Boşanma süreci sonrasında taraflar arasında ekonomik dengeyi sağlamak amacıyla mahkeme tarafından çeşitli nafaka türleri hükmedilebilir. Ancak zamanla nafaka miktarı, değişen ekonomik koşullar, enflasyon oranları, nafaka alacaklısının veya yükümlüsünün maddi durumundaki değişiklikler nedeniyle yetersiz kalabilir. İşte bu noktada nafaka artırma davası gündeme gelir. Peki, nafaka artırma davası nasıl açılır, hangi şartlarda açılabilir ve süreç nasıl işler? Tüm detaylarıyla ele alalım.

Nafaka Türleri ve Artırım İmkanı

Türk Medeni Kanunu’na göre nafaka çeşitleri şu şekilde sıralanır:

Yoksulluk nafakası

İştirak nafakası (çocuklar için)

Tedbir nafakası (boşanma davası devam ederken)

Yardım nafakası

Her bir nafaka türü için ilerleyen dönemlerde artırma davası açmak mümkündür. Çünkü nafaka, verildiği andaki koşullara göre belirlenmekle birlikte, zaman içinde tarafların mali durumları ve yaşam standartları önemli ölçüde değişebilmektedir. Özellikle ekonomik göstergelerdeki dalgalanmalar, yaşam maliyetlerinin artışı ve kişisel harcamaların yükselmesi, nafakanın yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir.

Uygulamada en sık nafaka artırma davası, yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası bakımından gündeme gelir. Çünkü çocukların büyümesiyle birlikte eğitim, sağlık, sosyal yaşam ve kişisel gelişim giderleri önemli ölçüde artar. Aynı şekilde, nafaka alacaklısı olan tarafın yoksulluk durumu zamanla ağırlaşabilir; örneğin iş bulamama, sağlık sorunları, artan yaşam giderleri gibi sebepler nafakanın yetersiz kalmasına yol açabilir.

Özellikle boşanma davaları sonrasında hükmedilen nafaka miktarları, tarafların o dönemki gelir ve giderlerine göre belirlenir. Ancak boşanmanın üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra ekonomik koşullar büyük ölçüde değişebilir. Artan kira fiyatları, gıda ve enerji maliyetleri, enflasyon oranları, çocukların eğitim ve gelişim masrafları nafakanın alım gücünü düşürebilir. Bu nedenle, belirli aralıklarla nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesi ve gerektiğinde artırılması hak kayıplarını önleyebilir.

Ayrıca, nafaka yükümlüsünün gelirinin artması, terfi alması, iş değiştirmesi veya ek gelir elde etmesi de nafaka artırma taleplerinde dikkate alınan unsurlar arasındadır. Mahkeme, nafaka artırma taleplerinde her iki tarafın güncel mali durumunu dikkate alarak hakkaniyete uygun karar vermeye çalışır.

Nafaka Artırma Davası Açma Sebepleri

Mahkeme tarafından daha önce belirlenen nafaka miktarı, her zaman hayatın değişken şartlarına uyum sağlayamayabilir. Çünkü nafaka kararı verildiği anda mevcut olan ekonomik ve sosyal durum, ilerleyen yıllarda önemli ölçüde farklılaşabilir. Bu nedenle, nafaka artırma davası açmak için bazı geçerli ve somut sebeplerin ortaya çıkması gerekir.

Aşağıda, nafaka artırma davası açılmasına yol açabilecek başlıca sebepler sıralanmıştır:

Enflasyon oranlarının yükselmesi: Türkiye gibi ekonomik dalgalanmalara açık ülkelerde enflasyon oranları zaman zaman ciddi boyutlara ulaşabilmektedir. Artan enflasyon, hayat pahalılığını doğrudan etkileyerek nafaka miktarının alım gücünü düşürür. Bu durum, mevcut nafaka tutarının ihtiyaçları karşılayamaz hale gelmesine yol açabilir.

Eğitim, sağlık ve yaşam masraflarının artması: Özellikle iştirak nafakası söz konusu olduğunda, çocuğun yaşına bağlı olarak artan okul masrafları, özel ders ücretleri, kurs ve etüt giderleri, sağlık harcamaları ve sosyal aktiviteler nafaka artırımını gerektirebilir. Aynı zamanda sağlık sorunları nedeniyle ortaya çıkan ek tedavi ve ilaç masrafları da artırma gerekçesi sayılabilir.

Nafaka alacaklısının gelir durumunun kötüleşmesi: Nafaka alan kişinin işsiz kalması, hastalanması, iş gücü kaybına uğraması ya da gelirinin azalması gibi durumlar da mahkeme tarafından dikkate alınır. Bu gibi hallerde nafaka miktarının artırılması talep edilebilir.

Nafaka yükümlüsünün gelirinin artması: Nafaka borçlusunun daha yüksek gelirli bir işe girmesi, terfi etmesi, maaş zammı alması, ek gelir kaynakları elde etmesi (örneğin kira geliri, şirket ortaklığı vb.) nafaka artırımına gerekçe teşkil edebilir. Mahkemeler, taraflar arasında hakkaniyet dengesini gözettiğinden, yükümlünün gelirindeki ciddi artışlar nafakanın yeniden belirlenmesini gündeme getirebilir.

Çocukların yaşı büyüdükçe eğitim ve sosyal yaşam giderlerinin yükselmesi: Çocuk büyüdükçe yalnızca eğitim masrafları değil, sosyal ve kültürel giderler de artar. Lise ve üniversite dönemlerinde eğitim masrafları, ulaşım, konaklama, yabancı dil eğitimi, kişisel gelişim kursları gibi kalemler nafaka tutarını yetersiz hale getirebilir.

Genel ekonomik koşullardaki değişiklikler (döviz kuru, kira artışları vb.): Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, kira bedellerinin artışı, temel ihtiyaç ürünlerine gelen zamlar da nafaka miktarının güncellenmesini gerektirebilir. Özellikle büyük şehirlerde kira ve yaşam masraflarının sürekli artış göstermesi nafaka alacaklılarını zor durumda bırakabilmektedir.

Tüm bu değişiklikler mahkemeye sunulacak objektif ve somut delillerle ispatlanmalıdır. Mahkeme, mevcut nafaka miktarının yetersiz olup olmadığını somut olayın koşullarına göre değerlendirir. Özellikle gelir ve gider dengesine, tarafların sosyal yaşam standartlarına, nafaka alacaklısı ve yükümlüsünün mali tablolarına dikkat edilir.

Ayrıca, mahkemeler her olayda hakkaniyet ilkesini göz önünde bulundurarak her iki tarafın yaşam seviyesini dengelemeye çalışır. Dolayısıyla nafaka artırma davasında önemli olan yalnızca talebin varlığı değil, talebin dayandığı gerekçelerin ve sunulan delillerin ikna edici ve gerçekçi olmasıdır.

Kimler Nafaka Artırma Davası Açabilir?

Nafaka artırma davası, temel olarak nafaka alacaklısı tarafından açılabilir. Kanunen, her nafaka türünde davayı açma hakkı farklı kişilere aittir. Bu konuda nafaka türlerine göre ayrı ayrı değerlendirme yapmak gerekir:

İştirak nafakasında: Çocuğun velayetini elinde bulunduran ebeveyn nafaka artırma davası açma hakkına sahiptir. Çünkü iştirak nafakası, çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve gelişim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ödenir. Çocuğun giderlerindeki artış nedeniyle iştirak nafakasının güncellenmesi gerektiğinde, bu talebi yasal olarak velayet sahibi ebeveyn mahkemeye iletebilir. Çocuğun yüksek öğrenime başlaması, özel okul masrafları, yurt giderleri gibi sebepler sıklıkla nafaka artırma talebinin dayanağı olur.

Yoksulluk nafakasında: Boşanma sonrasında yoksulluğa düşen ve mahkeme kararıyla lehine nafaka bağlanan taraf, gelir ve geçim koşullarının kötüleşmesi ya da artan hayat pahalılığı nedeniyle nafaka artırma davası açabilir. Yoksulluk nafakası genellikle boşanma davaları sırasında hükmedilir ve tarafların boşanma sonrası hayat standardını koruyabilmesini amaçlar. Ancak ekonomik koşulların değişmesi, sağlık sorunları, işsizlik gibi gelişmeler yoksulluk nafakasının artırılmasını gerekli kılabilir.

Tedbir ve yardım nafakasında: Bu tür nafakalarda da nafaka alan taraf, şartların değiştiğini ileri sürerek nafaka artırımı talebinde bulunabilir. Özellikle tedbir nafakasında, boşanma davası süreci uzadıkça tarafların ekonomik dengesi bozulabilir ve mevcut tedbir nafakası yetersiz hale gelebilir.

Nafaka yükümlüsü açısından bakıldığında, nafaka borçlusu ise artan ödeme yükümlülüğü karşısında azaltım davası açma hakkına sahiptir. Ancak burada özellikle vurgulamak gerekir ki; bizim konumuz nafaka artırma davası olduğundan, bu davayı açma hakkı esasen nafaka alacaklısına aittir.

Ayrıca, bazı özel durumlarda velayet değişmişse ya da çocuk reşit olmuşsa, nafaka alacaklısı değişebilir. Reşit olan çocuk kendi adına iştirak nafakası artırımı talep edebilir. Bu durumda da yine nafaka alacaklısı sıfatına sahip olan kişi mahkemeye başvuru yapar.

Nafaka artırma davalarında, sürecin doğru yürütülmesi ve mahkemeye sunulacak gerekçelerin somut belgelerle desteklenmesi önem taşır. Bu noktada boşanma avukatı ya da alanında uzman bir aile hukuku avukatının hukuki desteğiyle hareket etmek, davanın başarısı açısından ciddi avantaj sağlar.

Nafaka Artırma Davası Nasıl Açılır?

Nafaka artırma davası, belirli bir usul çerçevesinde yürütülür ve titizlikle hazırlanması gereken bir süreçtir. Hatalı veya eksik hazırlanan davalarda mahkemeden olumlu sonuç almak zorlaşabilir. Bu nedenle her aşamanın dikkatle takip edilmesi gerekir.

  1. Dava Öncesi Hazırlık

İlk aşamada, nafaka artırma talebinin hukuki ve ekonomik gerekçeleri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Sadece “nafaka bana yetmiyor” demek yeterli değildir. Nafaka miktarının neden artırılması gerektiğini somut olay ve belgelerle desteklemek şarttır.

Bu amaçla toplanabilecek başlıca belgeler şunlardır:

Gelir belgeleri: Tarafların maaş bordroları, SGK hizmet dökümleri, vergi beyannameleri, kira gelirleri, şirket ortaklık belgeleri gibi belgeler.

Gider belgeleri: Eğitim ve sağlık harcamalarını gösteren faturalar, okul ücretleri, dershane ve etüt ücretleri, hastane ve tedavi faturaları.

Barınma giderleri: Kira kontratları, aidat ve yakıt faturaları.

Ekonomik veriler: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından yayımlanan enflasyon oranları, hayat pahalılığı endeksleri ve ekonomik raporlar.

Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırmaları: Mahkemenin talebi üzerine kolluk kuvvetleri ya da bilirkişiler tarafından hazırlanan gelir-gider dengesi ve yaşam standardını ortaya koyan raporlar.

Bu aşamada bir boşanma avukatı ile çalışmak büyük avantaj sağlar. Zira hem hangi belgelerin sunulacağı hem de hukuki gerekçelerin nasıl formüle edileceği uzmanlık gerektirir. Ayrıca eksik ya da yanlış beyanlar dava sürecinde sorun yaratabilir.

  1. Görevli ve Yetkili Mahkeme

Nafaka artırma davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemesidir. Eğer nafaka artırma davası açılacak yerde Aile Mahkemesi bulunmuyorsa, Asliye Hukuk Mahkemesi Aile Mahkemesi sıfatıyla davaya bakar.

Yetki bakımından ise:

Davalı olan nafaka yükümlüsünün ikamet ettiği yer mahkemesi,

Davacı olan nafaka alacaklısının ikamet ettiği yer mahkemesi yetkilidir.

Taraflar, kendi ikamet ettikleri yer mahkemelerinde davayı açma hakkına sahiptir. Ancak hangi mahkemede dava açılacağı, özellikle karşı tarafın ekonomik durumuna ulaşma kolaylığı açısından önem taşıyabilir.

  1. Dava Dilekçesinin Hazırlanması

Nafaka artırma davasında dava dilekçesi, sürecin en kritik belgelerinden biridir. Dilekçede;

Taraf bilgileri: Tarafların ad-soyad, T.C. kimlik numarası ve adres bilgileri.

Mevcut nafaka kararı: Nafaka kararının alındığı mahkeme, karar tarihi ve dosya numarası.

Artırım talebinin gerekçeleri: Ekonomik koşullardaki değişiklikler, gelir azalması veya artması, çocuğun artan ihtiyaçları, enflasyon, sağlık sorunları gibi sebepler somut şekilde açıklanmalıdır.

Talep edilen yeni nafaka miktarı: Mahkemeden talep edilen artırılmış nafaka miktarı belirtilir.

Deliller: Toplanan belgeler ve varsa tanık beyanları dilekçeye eklenir veya dilekçede belirtilir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, iddiaların soyut değil; tamamen objektif verilere ve belgelere dayalı olmasıdır. Mahkeme, spekülatif ve belgesiz talepleri dikkate almayabilir.

  1. Dava Sürecinin İşleyişi

Karşı Tarafın Savunması

Davalı (nafaka yükümlüsü), davayı kabul edebilir, tamamen reddedebilir ya da talep edilen artırım oranını aşırı bularak kısmi kabul beyanında bulunabilir. Genellikle davalı da kendi gelir ve gider durumuna ilişkin belgeler sunar.

Delillerin Sunulması

Taraflar, gelir durumlarına, malvarlığına, yaşam standartlarına ilişkin delilleri mahkemeye sunar. Mahkeme, sunulan tüm delilleri tarafsız şekilde değerlendirir.

Sosyal ve Ekonomik Durum Araştırması

Mahkeme gerekli görürse, her iki tarafın sosyal ve ekonomik durumunu araştırmak amacıyla kolluk kuvvetleri aracılığıyla sosyal ve ekonomik durum araştırması yaptırabilir. Bu raporda; tarafların çalıştıkları iş, oturdukları ev, araçları, yaşam standardı gibi detaylar yer alır.

Bilirkişi İncelemesi

Mahkeme, dosyadaki gelir ve gider hesaplamalarını değerlendirmek için gerekirse bilirkişi tayin edebilir. Bilirkişi, mevcut veriler ışığında hangi tarafın gelir-gider dengesinin ne durumda olduğunu objektif şekilde raporlar.

Mahkemenin Kararı

Mahkeme, tüm dosya kapsamını ve delilleri değerlendirerek:

Nafakanın artırılmasına karar verebilir,

Talep edilen artırım oranını kısmen kabul edebilir,

Mevcut nafaka miktarının sabit kalmasına hükmedebilir.

Mahkemeler, hakkaniyet ilkesini esas alır ve hem nafaka alacaklısının hem de yükümlüsünün mali durumunu dengelemeye çalışır. Amaç, taraflardan birini mağdur etmeden ekonomik dengeyi yeniden sağlamaktır.

Nafaka Artırma Davasında Zamanaşımı Var mı?

Nafaka artırma davasında herhangi bir zamanaşımı süresi bulunmamaktadır. Taraflar, değişen koşullar doğrultusunda her zaman yeni bir nafaka artırma davası açabilirler. Ancak sık ve gerekçesiz başvurular mahkemeler tarafından olumsuz değerlendirilir.

Nafaka Artırma Davasında Mahkemenin Değerlendirme Kriterleri

Nafaka artırma davalarında mahkemenin vereceği karar tamamen somut olayın koşullarına bağlıdır. Hakim, davaya sunulan tüm bilgi ve belgeleri değerlendirirken yalnızca başvurucunun talebine değil, iki tarafın da güncel durumuna objektif şekilde bakmakla yükümlüdür. Bu noktada dikkate alınan başlıca kriterler şunlardır:

Tarafların gelir ve gider dengesi: Mahkeme her iki tarafın da mevcut gelirini, düzenli veya ek gelirlerini, sahip oldukları malvarlıklarını ve borçlarını göz önünde bulundurur. Aynı zamanda gider kalemleri de detaylı incelenir. Nafaka alacaklısının artan giderleri olduğu kadar, nafaka yükümlüsünün ödeme kapasitesi de denge içerisinde değerlendirilir.

Enflasyon ve ekonomik göstergeler: Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon oranları, döviz kuru, temel tüketim harcamaları endeksleri, kira ve enerji fiyatlarındaki artışlar mahkemenin kararında etkili olur. Ekonomik göstergelerdeki yükseliş, nafakanın reel değerinin korunması açısından önem arz eder.

Çocuğun eğitim ve sağlık masrafları: İştirak nafakası söz konusu olduğunda mahkeme, çocuğun yaşı, öğrenim gördüğü okul, aldığı eğitim, varsa özel ders ve kurs giderleri ile sağlık ve tedavi masraflarını dikkate alır. Çocuğun artan ihtiyaçları nafaka artırımında temel gerekçelerden biridir.

Nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmiş olup olmadığı: Nafaka yükümlüsünün yeniden evlenmesi ve yeni bir aile sorumluluğu üstlenmesi, mahkeme tarafından nazara alınabilir. Ancak bu durum mutlak bir azaltma ya da artış gerekçesi oluşturmaz. Hakim burada mevcut nafaka borcunu dengeleyecek şekilde adil bir karar vermeye çalışır.

Tarafların sosyal yaşam standartları: Tarafların boşanma öncesindeki ve sonrasındaki yaşam koşulları, harcama alışkanlıkları, yaşam standartlarında ortaya çıkan değişiklikler mahkemede dikkate alınan önemli unsurlar arasındadır. Amaç, taraflardan birinin gereksiz yere zenginleştirilmesini ya da mağdur edilmesini engellemektir.

Mahkeme tüm bu değerlendirmeleri hakkaniyet ilkesi doğrultusunda yapar. Hakkaniyet, tarafların mevcut yaşam şartlarına uygun, makul ve dengeli bir nafaka miktarının belirlenmesini sağlar. Ne nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar düşük, ne de nafaka yükümlüsünü ödeme gücünün ötesinde zorlayacak kadar yüksek bir nafaka kararı verilmesine izin verilir.

Hakim, aynı zamanda nafaka miktarının sürdürülebilir olmasına da dikkat eder. Çünkü nafaka kararları uzun yıllar geçerli olabileceğinden, gerçekçi ve uygulanabilir bir denge kurulması önem taşır.

Nafaka Artırma Davasında Avukat Desteği

Her ne kadar nafaka artırma davası bireysel olarak açılabilir ve hukuken avukat tutmak zorunlu olmasa da, uygulamada velayet avukatı veya boşanma avukatı desteği almak çoğu zaman sürecin başarısını doğrudan etkileyen en kritik faktörlerden biri haline gelir. Çünkü nafaka artırma davaları, ilk bakışta basit bir artış talebi gibi görünse de, gerçekte ciddi bir hukuki ve teknik altyapı gerektirir.

Nafaka artırma davasında mahkemeyi ikna edebilmek için yalnızca artış talebini dile getirmek yeterli değildir. Bu talebin dayanağı olan tüm ekonomik, sosyal ve kişisel değişikliklerin açık ve somut delillerle ortaya konulması gerekir. İşte bu noktada avukat desteğinin önemi devreye girer:

Gelir ve malvarlığı araştırması: Nafaka yükümlüsünün gelir ve malvarlığı bilgilerine ulaşmak her zaman kolay olmayabilir. Profesyonel bir avukat, mahkemeye sunulacak taleplerle ilgili olarak SGK kayıtları, vergi beyannameleri, banka kayıtları, tapu kayıtları gibi resmi belgelerin nasıl talep edileceği konusunda gerekli başvuruları yapabilir.

Delil hazırlığı ve sunumu: Mahkemeye sunulacak belgelerin doğru seçilmesi ve usulüne uygun şekilde dosyaya eklenmesi son derece önemlidir. Eksik veya geçerli olmayan deliller mahkemece dikkate alınmayabilir. Avukat, hangi belgelerin hangi aşamada ve nasıl sunulması gerektiğini bilir.

Hukuki argümanların geliştirilmesi: Nafaka artırma davasında yalnızca belgeler değil, güçlü hukuki argümanlar da önem taşır. Nafaka avukatı, önceki mahkeme kararlarını ve emsal yargıtay içtihatlarını kullanarak talebin hukuki dayanaklarını güçlendirir.

Süreç takibi ve usul hatalarının önlenmesi: Mahkeme sürecinde birçok süre ve işlem takibi yapılır. Dilekçelerin zamanında sunulması, cevap dilekçelerine uygun yanıtların verilmesi, bilirkişi raporlarına itiraz gibi usul işlemleri titizlikle takip edilmelidir. Deneyimli bir avukat, bu süreci eksiksiz yürütür.

İtiraz ve temyiz haklarının kullanılması: Mahkemenin verdiği karara karşı gerektiğinde itiraz ve istinaf başvurularının yapılması da hukuki destek gerektirir. Avukat, kararın hukuki denetimini yaparak üst mahkemeye başvuru sürecini yönetir.

Özellikle boşanma davaları sonrasında nafaka konusunda sık sık ihtilaf yaşandığı için, davaya profesyonel hazırlıkla girilmesi büyük önem taşır. Nafaka artırma davasında istenen sonuca ulaşmak, doğru hazırlık, güçlü deliller ve teknik hukuki bilgi ile mümkündür. Bu nedenle nafaka alacaklısının hak kaybına uğramaması için sürecin başından itibaren uzman bir avukat desteğiyle hareket etmesi önerilir.

Kadıköy’de Nafaka Artırma Davaları ve Uzman Avukat Desteği

İstanbul gibi büyük ve dinamik şehirlerde boşanma sonrası nafaka ile ilgili anlaşmazlıklar oldukça sık görülmektedir. Çünkü sürekli değişen ekonomik koşullar, farklı yaşam standartları ve kişisel gelir düzeylerindeki dalgalanmalar, tarafların mevcut nafaka miktarını zamanla yetersiz bulmasına yol açabilmektedir. Özellikle Kadıköy gibi hem sosyal hem ekonomik çeşitliliğin yoğun olduğu bir bölgede bu tür uyuşmazlıklar daha sık gündeme gelmektedir.

Kadıköy’de yaşayan bireylerin gelir ve gider dengeleri, ekonomik dalgalanmalardan doğrudan etkilenebilmekte; kira artışları, yaşam maliyetindeki yükselmeler ve çocukların artan ihtiyaçları nafaka artırma taleplerini kaçınılmaz hale getirebilmektedir. Böyle durumlarda, sürecin sağlıklı ve etkili şekilde yürütülmesi için profesyonel destek almak büyük önem taşır.

Bu noktada, Kadıköy boşanma avukatı veya Kadıköy aile hukuku avukatı ile çalışmak, yalnızca hukuki bilgi değil, aynı zamanda bölgedeki mahkemelerin uygulamalarını, hakimin yaklaşım tarzlarını ve yerel yargı pratiğini bilen bir uzmanla yol almak anlamına gelir. Tecrübeli bir avukat; hangi gerekçelerin daha etkili olacağını, hangi belgelerin dosyaya güç katacağını ve hangi usul adımlarının kritik olduğunu bilir. Böylece nafaka davası sürecinde hak kaybı yaşanmasının önüne geçilebilir.

Ayrıca Kadıköy’de görülen nafaka artırma davalarında, tarafların ekonomik verilerine ulaşma, delil toplama ve doğru beyanlarla mahkemeyi ikna etme süreçlerinde avukat desteği davanın olumlu sonuçlanma ihtimalini ciddi şekilde artırmaktadır. Özellikle nafaka yükümlüsünün gelir ve malvarlığına ilişkin detayların ortaya çıkarılması, çoğu zaman hukuki bilgi ve tecrübeyle mümkün olur.

Sonuç: Haklarınızı Korumak İçin Doğru Adımlar Atın

Nafaka artırma davası, değişen yaşam koşullarına uyum sağlamak ve taraflar arasında bozulan ekonomik dengeyi yeniden kurmak için önemli ve etkili bir hukuki yoldur. Özellikle boşanma sonrası uzun yıllar geçtikçe, enflasyon, artan yaşam maliyetleri, çocukların eğitim ve sağlık giderleri gibi pek çok unsur mevcut nafaka miktarını yetersiz hale getirebilir. Böyle durumlarda nafaka artırma talebi, nafaka alacaklısının hem kendi geçimini hem de çocuklarının ihtiyaçlarını karşılaması açısından büyük önem taşır.

Ancak nafaka artırma davasının başarıyla sonuçlanabilmesi için yalnızca bir talepte bulunmak yeterli değildir. Talebin güçlü hukuki gerekçelerle desteklenmesi, somut belgelerle ispatlanması ve usule uygun şekilde hazırlanması gerekir. Delillerin eksiksiz sunulması, gelir ve gider dengelerinin net biçimde ortaya konulması ve dava sürecindeki her aşamanın titizlikle takip edilmesi büyük önem taşır.

Bu süreçte profesyonel destek almak, hak kaybı yaşama riskini en aza indirir. Deneyimli bir boşanma avukatı veya aile hukuku avukatı, hem hukuki altyapıyı doğru kurar hem de mahkemeye sunulacak belgelerin hazırlanmasında rehberlik eder.

Bahariye Hukuk olarak, nafaka artırma davaları da dâhil olmak üzere aile hukuku alanındaki tüm uyuşmazlıklarda müvekkillerimize titiz ve sonuç odaklı hukuki danışmanlık sağlamaktayız. İstanbul ve Kadıköy merkezli ofisimizde, her müvekkilimizin özel durumunu detaylı şekilde değerlendiriyor ve dava sürecini en iyi şekilde yönetmeleri için yanlarında yer alıyoruz.

Eğer siz de nafaka artırma davası açmayı düşünüyorsanız, haklarınızı kaybetmemek ve süreci profesyonel şekilde yürütmek için Bahariye Hukuk uzmanlarıyla iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code