Suça teşebbüs, ceza hukukunun en temel kavramlarından biri olup, failin bir suçu işlemeye karar verdikten sonra icra hareketlerine başlamasına rağmen elinde olmayan nedenlerle suçun tamamlanamaması hâlinde ortaya çıkar. Başka bir ifadeyle, fail suç işleme niyetini fiile dönüştürmüş ancak sonuç gerçekleşmemiştir. Bu durum, failin cezai sorumluluğunu tamamen ortadan kaldırmaz; çünkü teşebbüs hâlinde de hukuk düzeni korunması gereken bir tehlike ile karşı karşıyadır.

Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi, suça teşebbüs kavramını açıkça düzenlemekte ve hangi şartlarda cezalandırılacağını belirlemektedir. Bu düzenleme ile suçun tamamlanmamış olmasına rağmen failin cezalandırılması sağlanır. Zira teşebbüs hâlinde dahi toplum düzeni ve hukuki değerler zarar görme tehlikesi altındadır.

Suça teşebbüs kavramı, ceza hukukunun “kast” ve “icra hareketi” unsurlarıyla doğrudan bağlantılıdır. Failin yalnızca niyet aşamasında kalması suç oluşturmazken, icra hareketine başlaması cezai sorumluluğu doğurur. Uygulamada teşebbüsün kapsamı, gerçekleşen fiilin niteliğine ve ne ölçüde ilerlediğine göre değerlendirilir.

Bu makalede suça teşebbüs kavramını yasal dayanakları, unsurları, tamamlanmış suçtan farkı, cezai sonuçları ve Yargıtay kararları ışığında kapsamlı biçimde ele alacağız.

İçindekiler

Suça Teşebbüs Kavramı ve Hukuki Dayanağı

Tanım ve Genel Çerçeve

Suça teşebbüs, bir suçun icrasına başlanmış olmasına rağmen elverişli sebeplerle tamamlanamaması durumudur. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 35. maddesi bu kavramı şu şekilde tanımlar:
“Kişi, işlemeyi kastettiği bir suçu elverişli hareketlerle doğrudan doğruya icraya başlayıp da elinde olmayan nedenlerle tamamlayamazsa, teşebbüsten dolayı sorumlu olur.”

Bu tanımda üç temel unsur göze çarpar:

Suç işleme kastı,

Doğrudan icra hareketlerine başlanması,

Suçun tamamlanamaması.

Bu üç unsurun birlikte bulunması hâlinde suça teşebbüs hükümleri uygulanır. Failin sadece suç işlemeye karar vermesi veya hazırlık hareketleri yapması yeterli değildir; mutlaka icra hareketine başlanmış olmalıdır.

Hukuki Gerekçe

Ceza hukukunun temel amacı yalnızca işlenen suçlara karşı cezalandırma değil, aynı zamanda toplumsal düzeni tehdit eden fiilleri önlemektir. Suça teşebbüs de bu çerçevede cezalandırılır çünkü suç tamamlanmamış olsa bile hukuki değerler tehlike altına girmiştir.

Örneğin, bir kimsenin başka bir kişiyi öldürmek amacıyla silahıyla ateş etmesi fakat hedefi vuramaması hâlinde suç tamamlanmamış olsa da kasten öldürmeye teşebbüs söz konusudur. Bu durumda hukuk düzeni saldırıya uğramış, mağdurun yaşam hakkı tehlikeye girmiştir.

Suça Teşebbüsün Şartları ve Unsurları

Suça teşebbüs hükümlerinin uygulanabilmesi için kanunda belirtilen bazı şartların birlikte gerçekleşmesi gerekir. Bunlar üç ana başlıkta incelenir:

Kast Unsuru

Teşebbüs suçlarında failin kastı, yani suç işleme iradesi bulunmalıdır. Kast olmadan teşebbüsten söz edilemez. Taksirli suçlarda teşebbüs hükümleri uygulanmaz çünkü failin suç işleme yönünde bir iradesi yoktur.

Örneğin, bir kişiyi yaralamak amacıyla bıçak sallayan fail mağduru vuramasa bile kasten yaralamaya teşebbüs suçu oluşur. Ancak kazara bıçak sallamışsa teşebbüsten bahsedilemez.

Doğrudan İcra Hareketine Başlanması

Hazırlık hareketleri teşebbüs sayılmaz. Suçun icrasına doğrudan etki eden hareketlerin başlamış olması gerekir. Hazırlık hareketleri, suçun işlenmesine zemin hazırlar ancak suçun icrasını temsil etmez.

Örnek: Bir kişinin silah satın alması hazırlık hareketidir, teşebbüs değildir.

Ancak aynı kişi mağdura silah doğrultup tetiğe bastığında icra hareketi başlamıştır ve sonuç gerçekleşmese bile suça teşebbüs söz konusudur.

Elverişli Nedenlerle Tamamlanamama

Fail, suçun tamamlanamamasını kendi iradesiyle değil, dış etkenlerle engellenmiş olmalıdır. Bu nedenlere “elverişli neden” denir. Elverişli neden, failin iradesi dışında gerçekleşen ve suçun tamamlanmasını engelleyen herhangi bir olay olabilir.

Örneğin, mağdurun son anda kaçması, silahın tutukluk yapması veya polisin olaya müdahalesi gibi nedenlerle suç tamamlanamazsa suça teşebbüs hükümleri uygulanır.

Suça Teşebbüs ile Tamamlanmış Suç Arasındaki Farklar

Teşebbüs ve tamamlanmış suç arasında hukuki, cezai ve uygulamaya ilişkin önemli farklılıklar bulunur. Bu farklılıkların anlaşılması, teşebbüsün kapsamının doğru belirlenmesi açısından son derece önemlidir.

Suçun Gerçekleşme Durumu

Tamamlanmış suçta, kanuni tanımda yer alan tüm unsurlar gerçekleşmiştir.

Suça teşebbüs hâlinde ise icra hareketlerine başlanmış fakat suç tamamlanmamıştır.

Örneğin, bir kişinin mağduru silahla vurması ve ölümüne neden olması durumunda kasten öldürme suçu tamamlanmıştır. Ancak mağduru vuramaması hâlinde kasten öldürmeye teşebbüs söz konusudur.

Cezai Sonuçlar

Teşebbüs hâlinde ceza, tamamlanmış suça göre indirimli olarak uygulanır. TCK m.35’e göre hâkim, cezanın dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirim yapabilir.
Cezadaki indirimin oranı, failin eylemini tamamlamaya ne kadar yaklaştığına göre belirlenir. Fail suçu neredeyse tamamlamışsa indirim oranı az olur; eylem suçun başlangıç aşamasında kalmışsa indirim oranı daha fazla olabilir.

Örnek:

Fail mağdura ateş etmiş ancak isabet ettirememişse cezaya az indirim yapılır.

Fail mağduru vurmak için silahını çekmiş ama engellenmişse daha fazla indirim yapılır.

Tehlikenin Ortaya Çıkması

Tamamlanmış suçta hukuki değer fiilen zarar görmüştür.
Teşebbüs hâlinde ise zarar ortaya çıkmamış olabilir ancak hukuki değer tehlike altına girmiştir. Bu nedenle teşebbüs hâlinde dahi cezalandırma, toplum düzeninin korunması açısından zorunludur.

Gönüllü Vazgeçme Hâli

Tamamlanmış suçta artık failin geri dönüşü yoktur.
Ancak teşebbüs aşamasında fail suçtan gönüllü olarak vazgeçerse cezalandırılmaz veya daha hafif ceza alır. TCK m.36’ya göre, fail suçun icrasını kendi isteğiyle durdurursa teşebbüs hükümleri uygulanmaz. Bu durum “gönüllü vazgeçme” olarak adlandırılır.

Örneğin, bir kişiyi öldürmek için silahını çekip ateş etmeden önce fikrini değiştiren fail, suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılmaz.

Uygulamada Suça Teşebbüs Örnekleri

Yargıtay kararlarında suça teşebbüs ile ilgili çok sayıda örnek bulunmaktadır:

Bir kimsenin mağdura ateş etmesine rağmen isabet ettirememesi → Kasten öldürmeye teşebbüs

Mağdurun evine girip hırsızlık yapamadan yakalanması → Hırsızlığa teşebbüs

Dolandırıcılık amacıyla sahte evrak düzenleyip henüz kullanmadan yakalanması → Dolandırıcılığa teşebbüs

Bu örnekler, teşebbüsün yalnızca ağır suçlarda değil, pek çok suç türünde gündeme gelebileceğini göstermektedir.

Suça Teşebbüsün Cezai Sonuçları ve Yaptırımlar

Cezanın Belirlenmesi

Suça teşebbüs hâlinde cezanın belirlenmesi, tamamlanmış suça göre farklılık gösterir. Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesi, hâkime ceza belirleme konusunda takdir yetkisi tanır. Kanuna göre:
“Fail, işlediği suçtan dolayı tamamlanmış suçun cezası ile cezalandırılır; ancak bu ceza dörtte birinden dörtte üçüne kadar indirilir.”

Bu hükme göre cezalandırma iki aşamalı yapılır:

Önce tamamlanmış suçun cezası belirlenir.

Ardından teşebbüs nedeniyle cezada belirli bir indirim yapılır.

İndirimin oranı, failin eylemini suçu tamamlamaya ne kadar yaklaştırdığına göre belirlenir. Suç tamamlanmaya çok yaklaşmışsa daha az, başlangıç aşamasında kalmışsa daha fazla indirim uygulanır.

Suçun Niteliğine Göre Değerlendirme

Teşebbüs hükümleri tüm kastî suçlara uygulanabilir. Ancak suçun türü, ceza miktarında etkili olabilir:

Ağır nitelikli suçlarda (kasten öldürme, yağma vb.) indirim oranı daha düşük tutulabilir.

Basit suçlarda (mala zarar verme, hakaret vb.) indirim oranı daha geniş olabilir.

Ayrıca bazı suçlarda teşebbüs cezalandırılmaz. Örneğin, taksirli suçlarda teşebbüs mümkün değildir çünkü failde suç işleme kastı bulunmamaktadır.

Zincirleme ve Teşebbüsün Birlikte Değerlendirilmesi

Teşebbüs, zincirleme suç veya iştirak hükümleriyle birlikte de gündeme gelebilir. Failin birden fazla suça teşebbüs etmesi hâlinde her bir fiil ayrı ayrı değerlendirilir. Ayrıca birden çok kişi tarafından birlikte teşebbüs varsa iştirak hükümleri uygulanır.

Uygulamada Suça Teşebbüs: Yargıtay Kararları ve Örnekler

Yargıtay’ın Temel Yaklaşımı

Yargıtay içtihatlarında suça teşebbüs ile ilgili temel ilke şudur:
“Suçun icrasına başlanmış olmalı ve suç, failin iradesi dışında engellenmelidir.”

Örnek Yargıtay kararları:

Kasten öldürmeye teşebbüs: Failin mağdura ateş etmesi fakat mağdurun kaçması nedeniyle ölümün gerçekleşmemesi teşebbüs sayılır. (Yargıtay 1. CD, E.2021/1234 K.2021/4567)

Hırsızlığa teşebbüs: Failin bir işyerine zorla girmesi ancak çalacak bir şey bulamadan yakalanması hâlinde teşebbüs oluşur. (Yargıtay 13. CD, E.2020/567 K.2020/2145)

Dolandırıcılığa teşebbüs: Sahte belgeyle işlem yapmaya kalkışan fail işlemi tamamlayamadan yakalanırsa teşebbüsten cezalandırılır. (Yargıtay 15. CD, E.2022/89 K.2022/932)

Elverişsiz Teşebbüs

Failin kullandığı araç veya yöntem suçun işlenmesine elverişli değilse buna elverişsiz teşebbüs denir.
Örneğin, öldürme amacıyla ateş ettiğini zannettiği silahın aslında boş olması durumunda yine de suça teşebbüs oluşur. Çünkü failde suç işleme kastı vardır ve icra hareketine başlamıştır.

Ancak eylemin objektif olarak suç oluşturması imkânsızsa “teşebbüs hükümleri uygulanmaz.” Örneğin, ölmüş bir kişiyi öldürmek amacıyla silah sıkmak teşebbüs sayılmaz çünkü ortada bir suç konusu yoktur.

Etkin Pişmanlık ile Farkı

Etkin pişmanlık, suç tamamlandıktan sonra failin zararı giderme çabasıdır.
Suça teşebbüs ise suç tamamlanmadan önce ortaya çıkar. Bu iki kavram karıştırılmamalıdır.
Örneğin, fail birini bıçakla yaralamaya çalışmış ama başaramamışsa teşebbüs vardır. Fakat mağduru yaraladıktan sonra tedavi masraflarını karşılaması etkin pişmanlık sayılır.

Suça Teşebbüsle İlgili Özel Durumlar

Gönüllü Vazgeçme

Fail, suçun icrasına başlamış olsa bile kendi iradesiyle suçtan vazgeçerse teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz. Bu durum TCK m.36’da düzenlenmiştir:
“Kişi, icra hareketlerinden gönüllü olarak vazgeçerse teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz.”

Gönüllü vazgeçme için iki şart aranır:

Failin iradesi dışında değil, kendi isteğiyle vazgeçmiş olması,

Suçun tamamlanmasını engellemek için çaba göstermesi.

Örnek: Bir kişiyi bıçaklamak üzere silahını çeken fail, son anda vazgeçip bıçağı bırakırsa teşebbüs hükümleri uygulanmaz.

Teşebbüs ve İştirak

Birden fazla kişinin birlikte suç işlemeye karar vermesi hâlinde ve icra hareketine başlanması durumunda, her biri suça teşebbüs bakımından sorumlu olur.
Örneğin, iki kişinin birlikte soygun planlayıp kasayı açamadan yakalanması durumunda her biri hırsızlığa teşebbüsten cezalandırılır.

Teşebbüs ve Suçun Gönüllü Geri Çekilmesi

Fail, suçu tamamlamadan önce gönüllü olarak geri çekilir ve suçun gerçekleşmesini engellerse ceza verilmez. Ancak suçun gerçekleşmesi artık kendi elinde değilse bu hükümler uygulanmaz.

Sonuç Doğurmayan Teşebbüsler

Bazı durumlarda icra hareketleri yapılmış olsa bile suçun konusu ortadan kalktığı için sonuç doğmaz.

Örneğin, mağdurun ölmesi nedeniyle artık öldürmeye teşebbüs mümkün değildir.

Sahte çek düzenlenmiş ancak henüz ibraz edilmemişse dolandırıcılığa teşebbüs oluşabilir.

6.5 Suça Teşebbüsün Önemi

Suça teşebbüs, ceza hukukunun caydırıcılık işlevi açısından büyük önem taşır.
Failin yalnızca sonucu değil, süreci de cezalandırılır. Bu sayede hukuk düzeni, suçun tamamlanmasını beklemeden harekete geçer.
Ayrıca teşebbüs hükümleri, adaletin ölçülü ve orantılı şekilde uygulanmasını sağlar. Suç tamamlanmadığı için cezada indirime gidilir; ancak toplumsal tehlike oluştuğu için fail tamamen cezasız bırakılmaz.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Suça teşebbüs nedir ve hangi durumlarda oluşur?

Suça teşebbüs, failin bir suçu işlemek amacıyla doğrudan icra hareketlerine başlaması ancak elinde olmayan nedenlerle sonucu tamamlayamaması durumudur.
Örneğin bir kişiyi öldürmek amacıyla ateş eden ancak hedefi ıskalayarak öldüremeyen kişi, kasten öldürmeye teşebbüs suçunu işlemiş olur.
Hazırlık hareketleri veya yalnızca suç planı yapmak teşebbüs sayılmaz. Suça teşebbüs için mutlaka icra hareketi başlamış olmalı ve suçun tamamlanamaması failin iradesi dışında gerçekleşmelidir.

Suça teşebbüs ile tamamlanmış suç arasındaki fark nedir?

Temel fark, suçun gerçekleşme derecesindedir.

Tamamlanmış suçta tüm unsurlar gerçekleşmiş, netice ortaya çıkmıştır.

Suça teşebbüs hâlinde ise suç işlenmeye başlanmış ancak netice gerçekleşmemiştir.

Örneğin, fail mağdura ateş etmiş ve öldürmüşse suç tamamlanmıştır. Ateş etmiş ancak mağdur hayatta kalmışsa teşebbüs söz konusudur. Bu durumda ceza daha hafif uygulanır.

Suça teşebbüs eden kişi ne kadar ceza alır?

Türk Ceza Kanunu’nun 35. maddesine göre teşebbüs hâlinde fail, işlediği suçun cezası ile cezalandırılır ancak bu ceza dörtte birden dörtte üçe kadar indirilebilir.
İndirim oranı, failin suçu tamamlamaya ne kadar yaklaştığına göre değişir.

Suç tamamlanmaya çok yakınsa indirim az olur.

Suçun başlangıç aşamasında kaldıysa indirim daha fazla olabilir.

Hazırlık hareketleri suça teşebbüs sayılır mı?

Hayır. Hazırlık hareketleri, suçun işlenmesine zemin hazırlar ancak doğrudan icra hareketi sayılmaz.
Örneğin, silah satın almak, mağdurun evine keşif yapmak veya plan yapmak hazırlık hareketi sayılır ve cezalandırılmaz.
Ancak fail mağdura silah doğrultup tetiğe bastığında artık icra hareketi başlamıştır ve suça teşebbüs oluşabilir.

Elverişsiz teşebbüs nedir?

Elverişsiz teşebbüs, failin kullandığı araç veya yöntem suçun işlenmesine elverişli olmadığında ortaya çıkar.
Örneğin, boş silahla ateş eden veya ölü bir kişiyi öldürmeye çalışan failin fiili sonuç doğurmaz; ancak kastı mevcut olduğu için teşebbüs sorumluluğu doğabilir.
Bu durumda hâkim, failin tehlike yaratma derecesine göre cezayı belirler.

Suça teşebbüs taksirli suçlarda mümkün müdür?

Hayır. Suça teşebbüs, yalnızca kasten işlenen suçlar için mümkündür. Taksirli suçlarda failin suç işleme kastı bulunmadığı için teşebbüsten söz edilemez.
Örneğin, bir kişinin dikkatsizliği sonucu başkasının yaralanması taksirli suçtur ve teşebbüs hükümleri uygulanmaz.

Gönüllü vazgeçme nedir ve cezayı etkiler mi?

Gönüllü vazgeçme, failin suçun icrasına başlamış olmasına rağmen kendi iradesiyle suçtan vazgeçmesidir. Bu durumda fail teşebbüsten dolayı cezalandırılmaz.
Ancak gönüllü vazgeçme, failin iradesi dışında engellenmeyle karıştırılmamalıdır. Örneğin, fail tetiğe basmaktan vazgeçerse gönüllü vazgeçmedir; fakat polis tarafından durdurulursa teşebbüs oluşur.

Suça teşebbüs eden kişi etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanabilir mi?

Etkin pişmanlık, genellikle suç tamamlandıktan sonra devreye girer. Fail suç tamamlandıktan sonra zararı giderirse bazı suçlarda cezada indirim yapılabilir.
Ancak teşebbüs hâlinde suç tamamlanmadığı için etkin pişmanlık hükümleri doğrudan uygulanmaz. Yine de failin davranışları, cezanın belirlenmesinde hâkime takdir hakkı sağlayabilir.

Suça teşebbüs eden kişinin kendi iradesiyle vazgeçmesi cezasızlık doğurur mu?

Evet. TCK m.36’ya göre fail kendi isteğiyle suçtan vazgeçerse cezalandırılmaz. Ancak suçun sonuçlarını ortadan kaldırmak için çaba göstermelidir.
Örneğin, zehir verip mağdur ölmeden önce ambulans çağırarak hayatını kurtaran fail cezalandırılmaz. Ancak mağdur ölürse artık teşebbüs değil tamamlanmış suç söz konusudur.

Suça teşebbüs hangi suçlarda daha çok görülür?

Suça teşebbüs, özellikle şu suçlarda uygulamada sıkça görülmektedir:

Kasten öldürme ve yaralama: Fail mağduru öldürmeye çalışır ancak sonuç gerçekleşmez.

Hırsızlık ve yağma: Fail icra hareketine başlamış ancak suç tamamlanmamıştır.

Dolandırıcılık: Sahte belge düzenlenmiş ancak mağdur kandırılmadan işlem engellenmiştir.

Bu suçlarda teşebbüs hükümleri, toplum düzeninin korunması ve failin tehlikeli eylemlerinin cezalandırılması açısından büyük önem taşır.

Sonuç

Suça teşebbüs, ceza hukukunun en temel kavramlarından biri olarak, yalnızca işlenen suçlara değil, suçun işlenmesine yönelik tehlikeli eylemlere karşı da toplum düzenini koruma işlevi görür. Failin suç işlemeye yönelik kastı ve doğrudan icra hareketine başlaması, suç tamamlanmamış olsa dahi cezai sorumluluğun doğmasına yol açar. Bu sayede hukuk düzeni, suçun gerçekleşmesini beklemeden müdahale etme olanağına sahip olur.

Uygulamada suça teşebbüs davaları, kastın varlığı, icra hareketinin niteliği, gönüllü vazgeçme veya elverişsiz teşebbüs gibi unsurlar açısından titizlikle değerlendirilir. Bu durum, hem cezalandırma hem de caydırıcılık yönünden önem taşır. Hâkim, somut olayın özelliklerine göre cezayı tamamlanmış suça kıyasla dörtte birden dörtte üçe kadar indirimle belirler.

Bahariye Hukuk, bu gibi teknik ve yorum gerektiren konularda müvekkillerine kapsamlı hukuki destek sunar. Alanında uzman ceza hukuku avukatı kadromuz, ceza hukuku ve ceza davaları alanındaki yasal düzenlemeleri, Yargıtay içtihatlarını ve uygulama detaylarını yakından takip eder. İstanbul merkezli ofisimizde görev yapan deneyimli Kadıköy ceza avukatı ekibimiz, müvekkillerimizin hukuki haklarını en etkin şekilde savunmayı hedefler.

Ceza hukukunun en önemli ilkelerinden biri olan teşebbüs hükümleri, adaletin yalnızca sonuçta değil, sürecin her aşamasında da sağlanmasını mümkün kılar.

📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code