Miras payının devri, mirasçının sahip olduğu miras hakkını bir başka kişiye, çoğunlukla diğer mirasçılardan birine veya üçüncü kişilere sözleşme yoluyla devretmesidir. Türk Medeni Kanunu kapsamında miras, miras bırakanın ölümüyle birlikte tüm mirasçılara elbirliği mülkiyeti ile geçer ve her mirasçı, tereke üzerindeki ortak mülkiyetin bir parçası hâline gelir. Ancak mirasçılar bu haklarını kendileri kullanmak zorunda değildir; hukuken tanınan bir hak olarak, paylarını bir başka kişiye devredebilir ve mirastan çekilebilirler. Bu işlem, mirasın paylaşım sürecinde esneklik sağlar, aile içi anlaşmazlıkların çözümüne katkıda bulunur ve mirasçılar arasındaki çıkar çatışmalarını ortadan kaldırabilir.
Miras payının devri, özellikle mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanan veya bir mirasçının mirastaki payını nakde çevirmek istediği durumlarda tercih edilir. Örneğin, taşınmazlar gibi bölünmesi zor malların bulunduğu tereke dosyalarında bir mirasçı, payını kardeşine devrederek hem kendi payının parasal karşılığını alabilir hem de paylaşım sürecini hızlandırabilir. Aynı şekilde mirasçılar dışında bir üçüncü kişiye devredilmesi de mümkündür; bu durumda devralan kişi, tereke üzerindeki haklara sahip olur ve diğer mirasçılarla birlikte ortak malik konumuna geçer.
Bu tür bir devir işlemi, her ne kadar pratik bir çözüm sunsa da ciddi hukuki sonuçlar doğurur ve doğru biçimde yapılmadığı takdirde geçersiz sayılabilir. Özellikle yazılı şekil şartı, tarafların açık rızası, devrin konusunun belirlenmesi ve noter onayı gibi unsurların titizlikle yerine getirilmesi gerekir. Ayrıca devrin, miras bırakan hayattayken yapılamayacağı, yalnızca ölümden sonra terekenin açılmasıyla birlikte mümkün olacağı unutulmamalıdır.
Bu makalede, miras payının devrine ilişkin hukuki çerçeveyi, şekil ve geçerlilik şartlarını, devrin kimlere ve nasıl yapılabileceğini, Yargıtay içtihatları ışığında uygulamadaki sonuçlarını ve dikkat edilmesi gereken noktaları detaylı biçimde ele alacağız. Ayrıca bu işlemin miras taksim sözleşmesinden farklarını ve taraflara sağladığı avantajları da değerlendireceğiz.
Miras Payının Devri Nedir? Hukuki Anlamı ve Önemi
Miras payının devri, miras bırakanın vefatından sonra terekeye dahil olan malvarlığı üzerindeki hakların bir mirasçı tarafından başka bir mirasçıya veya üçüncü kişiye devredilmesi anlamına gelir. Miras bırakanın ölümüyle birlikte miras tüm mirasçılara elbirliği mülkiyeti ile geçer ve her bir mirasçı tereke üzerinde ortak bir hakka sahip olur. Ancak bu hak, devredilemez nitelikte değildir. Kanun, mirasçılara sahip oldukları paylarını devretme ve böylece mirastan çekilme imkânı tanımaktadır.
Miras payının devri, hukuken bir “tasarruf işlemi”dir. Bu işlem sonucunda devreden mirasçı, artık miras payı üzerinde hak iddia edemez ve devralan kişi mirasçının tüm hak ve yükümlülüklerini üstlenir. Özellikle mirasçılar arasında anlaşmazlık yaşanan durumlarda veya bir mirasçının payını nakde çevirmek istemesi hâlinde bu işlem büyük bir kolaylık sağlar. Örneğin, bir taşınmazın satışı veya paylaşımı konusunda anlaşamayan mirasçılar arasında pay devri yapılarak mülkiyet ilişkisi sadeleştirilebilir ve anlaşmazlıklar sona erdirilebilir.
Miras payının devri, uygulamada en çok iki durumda karşımıza çıkar:
Mirasçının payını bir diğer mirasçıya devretmesi (çoğunlukla aile içinde paylaşımı kolaylaştırmak amacıyla),
Mirasçının payını üçüncü bir kişiye devretmesi (çoğunlukla nakde çevirmek veya mirastan tamamen çekilmek amacıyla).
Her iki durumda da hukuki sonuçlar farklılık gösterebilir ve tarafların dikkat etmesi gereken bazı önemli ayrıntılar vardır. Aksi hâlde yapılan işlem geçersiz sayılabilir veya ileride dava konusu olabilir.
Yasal Dayanak ve Türk Medeni Kanunu’ndaki Düzenleme
Miras payının devrine ilişkin hükümler doğrudan Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) yer almaz; ancak TMK’nın 599. maddesi ile 640 ve devamı maddeleri bu işlemin dayanağını oluşturur. TMK m.599’a göre, “miras bırakanın ölümüyle birlikte miras, mirasçılara elbirliği mülkiyeti şeklinde geçer.” Elbirliği mülkiyetinde her mirasçı terekenin tamamı üzerinde ortak hak sahibidir ve bu hakları devretme imkânı da bulunmaktadır.
Ayrıca Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri de miras payının devrine uygulanır. Miras hakkı, tıpkı bir alacak hakkı gibi devredilebilir nitelikte olduğu için, devrin temelini “alacağın temliki” hükümleri oluşturur. Bu nedenle devrin geçerliliği için yazılı sözleşme yapılması zorunludur. Noter onayı zorunlu olmamakla birlikte, ispat kolaylığı ve güvence açısından uygulamada noter huzurunda düzenlenmesi tavsiye edilir.
📌 Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2021/3264 E., 2022/4895 K. sayılı kararında:
“Mirasçının payını diğer mirasçılara devretmesi mümkün olup, devrin yazılı bir sözleşmeyle yapılması zorunludur. Şekil şartına uyulmayan devir sözleşmeleri geçersizdir.”
Bu içtihat, miras payı devrinin hukuki geçerliliğinin temel şartlarını açıkça ortaya koyar. Yani sözlü olarak yapılan bir devir, hukuken geçersizdir ve herhangi bir sonuç doğurmaz.
Miras Payı Devrinin Türleri ve Şekil Şartları
Miras payının devri, tarafların iradesine ve devrin kime yapıldığına göre iki ana grupta incelenir:
Mirasçılar Arasında Pay Devri
En yaygın görülen devirdir. Burada mirasçılardan biri, payını diğer mirasçılardan birine devreder. Bu devir genellikle aile içi uzlaşmayı sağlamak, paylaşımı kolaylaştırmak veya mirasçı sayısını azaltmak amacıyla yapılır.
Örneğin üç kardeşten biri miras payını diğer iki kardeşe devrederse, devreden kardeş artık miras sürecinden tamamen çekilmiş olur. Diğer kardeşler miras üzerinde daha yüksek pay sahibi hâline gelir.
Avantajları:
Aile içi ilişkiler korunur ve paylaşım kolaylaşır.
Dava riskleri azalır.
Miras taksim sözleşmesiyle birlikte uygulanırsa süreci sadeleştirir.
Dikkat edilmesi gerekenler:
Tüm tarafların rızası gerekir.
Yazılı sözleşme zorunludur.
Noter huzurunda yapılması ispat açısından avantaj sağlar.
Üçüncü Kişilere Pay Devri
Bir mirasçı payını, mirasçılar dışında bir üçüncü kişiye de devredebilir. Bu durumda devralan kişi mirasçılık sıfatı kazanmasa da miras üzerindeki haklara ortak olur. Yani artık tereke üzerindeki işlemler için onun da rızası gerekir.
Örneğin, bir kardeş payını bir yatırımcıya veya alacaklısına devrettiğinde, devralan kişi tereke üzerindeki haklara sahip olur ve diğer mirasçılarla birlikte hareket etmek zorundadır.
Avantajları:
Mirasçı payını nakde çevirebilir.
Finansal yükümlülüklerini yerine getirebilir.
Tereke üzerindeki haklarını değerlendirme imkânı bulur.
Dikkat edilmesi gerekenler:
Diğer mirasçıların onayı gerekmez, ancak ortak mülkiyet ilişkisi değişir.
Devir alan kişi, mirasçılarla birlikte hareket etmek zorundadır.
Tereke işlemleri daha karmaşık hâle gelebilir.
Şekil Şartları
Miras payı devrinin geçerli olabilmesi için bazı şartlara mutlaka uyulmalıdır:
Yazılı sözleşme: Devir mutlaka yazılı şekilde yapılmalıdır. Sözlü anlaşmalar hukuken geçersizdir.
Belirli konu: Sözleşmede hangi payın devredildiği açıkça belirtilmelidir.
Tarafların rızası: Devreden ve devralan tarafların özgür iradeleriyle sözleşmeyi imzalamaları gerekir.
Noter onayı (önerilir): Zorunlu değildir ancak ispat gücünü artırır.
Tereke belirlenmiş olmalı: Devir, miras bırakanın ölümünden sonra ve mirasçılık belgesi alındıktan sonra yapılabilir.
📌 Örnek:
Bir mirasçı, tereke üzerindeki %25 payını diğer kardeşine yazılı sözleşmeyle devrettiğinde, artık miras sürecine taraf olmaktan çıkar. Devralan kardeş ise hem kendi payı hem de devraldığı pay üzerinde hak sahibi olur.
Uygulamada Miras Payı Devri: Sözleşme Süreci, Adımlar ve Dikkat Edilecek Noktalar
Miras payının devri, hukuki açıdan teknik bir işlem olduğu kadar pratikte de birçok adımı ve formaliteyi içerir. Sözleşmenin doğru şekilde düzenlenmemesi veya eksik unsurlar içermesi hâlinde işlem geçersiz olabilir ya da taraflar açısından beklenmeyen sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle uygulamada aşağıdaki adımların dikkatle izlenmesi gerekir:
Mirasçılık Belgesinin Alınması
Miras payı devri yapılmadan önce mirasçıların kimler olduğu kesin olarak belirlenmelidir. Bunun için sulh hukuk mahkemesinden veya noterden mirasçılık belgesi (veraset ilamı) alınır. Bu belge olmadan yapılan işlemler geçersiz olmasa da ileride uyuşmazlık çıkarma ihtimali yüksektir.
Terekenin Tespiti ve Pay Oranlarının Belirlenmesi
Hangi malların miras kapsamında olduğunu bilmeden yapılacak devir işlemleri risklidir. Bu nedenle devredilecek payın içeriği, tereke listesi ve miras oranları net şekilde ortaya konmalıdır. Özellikle taşınmaz, şirket hissesi, alacak gibi farklı nitelikteki varlıkların detaylı biçimde belirlenmesi gerekir.
Sözleşmenin Hazırlanması
Miras payı devri sözleşmesi, yazılı şekilde hazırlanmalı ve tarafların tüm iradelerini açıkça yansıtmalıdır. Sözleşmede aşağıdaki unsurlar mutlaka yer almalıdır:
Tarafların kimlik bilgileri
Devredilen payın kapsamı ve oranı
Devir bedeli (varsa)
Devir tarihinden itibaren devralanın sahip olacağı haklar
Tarafların iradelerinin serbest olduğunu gösteren ifadeler
Noter onayı zorunlu olmamakla birlikte, ispat gücünü artırması ve ileride çıkabilecek uyuşmazlıkların önüne geçmesi bakımından noter huzurunda düzenlenmesi tavsiye edilir.
Devir Bedeli ve Ödeme Şartlarının Belirlenmesi
Pay devri bedelli yapılacaksa (yani devralan kişi bir bedel ödeyecekse), bu bedel açıkça sözleşmede belirtilmeli ve ödeme yöntemleri düzenlenmelidir. Aksi hâlde taraflar arasında alacak-borç uyuşmazlığı doğabilir.
Tapu ve Diğer Resmî İşlemler
Eğer devredilen pay bir taşınmazı içeriyorsa, tapu müdürlüğünde işlem yapılması gerekir. Tereke üzerindeki taşınmazların pay devri sözleşmesi ile devredilmesi tek başına yeterli değildir; tapuda tescil işleminin de tamamlanması şarttır.
Yargıtay Kararları Işığında Miras Payı Devri: Geçerlilik, İptal Sebepleri ve Uyuşmazlıklar
Miras payı devrine ilişkin birçok uyuşmazlık yargıya taşınmış ve Yargıtay içtihatları, bu alanda önemli hukuki ilkeler ortaya koymuştur. Bu içtihatlar, hem sözleşmenin geçerliliği hem de iptal sebepleri bakımından yol gösterici niteliktedir.
Önemli Yargıtay Kararları ve İlkeler
Yargıtay 1. HD, E.2019/5487, K.2020/7119:
“Miras payı devri sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı şekilde yapılması zorunludur. Sözlü devir anlaşmaları hukuken sonuç doğurmaz.”
📌 Bu karar, en temel şekil şartını hatırlatır: sözleşme yazılı olmazsa geçerli değildir.
Yargıtay 3. HD, E.2021/4268, K.2022/3412:
“Bir mirasçının payını üçüncü kişiye devretmesi hâlinde devralan kişi mirasçı sıfatı kazanmaz, ancak tereke üzerinde ortak malik hâline gelir.”
📌 Bu içtihat, üçüncü kişilere yapılan devirlerin hukuki sonuçlarını net biçimde ortaya koyar.
Yargıtay 14. HD, E.2020/4876, K.2021/5098:
“Baskı, tehdit veya hile ile yapılan miras payı devri sözleşmeleri iptal edilebilir.”
📌 Tarafların iradesinin serbestçe oluşmamış olması, sözleşmenin iptaline neden olabilir.
Yargıtay 8. HD, E.2022/3875, K.2023/2149:
“Bedel belirtilmeden yapılan pay devri sözleşmelerinde taraf iradesinin belirlenmesi mümkün değilse sözleşme geçersiz sayılır.”
📌 Bedelli devirlerde bedel konusunun net olması şarttır.
Uygulamada Sık Görülen Uyuşmazlıklar
Şekil eksikliği: Sözleşmenin yazılı olmaması, imza eksikliği veya tarih belirtilmemesi hâlinde sözleşme geçersiz sayılır.
İrade fesadı: Hile, aldatma veya baskı altında imzalanan sözleşmeler iptal edilir.
Terekenin eksik gösterilmesi: Devredilen payın kapsamı tam olarak belirtilmemişse uyuşmazlık doğabilir.
Üçüncü kişilere devrin sonuçları: Diğer mirasçılar, üçüncü kişilerin terekeye dahil olmasıyla yeni uyuşmazlıklar yaşayabilir.
Bedel uyuşmazlıkları: Sözleşmede ödeme yöntemi veya miktarı net değilse dava konusu olabilir.
Pratik Tavsiyeler, Riskler ve Stratejik Öneriler
Miras payı devri, doğru ve dikkatli yapılmadığında uzun süren davalara, hak kayıplarına ve aile içi ilişkilerin bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle süreci profesyonelce yönetmek büyük önem taşır. Aşağıda uygulamada en çok önerilen stratejileri bulabilirsiniz:
Profesyonel Hukuki Destek Alın
Miras payı devri teknik ve karmaşık bir işlemdir. Özellikle yüksek değerli taşınmazlar, şirket hisseleri veya alacak hakları söz konusuysa mutlaka miras hukuku alanında uzman bir miras hukuku avukatı eşliğinde işlem yapılmalıdır. Avukat, sözleşmenin geçerliliği, vergi boyutu ve olası riskleri konusunda taraflara yol gösterir.
Tereke Tam ve Şeffaf Belirlenmeli
Devredilecek payın neyi kapsadığı belirsizse sözleşme ileride iptal edilebilir. Bu yüzden tereke unsurlarının eksiksiz belirlenmesi ve sözleşmede açıkça yer alması gerekir.
Noter Onayıyla Güvence Altına Alın
Noter onayı zorunlu olmasa da taraf iradesinin serbestliğini kanıtlamak, ileride çıkabilecek uyuşmazlıkları engellemek açısından önemlidir. Ayrıca noter düzenlemesi, sözleşmeye güçlü bir delil niteliği kazandırır.
Taksim Sözleşmesi ile Birlikte Planlayın
Miras payı devri tek başına bir çözüm olmakla birlikte, bazen miras taksim sözleşmesi ile birlikte yapılması daha sağlıklı sonuçlar doğurur. Böylece hem pay devri gerçekleşir hem de paylaşım düzenlenir.
Vergi ve Harç Boyutunu Unutmayın
Bedelli devirlerde damga vergisi, noter harcı ve tapu masrafları doğabilir. Ayrıca pay devri sonucunda elde edilen gelir, belirli koşullarda vergiye tabi olabilir. Bu nedenle sözleşmeden önce vergi uzmanına danışmak faydalı olacaktır.
📌 Uygulama Örneği:
Üç kardeşten biri, payını diğer iki kardeşe devretmek ister. Yazılı sözleşme düzenlenir, noter huzurunda imzalar alınır ve tapu tescil işlemleri tamamlanır. Böylece devreden kardeş miras sürecinden çıkar, kalan iki kardeş mirasın tamamını paylaşır. Bu işlem sonucunda aile içi anlaşmazlıklar önlenir ve paylaşım kısa sürede tamamlanır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Miras payı devri ne zaman yapılabilir? Miras bırakan hayattayken mümkün mü?
Miras payı devri yalnızca miras bırakanın ölümünden sonra yapılabilir. Çünkü devredilecek hak, ancak ölümle birlikte doğan bir “miras hakkı”dır. Miras bırakan hayattayken tereke oluşmadığı için herhangi bir “miras payı”ndan söz edilemez. Bu durumda yapılacak anlaşmalar “miras sözleşmesi” ya da “bağış” gibi farklı hukuki işlemler olarak değerlendirilir.
Dolayısıyla miras payı devri için öncelikle mirasçılık belgesinin alınmış olması, terekenin açılmış olması ve mirasçı sıfatının kazanılmış olması gerekir. Bunlar sağlandıktan sonra taraflar diledikleri gibi devir sözleşmesi yapabilirler.
Miras payı devri ile miras taksim sözleşmesi arasındaki fark nedir?
Bu iki kavram sıklıkla karıştırılır ancak hukuki olarak çok farklıdır:
Miras taksim sözleşmesi, mirasçılar arasında mal paylaşımını düzenler. Elbirliği mülkiyetini sona erdirerek malları tek tek paylaştırır.
Miras payı devri ise bir mirasçının, henüz paylaşım yapılmamış bir mirastaki payını başkasına devretmesidir. Bu işlem paylaşım anlamına gelmez; devralan kişi mirasçıyla aynı haklara sahip olur.
Kısaca, taksim sözleşmesi “paylaşım”, pay devri ise “hak devri” işlemidir. Bu iki işlem bazen birlikte kullanılabilir; örneğin önce pay devri yapılır, ardından kalan mirasçılar arasında taksim gerçekleştirilir.
Bir mirasçı payını üçüncü kişiye devrederse ne olur?
Mirasçı payını üçüncü kişiye devrettiğinde devralan kişi mirasçı sıfatı kazanmaz, ancak tereke üzerindeki haklara sahip olur. Yani artık terekeye ilişkin işlemlerde onun da onayı gerekir ve o kişi diğer mirasçılarla birlikte ortak malik hâline gelir.
Bu durum uygulamada bazı sorunlara yol açabilir. Örneğin üçüncü kişi mirasçılarla birlikte hareket etmek istemeyebilir ya da paylaşımda farklı talepler öne sürebilir. Bu nedenle, üçüncü kişilere yapılacak devirlerde sözleşme hükümlerinin çok dikkatli düzenlenmesi önemlidir.
Pay devri bedelsiz yapılabilir mi?
Evet. Miras payı devri hem bedelli hem de bedelsiz yapılabilir. Bedelsiz devir, bir nevi bağış niteliğindedir ve sıklıkla kardeşler veya ebeveynler arasında tercih edilir. Ancak bedelsiz devirlerde ileride “bağışlama iptali” davaları açılabileceği unutulmamalıdır.
Bedelli devirlerde ise sözleşmede bedel miktarı açıkça belirtilmeli ve ödeme şartları detaylandırılmalıdır. Yargıtay, bedelin sözleşmede yer almamasını veya belirsiz bırakılmasını geçersizlik nedeni saymaktadır.
Miras payı devri yapılırsa diğer mirasçılardan izin almak gerekir mi?
Hayır. Pay devri sözleşmesinde devreden ve devralan taraflar yeterlidir. Diğer mirasçıların onayına gerek yoktur. Ancak üçüncü kişiye yapılan devirlerde, devralan kişi ortak malik hâline geleceği için ilerideki paylaşımda diğer mirasçılarla birlikte karar almak zorunda kalır.
Bu nedenle, aile içi anlaşmazlıkları önlemek için genellikle pay devrinin diğer mirasçılara yapılması önerilir.
Bir mirasçı payını devrettikten sonra pişman olabilir mi?
Hayır. Pay devri sözleşmesi imzalandıktan sonra tarafların tek taraflı olarak sözleşmeden dönmesi mümkün değildir. Sözleşmenin iptali yalnızca mahkeme kararı ile, genellikle irade fesadı (hile, aldatma, tehdit, hata vb.) sebeplerine dayanılarak mümkündür.
Yargıtay kararlarında, sırf pişmanlık veya sonradan vazgeçme gibi nedenlerin iptal için yeterli olmadığı açıkça belirtilmiştir. Bu yüzden sözleşme imzalanmadan önce tüm şartların dikkatle değerlendirilmesi gerekir.
Pay devri sonrasında terekeye yeni bir mal dahil olursa devralan kişi bundan da pay alır mı?
Evet. Miras payı devri, sadece mevcut malları değil, tüm tereke üzerindeki mirasçılık hakkını kapsar. Bu nedenle miras bırakanın ölümünden sonra ortaya çıkan yeni mallar, alacaklar veya haklar da devrin kapsamına girer.
Örneğin, miras bırakanın ölümünden sonra kazanılan bir dava sonucunda elde edilen alacak, devralan kişiye de payı oranında ait olur.
Pay devri sözleşmesinde noter zorunlu mu? Sadece yazılı olması yeterli mi?
Kanunen noter onayı zorunlu değildir; yazılı bir sözleşme de geçerlidir. Ancak noter huzurunda düzenlenen sözleşmeler hem ispat açısından daha güçlüdür hem de tarafların iradelerinin serbestçe oluştuğunu kanıtlar.
Yargıtay uygulamasında noter huzurunda yapılan sözleşmelerde iptal davaları çok daha nadir görülmektedir. Özellikle yüksek değerli tereke söz konusuysa noter onayı kesinlikle tavsiye edilir.
Pay devri vergi ve harç açısından sonuç doğurur mu?
Bedelli devirlerde genellikle damga vergisi, noter harcı ve tapuda tescil ücreti gibi masraflar ortaya çıkar. Ayrıca devreden kişinin elde ettiği gelir, belirli şartlar altında gelir vergisine tabi olabilir. Bedelsiz devirlerde ise bağış vergisi gündeme gelebilir.
Bu nedenle, özellikle yüksek bedelli devirlerde vergi boyutunun uzman bir danışman veya miras avukatı tarafından değerlendirilmesi önerilir.
Miras payı devri yapıldıktan sonra dava açılabilir mi?
Evet, pay devri yapılmış olsa bile bazı durumlarda dava açmak mümkündür. Örneğin:
Sözleşmede irade fesadı varsa iptal davası açılabilir.
Terekenin eksik gösterilmesi hâlinde “payın düzeltilmesi” davası açılabilir.
Sözleşmede belirtilmeyen mallar için ayrıca paylaşım davası açılabilir.
Ancak pay devrinin kendisine karşı sırf pişmanlık veya yeni bir paylaşım talebiyle dava açılamaz. Sözleşme geçerli olduğu sürece taraflar onunla bağlıdır.
Sonuç
Miras payının devri, miras hukuku uygulamasında mirasçıların haklarını yönetme biçimini kökten değiştirebilen son derece önemli bir hukuki araçtır. Özellikle mirasçılar arasındaki paylaşım sürecinin uzun ve karmaşık olduğu, terekenin değerli veya bölünmesi zor mallar içerdiği durumlarda, bu yöntem sayesinde hızlı, esnek ve tarafların iradesine uygun çözümler üretmek mümkündür. Bir mirasçının payını diğer mirasçılara veya üçüncü kişilere devretmesi, hem ortak mülkiyetin yönetimini kolaylaştırır hem de çoğu zaman aile içi anlaşmazlıkların yargıya taşınmasını engeller.
Ancak unutulmamalıdır ki, miras payı devri ciddi sonuçlar doğuran bir tasarruf işlemidir. Sözleşmenin yazılı yapılması, tarafların iradelerinin serbestçe oluşması, devrin kapsamının açıkça belirlenmesi ve özellikle taşınmazlar söz konusuysa tapu tescil işlemlerinin tamamlanması büyük önem taşır. Bu şartlara uyulmadığında sözleşmenin geçersiz sayılması, iptal edilmesi veya beklenmeyen uyuşmazlıkların ortaya çıkması mümkündür. Ayrıca, bedelli devirlerde vergisel yükümlülüklerin doğabileceği ve bu konunun göz ardı edilmemesi gerektiği de unutulmamalıdır.
Miras payı devri ile miras taksim sözleşmesi arasındaki farkın iyi anlaşılması da önemlidir. Pay devri, mirasçıların haklarını başka bir kişiye aktarmalarını sağlarken; taksim sözleşmesi, malvarlığının fiilen paylaştırılmasını düzenler. Bu iki işlem bazen birbirini tamamlayıcı şekilde kullanılabilir ve doğru hukuki planlama ile miras süreci çok daha etkin bir şekilde yönetilebilir.
Bahariye Hukuk olarak, miras hukuku alanında sahip olduğumuz uzmanlık ve deneyimle müvekkillerimize en doğru çözümleri sunuyoruz. İstanbul miras avukatı ve Kadıköy miras avukatı desteği arayanlar için miras payı devri işlemlerinin her aşamasında hukuki danışmanlık sağlıyor, sözleşmelerin hazırlanmasından tapu ve vergi süreçlerine kadar tüm detayları titizlikle yönetiyoruz. Haklarınızı güvence altına almak, miras sürecini hızlı ve yasal çerçevede tamamlamak için profesyonel destek almanız büyük önem taşır.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.