onamıştır.
Bu kararlar göstermektedir ki, Yargıtay uygulamasında vasiyetnamenin yerine getirilmesi konusunda temel yaklaşım, miras bırakanın iradesine en yakın sonucun sağlanmasıdır. Şekil şartlarına uygun şekilde yapılmış bir vasiyetname, mirasçılar açısından neredeyse mutlak bağlayıcılığa sahiptir.
Uygulamada Yapılan Hatalar ve Pratik Öneriler
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, teoride açık ve net bir süreç gibi görünse de uygulamada birçok hata ve yanlış anlaşılma sebebiyle hak kayıpları yaşanabilmektedir. Bu nedenle dava sürecinin her aşamasında dikkatli olunmalıdır.
Sık Yapılan Hatalar
Vasiyetnamenin açılmasını beklemeden dava açmak: Vasiyetname, miras bırakanın ölümünden sonra sulh hukuk mahkemesinde açılmalıdır. Açılmadan dava açılması hâlinde dava reddedilebilir.
Yanlış mahkemeye başvuru: Yetkili mahkeme miras bırakanın son yerleşim yeri mahkemesidir. Yanlış yerden açılan davalar reddedilir veya yetkisizlik kararı verilir.
Sürelerin kaçırılması: Kanunda açık bir süre olmamasına rağmen, makul süre içinde dava açılmaması hâlinde “hak düşümü” tartışmaları gündeme gelebilir.
Geçersiz vasiyetnameye dayanarak dava açmak: Şekil şartlarına aykırı vasiyetnameler geçersiz sayılır ve dava sonuçsuz kalır.
Pratik Öneriler
✅ Vasiyetin Açılmasını Bekleyin: Ölüm sonrası vasiyetnameyi sulh hukuk mahkemesinde açtırın ve resmi suretini alın.
✅ İspat Belgelerini Toplayın: Tapu kayıtları, banka dekontları, tanık beyanları gibi belgelerle vasiyetin uygulanmadığını ispatlayın.
✅ Yorum İlkesine Dikkat Edin: Vasiyet belirsizse, miras bırakanın gerçek iradesini ortaya koyabilecek deliller sunun.
✅ Avukat Desteği Alın: Miras hukuku teknik detaylar içerdiğinden, süreçte profesyonel hukuki yardım almak hak kayıplarını önler.
📌 Önemli Not: Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, miras davalarına göre daha hızlı sonuçlanabilse de mirasçılar arasındaki ihtilaflar süreci uzatabilir. Bu nedenle dava stratejisi önceden planlanmalı ve deliller titizlikle hazırlanmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası ne zaman açılabilir?
Bu dava, miras bırakanın ölümünden sonra vasiyetnamenin açılması ve içeriğinin öğrenilmesinin ardından açılabilir. Ölümden önce vasiyet hükümleri doğrudan uygulanamayacağı için dava açılması mümkün değildir. Vasiyetnamenin açılması işlemi sulh hukuk mahkemesinde yapılır ve bu işlem tamamlandıktan sonra vasiyet hükümleri yerine getirilmezse ilgili kişiler mahkemeye başvurarak haklarını talep edebilir. Genellikle vasiyetin uygulanmadığını öğrendikten sonra 10 yıl içinde dava açılması önerilir.
Kimler vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası açabilir?
Bu davayı yalnızca yasal mirasçılar değil, vasiyetle lehine tasarrufta bulunulan tüm kişiler açabilir. Örneğin, miras bırakan bir arkadaşına evini bırakmışsa, o kişi mirasçı olmasa bile vasiyet alacaklısı olarak dava açma hakkına sahiptir. Ayrıca vasiyetle bir borcun yerine getirilmesinden menfaati bulunan kişiler de bu davayı açabilir. Önemli olan, vasiyet hükümlerinin doğrudan kişiye bir hak veya menfaat sağlamış olmasıdır.
Vasiyetname açılmadan dava açarsam ne olur?
Vasiyetnamenin açılması, vasiyet hükümlerinin resmi olarak geçerli hâle gelmesi açısından zorunludur. Vasiyet açılmadan dava açılırsa mahkeme davayı usulden reddeder. Bu nedenle öncelikle sulh hukuk mahkemesine başvurularak vasiyetin açılması ve tüm taraflara tebliğ edilmesi gerekir. Ancak vasiyet açıldıktan sonra vasiyetin uygulanmadığı veya mirasçıların yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilirse dava açılabilir.
Vasiyetnamenin iptali ile yerine getirilmesi davası arasındaki fark nedir?
Bu iki dava sıkça karıştırılır. Vasiyetnamenin iptali davası, vasiyetin şekil veya irade bozukluğu nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmek için açılır. Örneğin miras bırakan vasiyet düzenlerken ehliyetsizse ya da tehdit altındaysa iptal davası açılır. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası ise geçerli bir vasiyetin uygulanmadığı durumlarda açılır. Kısacası iptal davası vasiyetin geçerliliğini, yerine getirme davası ise uygulamasını hedefler.
Vasiyetnamenin uygulanmaması hâlinde mirasçıya ceza verilir mi?
Vasiyet hükümlerini yerine getirmemek, tek başına bir ceza sorumluluğu doğurmaz. Ancak mirasçı, vasiyet belgesini kasıtlı olarak saklar, yok eder veya değiştirirse, bu durum Türk Ceza Kanunu bakımından suç teşkil eder ve cezai sorumluluk gündeme gelebilir. Ayrıca vasiyetin uygulanmaması nedeniyle açılan davada mahkeme, mirasçıyı maddi tazminat ödemeye mahkûm edebilir.
Vasiyet alacaklısı öldüyse dava hakkı mirasçılarına geçer mi?
Evet. Vasiyetle bir hak kazanmış kişi dava açmadan önce ölürse, bu hak mirasçılarına intikal eder. Örneğin vasiyetle bir taşınmaz bırakılmışsa ve vasiyet alacaklısı vefat etmişse, onun yasal mirasçıları vasiyetnamenin yerine getirilmesi davasını açarak hakkı talep edebilir. Ancak bu durumda dava, vasiyet alacaklısının miras payı üzerinden yürütülür.
Vasiyetin yerine getirilmemesi hâlinde taşınmazlar nasıl devredilir?
Vasiyet konusu bir taşınmaz ise ve mirasçılar devri reddediyorsa, mahkeme kararıyla tescil işlemi yapılabilir. Mahkeme, vasiyetin geçerli olduğunu ve davacının haklı olduğunu tespit ederse, taşınmazın davacı adına tesciline karar verir. Bu karar kesinleştikten sonra tapu müdürlüğü re’sen işlem yapar. Böylece vasiyet hükümleri zorla da olsa yerine getirilmiş olur.
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası ne kadar sürer?
Davanın süresi, vasiyetin içeriğine, taraf sayısına, delil durumuna ve mirasçıların tutumuna bağlı olarak değişir. Basit dosyalarda dava ortalama 6 ila 12 ay arasında sonuçlanabilirken, taşınmaz devri, iptal davasıyla birleşme veya tenkis talepleri gibi durumlar söz konusuysa süreç 2-3 yıla kadar uzayabilir. Ayrıca mirasçıların itirazları ve temyiz süreçleri de süreci etkileyen unsurlardır.
Yurt dışında düzenlenen vasiyetnamenin yerine getirilmesi için Türkiye’de dava açılabilir mi?
Evet. Türk Medeni Kanunu’na göre yabancı ülkelerde düzenlenen vasiyetnameler, Türk hukukuna göre geçerli şekil şartlarını taşıyorsa Türkiye’de de geçerli kabul edilir. Vasiyetname yabancı dildeyse yeminli tercüme yapılması gerekir. Geçerli olduğu tespit edilirse, vasiyetin konusu Türkiye’de bulunan malvarlığına ilişkinse Türkiye’de vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası açılabilir.
Dava reddedilirse tekrar açabilir miyim?
Eğer dava usul eksiklikleri veya eksik deliller nedeniyle reddedildiyse ve bu eksiklikler giderilebiliyorsa tekrar dava açabilirsiniz. Ancak mahkeme vasiyetin geçersiz olduğuna hükmetmişse, bu karar kesinleştiğinde yeniden dava açmak mümkün olmayabilir. Bu nedenle dava açmadan önce vasiyetnamenin şekli ve maddi geçerliliğinin uzman bir miras hukuku avukatı tarafından incelenmesi önemlidir.
Sonuç
Vasiyetnamenin yerine getirilmesi davası, miras bırakanın ölümünden sonra iradesinin hayata geçirilmesi ve vasiyet alacaklılarının haklarının korunması açısından miras hukukunun en önemli mekanizmalarından biridir. Bu dava sayesinde, hukuken geçerli bir vasiyetnameye rağmen mirasçılar tarafından yerine getirilmeyen hükümler yargı yoluyla uygulanabilir hâle gelir ve miras bırakanın son arzusu yasal olarak hayata geçirilir.
Uygulamada bu tür davalar, yalnızca mirasçılar arasında çıkan anlaşmazlıkların değil, aynı zamanda belirsiz vasiyet hükümlerinin yorumlanması, taşınmaz devrinin yapılmaması, vasiyet alacaklısının hakkının reddedilmesi gibi çok sayıda sorunun çözümünde kilit rol oynar. Ancak bu süreç çoğu zaman teknik detaylar, süreler, delil toplama yöntemleri ve ispat yükü bakımından karmaşık bir hâl alır. Bu nedenle vasiyetnamenin geçerliliğinin doğru şekilde değerlendirilmesi, dava stratejisinin dikkatli planlanması ve olası risklerin önceden tespit edilmesi büyük önem taşır.
Miras bırakanın iradesi, yalnızca şekil şartlarına uygun bir vasiyetname düzenlemekle değil, aynı zamanda bu vasiyetin doğru şekilde uygulanmasıyla hayata geçer. Vasiyet hükümlerinin yerine getirilmemesi, miras alacaklılarının hak kaybı yaşamasına, aile içi uyuşmazlıkların derinleşmesine ve uzun süren davalara yol açabilir. Bu risklerin en aza indirilebilmesi için sürecin başından itibaren profesyonel hukuki destek alınması, davanın başarılı sonuçlanma ihtimalini önemli ölçüde artırır.
Miras hukuku alanında uzman bir miras avukatı, vasiyetnamenin geçerliliğinin tespit edilmesinden dava dilekçesinin hazırlanmasına, delillerin toplanmasından yargılama sürecinin yönetilmesine kadar tüm adımlarda müvekkiline kapsamlı bir hukuki yol haritası sunar. Özellikle taşınmaz devri, vasiyetin yorumlanması veya iptal talepleri gibi karmaşık konularda uzman desteği almak, sürecin sağlıklı ilerlemesini sağlar.
Bahariye Hukuk olarak, vasiyetnamenin yerine getirilmesi davalarında müvekkillerimizin haklarını korumak için titizlikle çalışıyor, miras bırakanın iradesinin eksiksiz şekilde hayata geçirilmesi için stratejik çözümler sunuyoruz. Deneyimli İstanbul miras avukatı ve Kadıköy miras avukatı ekibimizle, dava sürecinin her aşamasında yanınızda yer alıyor ve miras hukukundan doğan haklarınızı en güçlü şekilde savunuyoruz.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.