İştirak nafakası, boşanma sonrasında çocuğun bakım, eğitim, sağlık ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla, çocuğun velayeti kendisinde olmayan ebeveynden alınan mali katkı payıdır. Türk Medeni Kanunu’na göre anne ve baba, çocuğun reşit olmasına kadar onun giderlerine güçleri oranında katılmakla yükümlüdür. Bu yükümlülük, boşanmayla sona ermez; aksine, velayet hakkı hangi tarafta olursa olsun her iki ebeveynin de çocuğun geleceğine katkıda bulunma zorunluluğu devam eder.
İştirak nafakası, aile hukukunun en önemli konularından biridir çünkü çocuğun yaşam standardının korunması, boşanma sürecinden olumsuz etkilenmemesi ve temel ihtiyaçlarının eksiksiz karşılanması bu dava ile sağlanır. Uygulamada çoğu zaman velayet hakkı anneye verildiği için iştirak nafakası genellikle baba tarafından ödenir; ancak bu mutlak bir kural değildir. Nafaka yükümlüsü, çocuğun velayetini almayan taraf olup, anne de baba da bu konumda olabilir.
Bu dava türü, çocuğun korunması amacıyla açılır ve mahkeme tarafından kamu düzenine ilişkin bir mesele olarak değerlendirilir. Yani, taraflar talep etmemiş olsa bile hâkim, gerekli gördüğü hallerde çocuğun menfaatini korumak için re’sen (kendiliğinden) nafaka kararı verebilir.
İştirak nafakası davası, çoğu zaman duygusal olarak yıpratıcı boşanma süreçlerinden sonra gündeme gelir; bu nedenle hem hukuki hem psikolojik yönleriyle dikkatle yürütülmesi gerekir. Aşağıda bu davanın tanımı, şartları, hesaplama ölçütleri ve süreçte dikkat edilmesi gereken temel noktalar ayrıntılı biçimde açıklanmıştır.
İştirak Nafakası Davasının Tanımı ve Hukuki Dayanağı
İştirak nafakası, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılımını sağlamak amacıyla ödemekle yükümlü olduğu paradır.
Türk Medeni Kanunu’nun m. 182/2 hükmü açıkça belirtir:
“Velayet kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.”
Bu düzenleme, çocuğun menfaatinin öncelikli olduğunu vurgular. Nafakanın amacı, ebeveynlerin boşanma sonrasında da çocuğun maddi yaşam koşullarına katkı sunmasını sağlamaktır.
İştirak nafakası yalnızca boşanma davası sırasında değil, sonrasında da açılabilir. Boşanma kararında nafaka hükmü bulunmuyorsa, velayeti alan taraf sonradan ayrıca iştirak nafakası talebinde bulunabilir. Nafaka kararı verilmişse, koşullar değiştiğinde nafakanın artırılması veya azaltılması da ayrı bir dava konusu olabilir (TMK m. 176/4).
Bu yönüyle iştirak nafakası, sadece ebeveynin değil, çocuğun kişisel hakkı olarak kabul edilir. Dolayısıyla bu nafakadan feragat edilemez; annenin veya babanın bu yöndeki beyanı hukuken geçerli sayılmaz.
İştirak Nafakası Davasının Şartları
İştirak nafakası davası açılabilmesi için bazı temel koşulların oluşması gerekir. Mahkemeler, bu davalarda her zaman çocuğun üstün yararını esas alır. Şartlar şunlardır:
Boşanma veya Ayrılık Kararı Bulunması:
İştirak nafakası, evlilik birliği sona erdikten sonra doğar. Ancak istisnai olarak, ayrı yaşama kararı verilmişse veya evlilik fiilen bitmişse de talep edilebilir.
Velayetin Bir Tarafa Verilmesi:
Nafaka, çocuğun velayetini almayan ebeveynin ödemesi gereken bir yükümlülüktür. Eğer ortak velayet söz konusuysa, mahkeme her iki tarafın gelir durumuna göre ayrı oranlar belirleyebilir.
Çocuğun Reşit Olmaması:
İştirak nafakası, çocuk reşit olana kadar devam eder. Ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa (örneğin üniversite öğrencisiyse), yargı içtihatlarına göre nafaka eğitimi bitene kadar sürebilir.
Gelir Durumunun Belirlenebilir Olması:
Nafaka miktarı belirlenirken, her iki tarafın gelir düzeyi dikkate alınır. Mahkeme, SGK kayıtları, vergi beyannameleri, banka hesapları veya yaşam standartları üzerinden değerlendirme yapabilir.
Çocuğun Gerçek İhtiyaçlarının Mevcut Olması:
Mahkeme, nafaka miktarını belirlerken çocuğun yaşını, eğitim seviyesini, sağlık durumunu ve sosyal çevresini göz önüne alır. Çocuğun yaşına göre ortalama giderler (okul, kurs, sağlık, beslenme, ulaşım vb.) hesaplanır.
Mahkemeler bu tür davalarda, tarafların beyanlarına değil somut verilere dayanır. Yargıtay kararlarına göre, nafaka miktarı belirlenirken hem “çocuğun ihtiyaçları” hem de “ebeveynin ödeme gücü” arasında makul bir denge kurulmalıdır.
İştirak Nafakası Nasıl Hesaplanır?
İştirak nafakası, kesin bir formülle değil, hâkimin takdir yetkisiyle belirlenir. Ancak bu takdir, objektif kriterlere dayanmak zorundadır.
Nafaka Tutarının Belirlenmesinde Esas Alınan Kriterler:
Tarafların gelir düzeyi (maaş, kira geliri, ticari kazanç vb.)
Çocuğun yaşı, eğitim düzeyi ve yaşam standartları
Ülkenin ekonomik koşulları, TÜİK geçim endeksleri
Nafaka yükümlüsünün bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler
Çocuğun özel ihtiyaçları (sağlık durumu, özel eğitim, bakım gideri gibi)
Mahkeme, genellikle bu kriterleri değerlendirerek aylık sabit bir tutar belirler. Taraflardan birinin gelirinde ciddi değişiklik olursa, “nafaka artırım davası” veya “nafaka indirimi davası” açılabilir.
Nafakanın Artışı ve Uyarlanması:
TMK m. 182/3’e göre, nafaka miktarı tarafların gelirine ve ekonomik koşullara göre sonradan artırılabilir. Mahkemeler, genellikle her yıl TÜFE oranında artış yapılmasına karar verir. Böylece nafaka, enflasyona karşı değerini korur.
İştirak Nafakasının Ödenmemesi Durumu:
Nafaka ödemesi yapılmazsa, nafaka alacaklısı icra dairesine başvurarak nafaka icra takibi başlatabilir. Nafaka borcu ödenmezse, nafaka yükümlüsü hakkında tazyik hapsi uygulanabilir (İcra İflas Kanunu m. 344).
Yargıtay içtihatlarına göre, nafaka ödememek yalnızca borç ihlali değil, çocuğun temel yaşam hakkını ihlal eden bir davranış olarak değerlendirilir.
İştirak Nafakası Davası Süreci
İştirak nafakası davası, aile mahkemesinde açılır ve esas olarak çocuğun menfaatinin korunması ilkesine dayanır. Dava süreci hem boşanma davasıyla birlikte hem de boşanma kararından sonra ayrı bir dosya olarak yürütülebilir.
Dava Açma Aşaması
Velayet hakkı kendisine verilen taraf, diğer ebeveynden çocuğun giderlerine katılmasını talep etmek için dava açabilir. Dava dilekçesinde;
Boşanma kararına ilişkin bilgiler,
Çocuğun yaşı, eğitim durumu ve giderleri,
Tarafların gelir durumları,
Talep edilen nafaka miktarı
yer almalıdır.
Mahkemeye sunulan dilekçeye ek olarak gelir belgeleri, okul masraflarına dair faturalar, kira ve yaşam giderlerine ilişkin kanıtlar sunulmalıdır. Mahkeme, çocuğun giderlerini ve ebeveynin mali gücünü belirlemek için gerekirse SGK kayıtlarını, banka hareketlerini veya vergi beyanlarını resen isteyebilir.
Delillerin Toplanması ve Beyanların Alınması
Taraflar dilekçelerini sunduktan sonra mahkeme, delilleri toplar ve duruşma aşamasına geçer. Her iki taraf da gelir ve gider durumuna ilişkin beyanda bulunur. Bu aşamada mahkeme, özellikle çocuğun yaşam standardını korumaya odaklanır.
Çocuğun özel ihtiyaçları varsa (örneğin özel eğitim, tedavi, diyet programı gibi) bunlar ayrıca dikkate alınır.
Karar Aşaması
Mahkeme, tüm delilleri inceledikten sonra tarafların ekonomik durumlarını ve çocuğun ihtiyaçlarını gözeterek uygun bir nafaka miktarı belirler. Bu miktar, aylık sabit bir tutar olarak hükmedilir.
Hakim, gerektiğinde nafakanın her yıl TÜFE oranında artırılmasına da karar verebilir. Karar kesinleştikten sonra nafaka ödemesi başlar.
İştirak nafakası kararları kamu düzenine ilişkin olduğundan, taraflar bu karardan feragat edemez. Çocuğun menfaati gereği, nafaka alacaklısı bu hakkı sınırlayamaz veya devredemez.
Mahkeme Kararının Uygulanması ve Değiştirilmesi
Nafaka Kararının Uygulanması
Karar kesinleştikten sonra nafaka ödemeleri belirlenen tarihlerde yapılmalıdır. Nafaka yükümlüsü ödemeyi aksatırsa, alacaklı taraf icra dairesine başvurarak nafaka icra takibi başlatabilir. Bu süreçte:
Nafaka borcunun ödenmemesi halinde icra müdürlüğü aracılığıyla ödeme emri gönderilir.
Borç 7 gün içinde ödenmezse, icra işlemleri başlatılır.
Nafaka borcunun kasten ödenmemesi durumunda, borçlu hakkında 3 aya kadar tazyik hapsi uygulanabilir (İİK m. 344).
Mahkeme kararıyla belirlenen nafaka tutarı, ödemelerin gecikmesi hâlinde yasal faizle birlikte tahsil edilir. Nafaka borcu mirasçılara geçmez; ancak ödenmemiş birikmiş borç, nafaka yükümlüsünün terekesinden talep edilebilir.
Nafaka Artırım veya Azaltım Davası
Zaman içinde ekonomik koşullar değiştiğinde, taraflardan biri nafaka artırımı veya nafaka indirimi davası açabilir.
Nafaka artırım davası: Çocuğun ihtiyaçlarının artması veya nafaka yükümlüsünün gelirinin yükselmesi hâlinde açılır.
Nafaka indirimi davası: Nafaka yükümlüsünün gelirinin azalması, işsiz kalması veya yeni bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ortaya çıkması durumunda açılabilir.
Bu davalarda mahkemeler, TÜİK verileri, enflasyon oranları ve güncel yaşam maliyetleri üzerinden değerlendirme yapar.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre, iştirak nafakasında yapılacak artış enflasyonun altında olamaz; çünkü bu durum çocuğun yaşam standardını koruma ilkesine aykırıdır.
Nafakanın Sona Ermesi
İştirak nafakası, çocuğun reşit olmasıyla kendiliğinden sona erer. Ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa (örneğin üniversite öğrencisiyse), mahkeme kararıyla nafaka eğitimi bitene kadar uzatılabilir.
Ayrıca, çocuğun kendi gelirini elde etmeye başlaması veya evlenmesi hâlinde de nafaka sona erer.
Uygulamada Karşılaşılan Özel Durumlar
Reşit Olmayan Fakat Çalışan Çocuk
Çocuğun reşit olmaması ancak düzenli gelir elde etmesi durumunda mahkeme, nafakanın kaldırılmasına veya azaltılmasına karar verebilir. Örneğin 17 yaşında olup tam zamanlı çalışan bir çocuğun iştirak nafakası hakkı sınırlanabilir.
Eğitim Hayatı Uzayan Çocuk
Yargıtay kararlarına göre, üniversite veya yüksek lisans eğitimi devam eden çocuklar için iştirak nafakası, eğitimin makul süresi boyunca devam edebilir. Bu durumda nafaka, “yardım nafakası”na dönüşür.
Nafaka Miktarının Gerçeği Yansıtmayan Gelirle Belirlenmesi
Bazı durumlarda nafaka yükümlüsü gelirini gizleyebilir veya düşük gösterebilir. Mahkeme, bu tür durumlarda yaşam standardı ilkesini uygular. Kişinin beyan ettiği gelir ile yaşam tarzı uyuşmuyorsa (örneğin lüks araç, tatil harcamaları, özel okul ödemeleri gibi), mahkeme gelir tespiti yapabilir.
Ortak Velayet Durumu
Ortak velayet kararı verilmişse, mahkeme her iki ebeveynin gelir durumuna göre çocuğun giderlerine orantılı katılım payı belirleyebilir. Bu durumda her iki ebeveyn de çocuğun bakım ve eğitim giderlerinden sorumludur.
İştirak Nafakası ve Tedbir Nafakası Arasındaki Fark
Tedbir nafakası, dava süresince geçici olarak ödenen nafakadır; iştirak nafakası ise karar kesinleştikten sonra sürekli hale gelir. Tedbir nafakası boşanma davası devam ederken çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için düzenlenir ve iştirak nafakasına dönüşür.
Nafaka Borcunun İcra Takibine Konu Olması
İştirak nafakasının ödenmemesi hâlinde nafaka alacaklısı, ilamlı icra takibi başlatabilir. Nafaka borçları, diğer borçlardan farklı olarak icra zamanaşımına uğramaz ve hapis cezası yaptırımına tabidir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
İştirak nafakası davası ne zaman açılır?
İştirak nafakası davası, boşanma kararının kesinleşmesinden sonra açılabilir. Ancak mahkeme, boşanma davası sırasında çocuğun menfaati gereği re’sen (kendiliğinden) iştirak nafakasına da karar verebilir. Bu nedenle genellikle boşanma davaları sürecinde nafaka talepleri boşanma dilekçesinde açıkça belirtilir. Boşanma kararında nafaka hükmü yoksa, velayet hakkını alan ebeveyn sonradan ayrı bir dava açarak iştirak nafakası talep edebilir. Ayrıca çocuk evlilik dışı doğmuş olsa bile, babalık davasıyla soybağı kurulmuşsa iştirak nafakası isteme hakkı vardır.
İştirak nafakasını kim öder ve ne kadar sürer?
İştirak nafakası, çocuğun velayetini almayan ebeveyn tarafından ödenir. Yani velayet anneye verilmişse genellikle baba, velayet babadaysa anne nafaka yükümlüsüdür. Nafaka, çocuğun reşit olmasına kadar devam eder. Ancak çocuk eğitimine devam ediyorsa (örneğin üniversiteye gidiyorsa) mahkeme kararıyla nafaka “yardım nafakası”na dönüştürülerek uzatılabilir. Mahkemeler, çocuğun eğitim süresinin makul ölçüde uzaması hâlinde bu hakkı korur.
İştirak nafakası miktarı nasıl hesaplanır?
Nafaka miktarı, kesin bir formülle değil; hâkimin takdirine dayalı olarak belirlenir. Hâkim, çocuğun yaşını, eğitim masraflarını, sağlık durumunu, ebeveynlerin gelirini ve sosyal yaşam düzeylerini birlikte değerlendirir. Ayrıca yaşam koşullarını etkileyen ekonomik veriler, örneğin TÜİK geçim endeksleri ve enflasyon oranları da dikkate alınır.
Taraflardan biri gelirini gizlemeye çalışırsa, mahkeme yaşam standardı incelemesi yapar. Örneğin lüks araç kullanımı, özel okul ödemeleri veya yüksek yaşam giderleri, gelirin düşük beyan edildiğini gösterebilir. Bu nedenle doğru gelir belgeleri sunmak çok önemlidir. Bu aşamada bir boşanma avukatı aracılığıyla delillerin eksiksiz sunulması, hâkimin adil bir değerlendirme yapmasını kolaylaştırır.
Nafaka ödemesi yapılmazsa ne olur?
Mahkemece hükmedilen iştirak nafakası ödenmediğinde, alacaklı ebeveyn icra dairesine başvurarak “nafaka icra takibi” başlatabilir. İcra emrine rağmen ödeme yapılmazsa, nafaka borçlusu hakkında İcra İflas Kanunu’nun 344. maddesi gereğince üç aya kadar tazyik hapsi kararı verilebilir.
Bu hapis cezası, nafaka borcunun ödenmesini sağlamak amacıyla uygulanır; borç ödendiğinde derhal kaldırılır. Nafaka ödememek sadece borç ihlali değil, aynı zamanda çocuğun yaşam hakkını zedeleyen bir davranış olarak değerlendirilir. Düzenli takip için bir nafaka avukatı desteği alınması, sürecin hızlı ve eksiksiz ilerlemesini sağlar.
Nafaka miktarı sonradan değiştirilebilir mi?
Evet. Nafaka miktarı sabit kalmaz; tarafların gelirlerinde veya çocuğun ihtiyaçlarında önemli bir değişiklik olduğunda “nafaka artırımı” veya “nafaka indirimi” davası açılabilir.
Örneğin, çocuğun özel okula başlaması, sağlık harcamalarının artması veya ebeveynin gelirinde ciddi yükselme olması hâlinde nafaka artırımı mümkündür.
Buna karşılık, nafaka yükümlüsü işini kaybetmiş veya gelirinde düşüş olmuşsa nafaka indirimi talep edebilir. Mahkemeler, bu davalarda hakkaniyet ve denge ilkesiyle hareket eder.
Boşanma davası sürerken iştirak nafakası talep edilebilir mi?
Evet, boşanma süreci devam ederken geçici olarak “tedbir nafakası” istenebilir. Bu nafaka, boşanma kararına kadar çocuğun giderlerini karşılamak amacıyla verilir. Boşanma hükmü kesinleştiğinde tedbir nafakası sona erer ve yerine iştirak nafakası geçer.
Tedbir nafakası, çocuğun barınma, beslenme, eğitim gibi temel ihtiyaçlarını karşılamak için geçici koruma sağlar. Bu nedenle, boşanma sürecinde nafaka talebinin zamanında yapılması çok önemlidir.
Nafaka borcu mirasçılara geçer mi?
Nafaka borcu kişisel bir yükümlülüktür ve nafaka yükümlüsünün ölümüyle sona erer. Ancak ödenmemiş nafaka borçları varsa, bu tutarlar nafaka yükümlüsünün terekesinden (miras malvarlığından) tahsil edilebilir. Mirasçılar, bu borçtan şahsen sorumlu olmazlar; yalnızca miras payları oranında ödemeden etkilenirler.
Nafaka miktarı her yıl kendiliğinden artar mı?
Mahkeme kararında “artış hükmü” varsa, nafaka her yıl belirtilen oranda (genellikle TÜFE oranında) otomatik olarak artar. Ancak karar metninde böyle bir hüküm yoksa, nafaka alacaklısı artış talep etmek için ayrıca dava açmalıdır. Mahkeme, ekonomik koşullar ve gelir değişimleri dikkate alınarak yeni tutarı belirler.
Ortak velayet durumunda iştirak nafakası ödenir mi?
Ortak velayet hâlinde mahkeme, her iki ebeveynin gelirini inceleyerek çocuğun giderlerine orantılı katkı payı belirleyebilir. Eğer taraflardan biri daha yüksek gelire sahipse, o taraf çocuğun masraflarına daha fazla katılır. Ortak velayet, nafaka yükümlülüğünü tamamen ortadan kaldırmaz; sadece ödeme oranını değiştirir.
İştirak nafakası davası ne kadar sürer?
Dava süresi mahkemelerin yoğunluğuna, delil durumuna ve tarafların iş birliğine bağlı olarak değişir. Ortalama olarak 4 ila 8 ay arasında sonuçlanır. Ancak gelir tespitinin zor olduğu veya taraflardan biri adresini gizlediği durumlarda süreç uzayabilir. Belgelerin eksiksiz hazırlanması ve sürecin bir nafaka avukatı veya aile hukuku uzmanı tarafından takip edilmesi, hem dava süresini hem de başarı oranını olumlu etkiler.
Sonuç
İştirak nafakası davası, boşanma sonrasında çocuğun ekonomik güvenliğini ve yaşam standardını korumayı amaçlayan en önemli yasal mekanizmalardan biridir. Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenen bu kurum, ebeveynlerin evlilik birliği sona erse bile çocuk karşısındaki sorumluluklarının devam ettiğini ortaya koyar. Mahkemeler, bu davalarda tarafların haklarını değil, öncelikle çocuğun üstün yararını esas alır.
İştirak nafakası, çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve sosyal ihtiyaçlarının düzenli biçimde karşılanabilmesini sağlar. Bu nedenle, nafaka davası yalnızca mali bir yükümlülük değil, aynı zamanda bir ebeveynlik sorumluluğudur. Nafaka miktarının belirlenmesi sırasında hâkim, her iki ebeveynin gelirini, çocuğun yaşını ve toplumsal koşulları dikkate alır. Bu da kararın her olayda kişiye özel değerlendirilmesini gerektirir.
Uygulamada iştirak nafakası, boşanma sonrasında taraflar arasında en çok tartışma yaratan konulardan biridir. Kimi zaman nafaka yükümlüsü gelirini gizlemekte, kimi zaman da nafaka alacaklısı artan ihtiyaçlar nedeniyle miktarın yetersiz kaldığını ileri sürmektedir. Bu durumlarda “nafaka artırımı” veya “nafaka indirimi” davalarıyla adil bir denge kurulabilir. Ancak süreç, teknik bilgi ve hukuki yorum gerektirdiği için profesyonel destek alınması büyük önem taşır.
Bahariye Hukuk, İstanbul merkezli deneyimli ekibiyle iştirak nafakası, tedbir nafakası, nafaka artırımı ve indirimi davalarında müvekkillerine kapsamlı hukuki destek sunmaktadır.
Kadıköy bölgesinde faaliyet gösteren uzman Kadıköy aile hukuku avukatı ve Kadıköy boşanma avukatı kadrosu, her davada çocuğun menfaatini merkeze alan çözüm odaklı bir yaklaşım benimser. Ayrıca, İstanbul boşanma avukatı deneyimiyle hem Anadolu hem Avrupa yakasındaki aile mahkemelerinde etkili ve stratejik hukuki temsil sağlar.
İştirak nafakası davası, yalnızca bir yargı süreci değil, çocuğun geleceğini şekillendiren önemli bir adımdır. Doğru planlanmış bir dava stratejisi, hem çocuğun yaşam koşullarını korur hem de ebeveynler arasında uzun vadeli bir adalet dengesini sağlar.
Nafaka, boşanmanın sonu değil; sorumluluğun farklı bir biçimde devam etmesidir. Bu sorumluluğu bilinçli, adil ve hukuka uygun biçimde yürütmek, hem bireysel hem toplumsal huzurun temelidir.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.