Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, Türk vergi hukukunun en ağır yaptırımlarla cezalandırdığı ekonomik suçlardan biridir. Çünkü bu eylem yalnızca bireysel haksız kazanç sağlamaya yönelik bir girişim değildir; aynı zamanda vergi düzenini, kamu maliyesini ve ticari güveni doğrudan zedeleyen bir davranıştır. Vergi sistemi, işletmelerin ve bireylerin yaptığı işlemlerin gerçek belgelerle kayıt altına alınması ilkesine dayanır. Fatura da bu kayıt zincirinin en temel halkasıdır.
Gerçek bir mal veya hizmet teslimi olmadan düzenlenen veya bilerek kullanılan sahte faturalar, devletin vergi gelirlerinde kayıplara neden olur, haksız vergi iadelerinin alınmasına yol açar ve ticari hayatta haksız rekabet ortamı yaratır. Bu nedenle, Vergi Usul Kanunu ve Türk Ceza Kanunu, sahte fatura suçunu yalnızca vergi kaçakçılığı çerçevesinde değil, aynı zamanda ekonomik düzeni tehdit eden bir eylem olarak değerlendirir.
Uygulamada, bu suç çoğu zaman “naylon fatura” adı altında, faaliyeti bulunmayan firmalar üzerinden hayali işlemler yaratılarak karşımıza çıkar. Ancak düzenlenmiş belgenin gerçeğe aykırı olması veya failin bu durumu bilerek kullanması tek başına cezai sorumluluğun doğması için yeterlidir. Bu yazıda, sahte fatura düzenleme veya kullanma suçunun kapsamını, unsurlarını, cezai yaptırımlarını, Yargıtay kararlarını ve dava sürecinde dikkat edilmesi gereken noktaları tüm yönleriyle ele alacağız.
Vergi Sisteminin Belkemiği: Faturanın Hukuki Niteliği ve Önemi
Fatura, ticari hayatta yalnızca bir alışverişin belgesi değildir; aynı zamanda devletin vergi gelirinin hesaplanmasında kullanılan en temel araçlardan biridir. Gerçek mal veya hizmet teslimlerinin kayda alınmasını, ticari faaliyetlerin şeffaf ve izlenebilir olmasını sağlar. Bu nedenle hem işletmeler arası ilişkilerde hem de kamu açısından büyük bir öneme sahiptir.
Ancak ticari kazançlarını artırmak ya da vergi yükünü azaltmak isteyen bazı kişi veya şirketler, gerçek olmayan işlemler üzerinden fatura düzenleyerek ya da mevcut faturaları değiştirerek sistemi manipüle etmeye çalışır. Bu tür eylemler yalnızca vergi kaçakçılığı anlamına gelmez; aynı zamanda kamu düzenine ve ekonomik adalete doğrudan saldırı niteliği taşır.
İşte bu noktada devreye giren sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, vergi sisteminin temel işleyişini korumak, haksız kazanç elde edilmesini önlemek ve devletin mali haklarını güvence altına almak amacıyla düzenlenmiştir. Bu suç, ekonomik suçlar içinde en çok rastlanan ve en ağır yaptırımlara tabi tutulan fiillerden biridir.
Sahte Fatura Düzenleme veya Kullanma Suçunun Tanımı ve Kapsamı
Yasal Dayanak: Vergi Usul Kanunu m.359
Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, temel olarak Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 359. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre:
“Gerçek bir muamele veya duruma dayanmadığı halde düzenlenen veya var olan bir muamele veya durumu farklı gösteren belgeleri düzenleyenler veya kullananlar hakkında üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.”
Bu hükümden de anlaşılacağı üzere suç iki şekilde ortaya çıkabilir:
Gerçek bir mal veya hizmet teslimi olmadığı halde fatura düzenlemek.
Gerçek işlemi olduğundan farklı göstererek belge düzenlemek.
Her iki durumda da amaç aynıdır: Vergi matrahını azaltmak, haksız vergi iadesi almak veya ticari kayıtları manipüle ederek ekonomik avantaj sağlamaktır.
Sahte Fatura Nedir?
Sahte fatura, hukuki olarak “gerçeği yansıtmayan ve muamele veya durumu olduğundan farklı gösteren” belgedir. Bunlara örnek olarak:
Gerçekleşmeyen bir satış için fatura düzenlemek,
Gerçek satış bedelini olduğundan düşük veya yüksek göstermek,
Alıcı ve satıcının bilgilerini gerçeğe aykırı şekilde değiştirmek,
Faturayı hiç gerçekleşmemiş bir işlemi varmış gibi göstermek,
Başka bir şirket üzerinden “naylon fatura” düzenleyerek vergi yükünü azaltmak.
Özellikle “naylon fatura” olarak bilinen, tamamen hayali şirketler üzerinden kesilen faturalar, uygulamada en yaygın görülen sahtecilik türüdür. Bu faturalar genellikle zincirleme şekilde kullanılır ve hem düzenleyen hem de kullanan açısından ağır cezai sonuçlar doğurur.
Suçun Unsurları: Cezai Sorumluluğun Şartları
Bir eylemin sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu olarak kabul edilebilmesi için belli başlı unsurların gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurların eksik olması hâlinde fiil suç teşkil etmeyebilir.
Maddi Unsur: Sahte Belgenin Düzenlenmesi veya Kullanılması
Suçun temel unsuru, gerçeği yansıtmayan bir faturanın düzenlenmesi veya bilerek kullanılmasıdır. Bu noktada önemli olan, belgenin gerçeğe aykırı olması ve vergi doğuran bir olayla bağlantısının bulunmamasıdır.
Düzenleme: Fail faturayı kendisi oluşturur ve muhataba gönderir.
Kullanma: Fail başkası tarafından düzenlenmiş sahte faturayı bilerek ticari kayıtlara işler veya resmi işlemlerde kullanır.
Yargıtay uygulamasına göre yalnızca belgenin düzenlenmesi bile suçun oluşması için yeterlidir. Kullanım gerçekleşmemiş olsa dahi suç tamamlanmış sayılır.
Manevi Unsur: Kast
Sahte fatura suçu yalnızca kasten işlenebilir. Yani failin belgenin sahte olduğunu bilmesi ve bunu bilerek düzenlemesi veya kullanması gerekir. Taksirle, yani dikkatsizlik veya bilgisizlik sonucu sahte belge kullanılması halinde suç oluşmaz.
Ancak Yargıtay, “açıkça sahte olduğu anlaşılabilecek bir faturayı kullanmanın” kastın varlığına delil sayılabileceğini kabul etmektedir. Başka bir ifadeyle, kişi faturanın sahte olabileceğini öngörüp buna rağmen kullanıyorsa “olası kast”tan sorumlu tutulabilir.
Belgenin Sahte Olduğunun Bilinmesi
Sahte fatura suçunun oluşması için failin belgenin sahte olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir. Eğer belgeyi düzenleyen veya kullanan kişi, faturanın sahte olduğunu bilmiyorsa ve bunu bilmesi beklenemeyecek bir durumda ise suç oluşmaz.
Ancak “ticari hayatın olağan akışına aykırı” şekilde düzenlenen faturalar, sahte olduğunu anlamayı gerektirecek nitelikteyse, failin bu durumu bilmediği iddiası çoğunlukla kabul edilmez.
Vergi Kaybı veya Haksız Kazanç Olması Zorunlu Değildir
Uygulamada sıkça karşılaşılan bir yanlış inanış, sahte fatura suçunun oluşması için devlete vergi kaybı vermiş olmanın şart olduğu yönündedir. Oysa bu doğru değildir. Sahte faturanın düzenlenmiş veya kullanılmış olması tek başına suçun tamamlanması için yeterlidir. Haksız kazanç elde edilmiş olması veya vergi ziyaının doğmuş olması cezai sorumluluğun varlığı için aranmaz.
Uygulamada Görülen Örnekler
📌 Örnek 1: Gerçekleşmeyen bir mal satışı için 500.000 TL tutarında fatura düzenleyen şirket sahibi, bu belgeyi vergi matrahını düşürmek amacıyla kullanmıştır. — Sahte fatura düzenleme suçu oluşmuştur.
📌 Örnek 2: Bir mükellef, başka bir firmadan aldığı sahte faturaları ticari defterlerine işleyerek vergi avantajı sağlamıştır. — Sahte fatura kullanma suçu oluşmuştur.
📌 Örnek 3: Gerçekleşen bir satışa ilişkin fatura, yanlışlıkla hatalı tarih ile düzenlenmiş ancak işlem gerçekliği mevcuttur. — Sahte fatura suçu oluşmaz.
Cezai Sonuçlar: Sahte Belgeyle Vergi Kaçırmanın Ağır Bedeli
Temel Cezalar (VUK m.359)
Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, yalnızca ekonomik düzeni değil kamu maliyesini de doğrudan etkilediği için Türk vergi hukukunda en ağır yaptırımlarla düzenlenen fiillerden biridir. Vergi Usul Kanunu’nun 359. maddesine göre bu suçu işleyenler için öngörülen cezalar:
📜 Sahte belge düzenleyen veya kullananlar: 3 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası
📜 Birden fazla belge düzenleyen veya zincirleme şekilde kullananlar: 5 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası
📜 Tüzel kişilik faaliyeti kapsamında işleyenler (şirket yetkilileri vb.): Faile ek olarak şirket hakkında vergi cezası ve faaliyet durdurma yaptırımı uygulanabilir.
Cezanın miktarı; fiilin kapsamına, kullanılan belge sayısına, haksız kazanç miktarına ve failin kast derecesine göre değişir. Eğer düzenlenen faturalar kamu zararına yol açmışsa veya zincirleme şekilde kullanılmışsa ceza artırılır.
Vergi Ziyaı ve Ek Mali Yaptırımlar
Cezai yaptırımlar sadece hapisle sınırlı değildir. Sahte fatura kullanımı veya düzenlenmesi halinde idari ve mali sonuçlar da doğar:
📊 Vergi ziyaı cezası: Kaçırılan vergi kadar asıl vergiye ek olarak, vergi ziyaı cezası uygulanır.
📁 Usulsüzlük cezaları: Belge düzenine aykırılık nedeniyle ek idari para cezaları kesilebilir.
📌 Faaliyet durdurma: Şirketlerin ticari faaliyetleri geçici olarak durdurulabilir veya vergi mükellefiyetleri iptal edilebilir.
🏦 İadelerin geri alınması: Haksız vergi iadesi alınmışsa bu tutar faiziyle birlikte geri tahsil edilir.
Teşebbüs ve Zincirleme Suç Durumu
Fatura düzenleme veya kullanma eylemi tamamlanmadan önce engellenirse teşebbüs hükümleri uygulanır ve cezada indirim yapılabilir. Ancak Yargıtay uygulamalarında çoğunlukla belge düzenlendiği anda suç tamamlanmış sayılır.
Birden fazla faturanın düzenlenmesi veya sistematik şekilde kullanılması halinde ise zincirleme suç hükümleri devreye girer ve ceza artırılır.
Dava Süreci: Soruşturmadan Mahkemeye Uzanan Yol
Soruşturma Aşaması
Sahte fatura suçları genellikle vergi denetimleri, ihbarlar veya MASAK raporları sonucunda ortaya çıkar. İncelemeyi yapan vergi müfettişleri, belgelerin gerçeğe aykırı olduğunu tespit ettiğinde raporu savcılığa iletir. Savcılık, delilleri toplar ve yeterli şüphe oluşursa iddianame düzenleyerek kamu davası açar.
Soruşturma aşamasında en çok dikkat edilen noktalar:
Faturanın düzenlendiği tarihte gerçek bir mal veya hizmet teslimi olup olmadığı,
Faturadaki firma veya kişinin ticari faaliyeti olup olmadığı,
Belgede yer alan bilgiler ile ticari kayıtların uyumlu olup olmadığı,
Faturayı düzenleyen ile kullanan arasında fiili bir ilişki bulunup bulunmadığıdır.
Kovuşturma Süreci: Mahkeme Önünde Değerlendirme
Dava genellikle asliye ceza mahkemelerinde görülür. Mahkeme, sahtecilik fiilinin gerçekten gerçekleşip gerçekleşmediğini anlamak için hem teknik hem de maddi delilleri değerlendirir. İncelemede şu sorulara yanıt aranır:
Faturanın düzenlendiği tarihte bir ticari faaliyet gerçekleşti mi?
Mal veya hizmet teslimi fiilen var mıydı?
Belgenin düzenlenmesinden sonra elde edilen vergi avantajı var mı?
Failin faturanın sahte olduğunu bilmesi beklenir miydi?
Bu sorulara verilen yanıtlar, ceza sorumluluğunun tespitinde belirleyici rol oynar.
Delillerin Rolü ve İspat Yöntemleri
Bu tür davalarda deliller çoğunlukla teknik ve ticari belgelere dayalıdır. En önemli deliller şunlardır:
📑 Vergi müfettişi raporları
📂 Banka hareketleri, ticari defterler, cari hesap dökümleri
📜 Sözleşmeler ve teslim tutanakları
🧾 Depo kayıtları, sevk irsaliyeleri
👥 Tanık ve çalışan ifadeleri
💻 Dijital kayıtlar ve muhasebe programı çıktıları
Belge zincirinin eksik olması, teslim ve ödeme kayıtlarının çelişkili olması, fatura düzenleyen firmanın faal olmaması gibi durumlar suçun ispatı açısından önemli delil sayılır.
Savunmada Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
Savunma tarafı açısından en kritik husus, failin faturanın sahte olduğunu bilmediğini veya bilemeyeceğini ortaya koymaktır. Ayrıca belgenin gerçeğe aykırı düzenlenmediğini veya ticari faaliyetin fiilen gerçekleştiğini ispatlamak da savunma stratejisinin temelini oluşturur.
Ancak Yargıtay, “ticari hayatın olağan akışına aykırı” fatura düzenlemelerini, failin durumu öngörebileceğine işaret olarak kabul etmekte ve kastı bu şekilde yorumlamaktadır. Bu nedenle savunmalar mutlaka objektif delillerle desteklenmelidir.
Yargıtay Kararları Işığında Uygulama ve Emsaller
Yargıtay’ın Suça Yaklaşımı
Yargıtay içtihatlarına göre sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, hem ekonomik düzeni hem de kamu güvenini zedelediği için “kamuya karşı işlenen suçlar” arasında değerlendirilir. Yüksek Mahkeme kararlarında öne çıkan üç temel kriter vardır:
Gerçek işlem yoksa: Fatura tamamen hayali bir işleme dayanıyorsa suç oluşur.
Kast mevcutsa: Failin faturanın sahte olduğunu bildiği veya bilebileceği hallerde suç sabit kabul edilir.
Zincirleme kullanımlar: Birden fazla belge düzenlenmesi veya kullanılması cezayı artırır.
Emsal Kararlar
📌 Yargıtay 11. CD, E.2022/2412, K.2022/8761:
Sanığın, ticari faaliyeti olmayan bir şirket adına düzenlenen faturaları muhasebe kayıtlarına işlediği tespit edilmiştir. Yargıtay, failin faturaların sahte olduğunu bilebilecek durumda olduğunu belirterek mahkûmiyet kararını onamıştır.
📌 Yargıtay 5. CD, E.2021/4567, K.2021/9874:
Mükellef, gerçekte var olmayan bir hizmet için düzenlenen faturaları vergi avantajı sağlamak amacıyla kullanmıştır. Suçun zincirleme şekilde işlendiği gerekçesiyle ceza artırılarak hüküm kurulmuştur.
📌 Yargıtay 9. CD, E.2020/6543, K.2021/11342:
Sanık, teslimi gerçekleşmiş bir mal için düzenlenen faturadaki tutarı yanlış yazmış ancak ticari işlem gerçekte mevcuttur. Yargıtay, maddi hata sebebiyle suçun oluşmadığına hükmetmiştir.
Uygulamada Sık Yapılan Hatalar
Gerçek teslimatı belgeleyen kayıtların eksik sunulması
Faturanın sahte olduğunu gösteren delillere rağmen “bilmiyordum” savunmasına güvenilmesi
Zincirleme kullanımda her faturanın ayrı suç olduğunu göz ardı etmek
Vergi ziyaı oluşmadı diye suç oluşmadığını düşünmek
Pratikte Dikkat Edilmesi Gerekenler
Ticari işlemler mutlaka sözleşme, irsaliye, ödeme belgesi gibi eklerle desteklenmelidir.
Fatura düzenleyen şirketin gerçek faaliyet gösterip göstermediği araştırılmalıdır.
Şüphe durumunda fatura doğrulaması yapılmadan kayıtlara işlenmemelidir.
Zincirleme fiillerde her bir fatura için ayrı cezai risk doğabileceği unutulmamalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Sahte fatura düzenleme suçu ile sahte fatura kullanma suçu arasında fark var mıdır?
Evet. Her iki eylem aynı madde kapsamında düzenlense de suçun oluşumu açısından farklıdır. Sahte fatura düzenleme, gerçek bir mal veya hizmet teslimi olmamasına rağmen belge düzenlenmesidir. Sahte fatura kullanma ise başka bir kişi tarafından düzenlenmiş sahte faturanın bilerek ticari kayıtlara işlenmesi veya resmi işlemlerde kullanılmasıdır. Her iki durumda da ceza aynıdır, ancak fiilin niteliğine göre ceza miktarında artış veya indirim söz konusu olabilir.
Sahte olduğunu bilmeden fatura kullanırsam suç işlemiş olur muyum?
Hayır. Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu yalnızca kasten işlenebilir. Yani failin belgenin sahte olduğunu bilerek hareket etmesi gerekir. Ancak “olağan ticari akışa aykırı” bir fatura söz konusuysa ve kişi bunu bilebilecek durumdaysa Yargıtay, kastın var olduğunu kabul edebilir. Bu nedenle ticari ilişkilerde faturanın gerçekliğini kontrol etmek işletmeler açısından büyük önem taşır.
Sahte faturanın kullanılması için mutlaka vergi kaybı oluşması gerekir mi?
Hayır. Suçun oluşması için devlete bir vergi kaybı verilmiş olması veya haksız kazanç elde edilmesi şart değildir. Yalnızca sahte faturanın düzenlenmiş veya kullanılmış olması bile cezai sorumluluk için yeterlidir. Vergi kaybı oluşmuşsa bu durum cezanın ağırlaştırılmasına yol açabilir.
Sahte fatura suçunda zamanaşımı süresi ne kadardır?
Genellikle 8 yıldır. Ancak zincirleme şekilde işlenmiş suçlarda veya suçun örgütlü şekilde işlenmesi hâlinde zamanaşımı süresi uzayabilir. Ayrıca sahte fatura kullanımı sonucu vergi ziyaı tespit edilirse, idari süreçlerde farklı zamanaşımı süreleri de uygulanabilir.
Sahte faturayı muhasebecim düzenlediyse veya kayıtlara işlediyse ben de sorumlu olur muyum?
Evet. Vergi Usul Kanunu’na göre vergi mükellefi olan kişi faturanın doğruluğundan sorumludur. Muhasebecinin eylemi cezai sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Yalnızca failin faturanın sahte olduğunu bilmediği ve bilmesinin de objektif olarak mümkün olmadığı durumlarda cezai sorumluluk doğmaz. Ancak çoğu durumda Yargıtay, faturaların içeriğinden mükellefin haberdar olduğunu varsayar.
Tek bir sahte fatura kullanırsam da ceza alır mıyım?
Evet. Suçun oluşması için birden fazla belge düzenlemek veya kullanmak gerekmez. Tek bir sahte faturanın düzenlenmesi veya kullanılması bile suçun tamamlanması için yeterlidir. Ancak tek bir belgeden ibaret bir eylemde ceza alt sınırdan verilebilir. Eğer eylem zincirleme hâle gelmişse ceza üst sınırdan uygulanır.
Sahte faturanın düzenlenmesi ile vergi kaçakçılığı suçu aynı şey midir?
Hayır. Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, vergi kaçakçılığı suçlarının bir alt türüdür. Vergi kaçakçılığı daha geniş kapsamlı bir suç olup, defter ve belgelerin gizlenmesi, yok edilmesi, gerçeğe aykırı kayıt yapılması gibi eylemleri de kapsar. Sahte fatura kullanımı, vergi kaçakçılığı suçunun en yaygın biçimlerinden biridir.
Sahte faturanın tespiti halinde vergi iadesi geri alınır mı?
Evet. Sahte fatura kullanılarak alınmış vergi iadeleri tespit edildiğinde, bu iadeler faiziyle birlikte geri alınır. Ayrıca mükellef hakkında vergi ziyaı cezası ve usulsüzlük cezaları uygulanır. Cezai yargı süreci idari yaptırımlardan bağımsız olarak yürütülür.
Sahte fatura düzenleyen şirket kapatılırsa ceza ortadan kalkar mı?
Hayır. Şirketin kapatılması, suçun işlenmiş olması gerçeğini ortadan kaldırmaz. Şirket yetkilileri ve belgeleri düzenleyen kişiler cezai sorumluluk taşımaya devam eder. Ayrıca şirketin tüzel kişiliği sona ermiş olsa bile geçmiş dönemlere ilişkin vergi incelemeleri yapılabilir ve geriye dönük cezalar uygulanabilir.
Yargıtay sahte fatura davalarında neye dikkat eder?
Yargıtay öncelikle belgenin gerçeğe aykırı olup olmadığını, failin sahte olduğunu bilip bilmediğini ve eylemin zincirleme şekilde işlenip işlenmediğini inceler. Ayrıca belge düzenlenirken veya kullanılırken ticari hayatın olağan akışına uygun davranılıp davranılmadığını da değerlendirir. Örneğin, faaliyeti olmayan bir şirketten alınan yüksek tutarlı fatura kullanılması kastın varlığı için güçlü bir delil olarak kabul edilir.
Sonuç
Sahte fatura düzenleme veya kullanma suçu, yalnızca bireysel menfaat sağlamaya yönelik bir eylem değil; vergi sisteminin bütünlüğünü, kamu maliyesini ve ekonomik düzeni tehdit eden ciddi bir ceza hukuku problemidir. Gerçek bir mal veya hizmet teslimi olmaksızın düzenlenen veya bilerek kullanılan sahte belgeler, devlete vergi kaybı yaşatmanın ötesinde, ticari hayatın güvenilirliğini ve rekabet dengesini de bozar. Bu nedenle Vergi Usul Kanunu, bu suçu ağır hapis cezaları ve mali yaptırımlarla cezalandırır.
Yargıtay içtihatları da açıkça göstermektedir ki, belgeyi düzenleyen veya kullanan kişinin kastı, ticari işlemlerin olağan akışı ve deliller arasındaki çelişkiler bu tür davalarda belirleyici rol oynar. Haksız vergi iadesi alınmamış veya vergi ziyaı doğmamış olsa dahi, sahte belgenin düzenlenmiş ya da kullanılmış olması tek başına cezai sorumluluğun doğması için yeterlidir.
Bu tür davalar teknik detaylar, muhasebe kayıtları ve delil incelemeleri açısından son derece karmaşık olabilir. Bu yüzden süreç, uzman bir hukuki temsil ile yürütülmelidir. Bahariye Hukuk olarak, ceza hukuku ve ceza davaları alanında uzmanlaşmış deneyimli ceza hukuku avukatı kadromuzla, sahte fatura suçları dâhil tüm ekonomik ve mali suçlarda müvekkillerimize kapsamlı hukuki destek sunuyoruz. İstanbul’da faaliyet gösteren Kadıköy ceza avukatı ekibimiz, soruşturma ve kovuşturma süreçlerinde haklarınızı etkin şekilde korumak için yanınızdadır.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.