İcra takibi, borcun tahsil edilmesi amacıyla alacaklının devlet gücünü kullanarak başvurduğu en önemli yasal yollardan biridir. Ancak uygulamada her icra takibi her zaman haklı ve doğru bir alacak talebine dayanmayabilir. Bazen borçlular, hiç doğmamış borçlar, zamanaşımına uğramış alacaklar ya da daha önce ödenmiş borçlar nedeniyle haksız yere icra takibine maruz kalabilmektedir. Yanlış veya dayanıksız takip başvuruları nedeniyle mağdur olmamak adına borçlulara icra takibine itiraz hakkı tanınmıştır.
İcra takibine itiraz, borçlunun ödeme emrine karşı süresi içinde yapacağı başvuru ile takibin durdurulmasını sağlayan son derece önemli bir hukuki mekanizmadır. Doğru şekilde ve süresi içinde yapılan itiraz, borçlunun mallarına haciz uygulanmasının önüne geçer ve alacaklının borcunu ispat etme yükümlülüğünü doğurur.
Peki, icra takibine itiraz nasıl yapılır? Süresi, dilekçesi, itiraz nedenleri ve itiraz sonrası işlemler nasıl yürütülür? Bahariye Hukuk olarak bu önemli süreci tüm detaylarıyla açıklıyoruz.
İcra Takibine İtiraz Hakkı Nedir?
İcra takibine itiraz, borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine karşı, borcun tamamına ya da belirli bir kısmına yönelik yaptığı yazılı başvuru ile icra takibini durdurma hakkıdır. Bu hak sayesinde borçlu, haksız ve dayanaksız icra takiplerine karşı kendisini koruma imkânı elde eder. İcra takibine itiraz yapıldığında, alacaklının tek taraflı talebiyle başlayan takip süreci kendiliğinden durur ve artık alacaklının iddiasını yargı önünde ispat etmesi gerekir.
İtiraz hakkı, İcra ve İflas Kanunu’nun 62. maddesi ile borçlulara tanınmış yasal bir güvencedir. Kanun, borçluya ödeme emrinin kendisine tebliğ edilmesinden itibaren belirli süre içinde itiraz hakkını kullanma imkanı verir. Borçlu, süresi içinde icra müdürlüğüne başvurarak ödeme emrine itiraz ettiğinde, takibin durması otomatik olarak gerçekleşir; alacaklı haciz ve satış işlemleri gibi cebri icra adımlarına geçemez.
İtiraz, borcun varlığına, miktarına, ödeme tarihine veya alacağın hukuki geçerliliğine ilişkin sebeplere dayanabilir. Aynı zamanda, yetki yönünden de itiraz edilebilir. Ancak hangi nedenle olursa olsun, itiraz dilekçesinin usulüne uygun şekilde ve kanunda öngörülen süre içinde yapılması gerekir. Aksi takdirde, takip kesinleşir ve borçlu ciddi hak kayıplarına uğrayabilir.
Bu nedenle icra takibine itiraz hakkının doğru anlaşılması ve etkin şekilde kullanılması, borçlunun mal varlığını ve yasal haklarını koruması açısından son derece kritik öneme sahiptir.
İcra Takibine İtiraz Süresi Ne Kadardır?
İcra takibine itiraz süresi, ödeme emrinin borçluya resmi olarak tebliğ edildiği tarihten itibaren 7 gündür. Borçlu, bu süre içinde icra müdürlüğüne başvurarak itiraz hakkını kullanabilir. 7 günlük süre, İcra ve İflas Kanunu’nda açıkça belirtilmiş ve hak düşürücü bir süre olarak düzenlenmiştir. Bu süre içerisinde yapılan itirazlar dikkate alınır; süresi geçtikten sonra yapılan başvurular ise geçersiz sayılır ve icra takibi kesinleşmiş kabul edilir.
İtiraz süresinin başlangıç noktası, tebligatın usulüne uygun şekilde borçluya yapılmasıyla başlar. Tebligatın usule aykırı yapılması durumunda süre başlamaz; bu durumda borçlu, tebliğ usulsüzlüğüne dayanarak ayrıca şikayet hakkını da kullanabilir.
İtiraz Süresinin Kaçırılması Halinde Ne Olur?
Borçlu, 7 günlük süreyi kaçırırsa:
Takip kesinleşir.
Alacaklı haciz işlemlerine başlayabilir.
Borçlu mal varlığına haciz uygulanabilir.
Satış işlemleri gündeme gelir.
Ancak bazı istisnai hallerde, borçlu sürenin kaçırılması nedeniyle mağdur olmuşsa, eski hale getirme (iade-i muhakeme) talebinde bulunabilir. Bu yol yalnızca haklı ve geçerli mazeretler bulunması halinde uygulanabilir ve çok sınırlı şartlara tabidir.
Tebligatın Usulüne Uygun Yapılmasının Önemi
Tebligatın mutlaka Tebligat Kanunu ve ilgili mevzuata uygun olarak yapılması gerekir. Aksi halde;
Tebligat geçerli sayılmaz.
İtiraz süresi başlamaz.
Borçlu her zaman tebligat usulsüzlüğüne dayanabilir.
Özellikle e-tebligat sistemiyle yapılan tebligatlarda da aynı kurallar geçerlidir. Borçlunun kayıtlı elektronik posta (KEP) adresine yapılan tebligatlar da 7 günlük süreyi başlatır.
Dikkat Edilmesi Gerekenler
Süre katıdır: 7 günlük süre asla uzatılamaz.
İtiraz sebepleri önemlidir: Somut ve dayanıklı gerekçelerle itiraz edilmelidir.
Profesyonel destek önerilir: İcra hukuku karmaşık detaylar içerdiğinden, avukat desteği hak kayıplarını önler.
İcra Takibine İtiraz Nereye Yapılır?
İcra takibine itiraz, ödeme emrini gönderen ve takibi başlatan icra müdürlüğüne yapılır. Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen dosya numarası ve icra dairesi bilgilerine göre başvurusunu doğrudan ilgili icra müdürlüğüne iletmekle yükümlüdür.
İtiraz işlemi, birkaç farklı yöntemle gerçekleştirilebilir:
1️⃣ Bizzat Başvuru
Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra bağlı bulunduğu icra müdürlüğüne şahsen giderek itiraz dilekçesini verebilir. Dilekçe teslimi sırasında dosya numarası, itiraz edilen borç kalemi ve itiraz gerekçeleri açıkça belirtilmelidir. Müdürlük, itirazı dosya üzerine kaydeder ve takibin durdurulduğunu gösterir.
2️⃣ Avukat Aracılığıyla Başvuru
Borçlu, icra hukukunda uzman bir avukat ile çalışarak sürecin tümünü avukatı aracılığıyla yürütebilir. Avukat, borçluyu temsil ederek gerekli dilekçeleri sunar, eksik belge riskini ortadan kaldırır ve yasal sürelerin dikkatle takip edilmesini sağlar.
3️⃣ Elektronik Ortamda Başvuru
Özellikle e-tebligat yoluyla ödeme emrinin ulaştırıldığı durumlarda, borçlu veya avukatı UYAP Vatandaş Portalı üzerinden elektronik imza ya da mobil imza yoluyla icra müdürlüğüne online itiraz dilekçesi sunabilir. Böylece fiziki olarak icra dairesine gitmeye gerek kalmadan da süresi içinde itiraz hakkı kullanılabilir.
İcra Takibinde Yetkili İcra Dairesi
İtiraz başvurusunun mutlaka takibi başlatan yetkili icra müdürlüğüne yapılması gerekmektedir. Yetkisiz bir icra dairesine yapılan itirazlar geçerli olmaz. Ayrıca, eğer borçlu takipte icra dairesinin yetkisine de itiraz edecekse, bu hususu da dilekçesinde açıkça belirtmelidir.
İcra Takibine İtiraz Dilekçesi Nasıl Hazırlanır?
İcra takibine itiraz sürecinde en kritik aşamalardan biri, usulüne uygun ve eksiksiz bir dilekçe hazırlamaktır. Yapılacak küçük bir hata dahi borçlunun hak kaybına uğramasına neden olabilir. Bu nedenle dilekçenin titizlikle ve hukuki çerçevede hazırlanması büyük önem taşır.
Dilekçede Yer Alması Gereken Temel Unsurlar
İcra takibine itiraz dilekçesinde şu bilgilerin mutlaka yer alması gerekir:
Borçlunun kimlik ve iletişim bilgileri: Ad, soyad, T.C. kimlik numarası, adres, telefon ve e-posta bilgileri eksiksiz yazılmalıdır.
İcra müdürlüğünün adı: Takibi yürüten icra müdürlüğü açık şekilde belirtilmelidir.
Takip dosya numarası: Ödeme emrinde yazılı olan icra dosya numarası doğru girilmelidir.
İtiraz edilen miktar: Borcun tamamına mı yoksa sadece bir kısmına mı itiraz edildiği açıkça belirtilmelidir.
İtiraz sebepleri: Borcun hiç doğmamış olması, borcun ödendiği, zamanaşımına uğradığı, yetkisizlik, imzaya itiraz gibi somut hukuki gerekçeler açıklanmalıdır.
Tarih ve imza: Dilekçenin sonuna başvuru tarihi yazılarak borçlu veya vekili tarafından imzalanmalıdır.
İtiraz Sebeplerinin Somut ve Açık Olması Gerekir
İcra takibine yapılan itirazın genel ve soyut beyanlarla değil; somut, açık ve kanıtlanabilir gerekçelere dayanması gerekir. “Borcum yoktur” demek yerine, “Borcun dayandığı senedin sahte olduğu”, “Alacak zamanaşımına uğramıştır” veya “Borcun tamamı XX tarihinde ödenmiştir” gibi ayrıntılı açıklamalar yapmak doğru olur.
Dayanılan sebepleri destekleyen belgeler dilekçeye eklenmelidir. Örneğin:
Ödeme dekontları
Senet fotokopileri
İmza incelemesi talepleri
Yazılı anlaşmalar
Mahkeme kararları
İtiraz Dilekçesinin Usulüne Uygun Sunulması
Hazırlanan dilekçe, ya icra müdürlüğüne elden teslim edilir ya da UYAP sistemi üzerinden elektronik olarak gönderilir. Dilekçenin sunulduğuna dair alınan teslim/alındı belgesi mutlaka saklanmalıdır.
Dilekçe Hazırlarken Yapılan Sık Hatalar
İtiraz süresinin kaçırılması
Dilekçede dosya numarasının yanlış yazılması
İtiraz edilen borç miktarının belirtilmemesi
Sebep göstermeden genel itiraz yapılması
Belgelerin eksik sunulması
Bu tür hatalar, hem icra müdürlüğünün dilekçeyi işleme almamasına hem de hak kayıplarına neden olabilir.
Avukat Desteğinin Önemi
İcra hukuku, birçok teknik detaya ve süreye bağlı karmaşık bir alan olduğu için icra takibine itiraz dilekçesinin bir icra avukatı tarafından hazırlanması, sürecin en sağlıklı şekilde yürütülmesini sağlar. Avukat desteği ile hem dilekçenin içeriği güçlü hazırlanır hem de takibin tüm aşamaları doğru şekilde takip edilir.
İcra Takibine İtiraz Sebepleri Nelerdir?
Borçlu, kendisine gönderilen ödeme emrine karşı icra takibine itiraz hakkını kullanırken, itirazını mutlaka belirli ve geçerli hukuki gerekçelere dayandırmalıdır. İtiraz dilekçesinde belirtilen bu gerekçeler, sonrasında açılacak itirazın iptali veya kaldırılması davalarında alacaklının iddiasını ispat yükümlülüğünü doğrudan etkiler. İşte icra takibine itirazda sık karşılaşılan başlıca sebepler:
1️⃣ Borcun Bulunmadığı (Borca İtiraz)
Borçlu, kendisine yöneltilen borcun aslında hiç doğmadığını veya mevcut olmadığını iddia edebilir. Örneğin:
Söz konusu alacak hiçbir hukuki ilişkiye dayanmıyordur.
Haksız bir senede dayanılarak takip yapılmıştır.
Hiçbir borç doğurucu işlem gerçekleşmemiştir.
Bu durumda borçlu, tamamen borca itiraz ederek icra takibinin durdurulmasını talep edebilir.
2️⃣ Borcun Ödendiği (İfa İtirazı)
Borçlu, icra takibine konu borcun daha önce tamamen veya kısmen ödendiğini beyan edebilir. Bu durumda ödeme dekontları, banka makbuzları, alındı belgeleri gibi ödeme delillerini sunması önemlidir.
Özellikle geçmişte yapılan ödemelerin doğru şekilde kayıt altına alınması, borçlunun elini güçlendirir.
3️⃣ Zamanaşımı
Bazı alacak türleri, belirli süreler içinde tahsil edilmezse zamanaşımına uğrar ve icra takibine konu edilemez. Borçlu, zamanaşımı süresinin dolduğunu ileri sürerek itiraz edebilir. Örneğin:
Adi borçlar için genellikle 10 yıllık zamanaşımı uygulanır.
Kıymetli evrakta (çek, bono, senet) farklı zamanaşımı süreleri söz konusudur.
Zamanaşımı itirazı, borcun varlığını kabul etmeden ileri sürülebilir ve kesin sonuç doğurabilir.
4️⃣ Eksik veya Yanlış Borç Hesaplaması
Bazı durumlarda alacaklı, faiz, masraf veya ana para hesaplamalarını hatalı yapabilir. Bu durumda borçlu, sadece borcun belirli bir kısmına itiraz ederek kısmî itiraz yoluna gidebilir.
Örneğin:
Yanlış faiz oranı uygulanmış olabilir.
Zamanaşımı geçmiş alacaklar dahil edilmiş olabilir.
Masraf kalemleri yanlış hesaplanmış olabilir.
5️⃣ Yetki İtirazı
Borçlu, takibin yanlış yerde (yetkisiz icra dairesinde) açıldığını ileri sürerek yetki itirazında bulunabilir. İcra takibinin açılacağı yer genellikle borçlunun yerleşim yeri icra müdürlüğüdür. Ancak sözleşmesel yetki anlaşmaları da dikkate alınabilir.
Yetki itirazı, genellikle borçlunun yaşadığı il veya ilçede icra takibinin açılmaması durumunda gündeme gelir.
6️⃣ İmza İtirazı
Eğer takip dayanağı bir senede veya belgeye dayanıyorsa ve borçlu, bu belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını iddia ediyorsa, imzaya itiraz yoluna başvurabilir. Bu durumda imza incelemesi yapılır.
ÖNEMLİ NOT:
Borçlunun dilekçesinde sunduğu her bir itiraz sebebi, itirazdan sonraki aşamalarda yapılacak yargılamanın temelini oluşturur. Bu nedenle itiraz sebepleri hukuki açıdan doğru ve sağlam delillere dayalı olmalıdır. Hatalı veya dayanaksız itirazlar, alacaklının icra inkar tazminatı talep etmesine yol açabilir.
İtirazın Sonuçları Nelerdir?
Borçlunun ödeme emrine karşı süresi içinde yaptığı icra takibine itiraz, önemli hukuki sonuçlar doğurur. İtirazın en temel sonucu, takibin o anda durmasıdır. Borçlunun itirazıyla birlikte icra takibi durur ve alacaklının haciz işlemleri, malvarlığına el koyma ve satış işlemleri yapılamaz hale gelir. Artık süreç alacaklının eline geçer; alacaklı, iddiasını ispat etmek için yargı yoluna başvurmak zorundadır.
İtiraz Edilince Ne Olur?
İcra takibi otomatik olarak durur.
Haciz, satış, maaş kesintisi gibi cebri icra işlemleri yapılamaz.
Alacaklının takibe devam edebilmesi için mahkeme yoluna başvurması gerekir.
Borç kesinleşmediği için borçluya karşı ilave icra işlemi uygulanamaz.
İtiraz sonrasında alacaklı iki farklı yargı yoluna başvurabilir:
1️⃣ İtirazın İptali Davası (Asıl Alacak Davası)
Alacaklı, borçlunun yaptığı itirazın haksız olduğunu düşünüyorsa, itirazın iptali davası açarak alacağını ispat etmeye çalışır. Bu dava genel mahkemelerde (Asliye Hukuk Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi vs.) görülür.
İtirazın iptali davasında;
Alacaklının borcun varlığını ispat etmesi gerekir.
Borçlunun da yaptığı itirazı savunması ve deliller sunması gerekir.
Mahkeme sonunda alacaklının haklı bulunması halinde takip kesinleşir ve işlemler devam eder.
Mahkeme haksız itiraz yapıldığını tespit ederse, borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedebilir.
İtirazın iptali davası, alacaklının temel yargılama yoludur ve genelde borcun ispatında daha detaylı delil değerlendirmesi yapılır.
2️⃣ İtirazın Kaldırılması (İcra Mahkemesi Yolu)
Eğer icra takibi belgeye dayalı (örneğin: bono, çek, senet, resmi belge vb.) başlatılmışsa, alacaklı itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir. Bu durumda görevli mahkeme İcra Hukuk Mahkemesidir ve süreç daha kısa ve sınırlı delil incelemesine dayanır.
İtirazın kaldırılması davasında;
Alacak belgesi ibraz edilir.
Borçlunun itirazı incelenir.
Borçlunun itirazı dayanağı güçlü değilse, mahkeme itirazı kaldırır ve takibin devamına karar verir.
Borçlunun imza inkârı varsa, mahkeme imza incelemesi yaptırabilir.
İtirazın kaldırılması yolu, belge dayanaklı icra takiplerinde alacaklı lehine daha hızlı sonuç alınmasını sağlayabilir.
İtiraz Sonrası Hukuki Süreçler
İtiraz nedeniyle takip durmuş olsa da uyuşmazlık tamamen sona ermiş sayılmaz. Alacaklı dava açma hakkını kullanmadığı takdirde takip de ilerlemez. Eğer alacaklı dava açıp kazanırsa:
Takip kesinleşir.
Haciz ve satış işlemleri başlayabilir.
Mahkeme masrafları ve avukatlık ücretleri de borçluya yüklenebilir.
İtiraz Edilmezse Ne Olur?
Borçlunun ödeme emrini aldıktan sonra yasal süre içerisinde icra takibine itiraz etmemesi halinde, takip kendiliğinden kesinleşir. Bu durumda borçlu, artık alacaklının haciz ve cebri icra işlemleriyle karşı karşıya kalır. İtiraz edilmeyen ödeme emri, borçlu hakkında kesinleşmiş bir icra takibi başlatıldığını ve borcun artık çekişmesiz hale geldiğini gösterir.
İtiraz Edilmediğinde Ortaya Çıkan Sonuçlar
Takip kesinleşir: Ödeme emrine süresi içinde itiraz edilmediği için takip kesinleşmiş kabul edilir.
Haciz işlemleri başlatılır: Alacaklı, borçlunun taşınır ve taşınmaz mallarına, banka hesaplarına, maaşına ve diğer gelir kaynaklarına haciz koydurabilir.
Malvarlığına el konulur: Borçlunun adına kayıtlı tüm malvarlığı üzerine haciz uygulanabilir.
Maaş haczi: Borçlunun çalıştığı işyerine maaş haczi yazısı gönderilebilir ve maaşının belirli bir kısmı kesilerek alacaklıya ödenir.
İcra iflas dairesi satışa geçebilir: Haciz edilen mallar icra dairesi tarafından satılarak alacağın tahsiline başlanır.
İcra dosyasına faiz ve masraflar eklenir: Süreç içinde biriken yasal faiz ve icra masrafları da borç miktarına eklenerek toplam borç yükü artar.
Borçlunun siciline yansır: Kesinleşen icra takipleri, kredi notu ve finansal sicil üzerinde olumsuz etki yaratır.
İtiraz Edilmeyen Takibe Sonradan Müdahale Mümkün mü?
Normal şartlarda borçlu, süresinde itiraz etmediğinde artık icra takibine itiraz edemez. Ancak bazı özel durumlarda borçlu için sonradan başvuru yolları doğabilir:
İade-i muhakeme (eski hale getirme): Haklı mazereti olan borçlu, sürenin kaçırıldığını gerekçelendirerek eski hale getirme talebinde bulunabilir.
Tebligat usulsüzlüğü: Tebligatın usule aykırı yapıldığını ispat eden borçlu, icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurabilir.
İtirazın iptali davası: Borçlu, ödeme emrini aldıktan sonra takibin kesinleşmesine rağmen dava açarak borcun var olmadığını iddia edebilir; fakat bu yol oldukça sınırlı ve risklidir.
Neden Süre İçinde Hızla İtiraz Edilmelidir?
Borçlular için 7 günlük itiraz süresi hayati önem taşır. Bu süre içinde yapılacak itiraz ile;
Borç kesinleşmeden savunma hakkı kullanılır.
Haciz ve satış işlemleri durur.
Alacaklıya ispat yükümlülüğü yüklenir.
Bu nedenle ödeme emri tebliğ alındığında hiç vakit kaybetmeden profesyonel hukuki danışmanlığa başvurmak ve icra takibine itiraz hakkını etkin şekilde kullanmak gerekir.
İcra Takibine İtirazda Dikkat Edilmesi Gerekenler
İcra takibine itiraz süreci, dikkat ve titizlik gerektiren ciddi bir hukuki işlemdir. Yapılacak en küçük hata bile borçlunun ciddi hak kaybına uğramasına yol açabilir. Bu nedenle borçluların itiraz sürecine girerken aşağıdaki önemli hususlara mutlaka dikkat etmesi gerekir:
1️⃣ Süreye Mutlaka Dikkat Edilmelidir: 7 Günlük Süre Kesindir
İtiraz süresi, ödeme emrinin usulüne uygun şekilde borçluya tebliğinden itibaren 7 gündür. Bu süre içerisinde icra müdürlüğüne itiraz dilekçesinin verilmesi zorunludur. Sürenin kaçırılması halinde;
Takip kesinleşir,
Haciz işlemleri başlayabilir,
Borç kesinleşmiş borç haline gelir.
7 günlük süre hak düşürücü niteliktedir ve mahkemeden herhangi bir şekilde süre uzatımı talep edilemez. Bu nedenle tebligatın alındığı anda hızlı hareket edilmesi önemlidir.
2️⃣ İtiraz Sebebi Açık ve Somut Olmalıdır
İtiraz dilekçesinde sadece “Borcum yoktur” gibi genel ifadeler kullanmak yetersizdir. Her itiraz somut bir hukuki nedene dayandırılmalıdır. Örneğin;
Borcun ödendiği,
Borcun doğmadığı,
Zamanaşımına uğradığı,
Senedin sahte olduğu,
Faiz hesaplamasının hatalı yapıldığı.
Somutlaştırılmayan ve dayanaksız yapılan itirazlar, ileride alacaklının icra inkar tazminatı talep etmesine yol açabilir.
3️⃣ Deliller Sunulmalıdır
İtirazın güçlü olması için dayanak deliller dilekçeye eklenmelidir. Özellikle:
Ödeme dekontları,
Banka havale belgeleri,
İmzalı sözleşmeler,
Senet fotokopileri,
Yazılı mutabakatlar,
Mahkeme kararları.
Sunulan deliller, itirazın inandırıcılığını ve başarısını önemli ölçüde artırır.
4️⃣ Yetkili İcra Dairesine Başvuru Yapılmalıdır
İtiraz, takibi başlatan icra müdürlüğüne yapılmalıdır. Yanlış icra dairesine başvuru yapılması halinde dilekçe işleme alınmayabilir. Ayrıca borçlu, yetkili icra müdürlüğünün yanlış seçildiğini düşünüyorsa yetki itirazı da dilekçesinde ayrıca belirtmelidir.
5️⃣ Profesyonel Hukuki Destek Alınmalıdır
İcra hukukunda yapılan usul hataları ve süre kaçırmaları geri dönülmez sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle icra takibine itiraz sürecinde uzman bir icra avukatından destek almak;
Hatalı itirazları önler,
Sürelerin dikkatle takip edilmesini sağlar,
Hukuki savunmayı güçlendirir,
Borçlunun haklarını en üst seviyede korur.
Bahariye Hukuk olarak, icra takibine itiraz dahil tüm icra ve alacak takibi süreçlerinde müvekkillerimize tam kapsamlı hukuki danışmanlık hizmeti sunmaktayız.
Bahariye Hukuk Olarak Tavsiyemiz
İcra takibine itiraz süreci; sürelerin sıkılığı, usul kurallarının hassasiyeti ve hukuki delil sisteminin karmaşıklığı nedeniyle dikkatle yürütülmesi gereken bir alandır. Borcun varlığı, itirazın dayanakları ve sürelere uyulup uyulmadığı, hem borçlu hem de alacaklı açısından ciddi sonuçlar doğurabilir. Özellikle sürenin kaçırılması, borçlunun malvarlığına doğrudan haciz işlemlerinin uygulanmasına ve borcun kesinleşmesine yol açabilir.
İcra müdürlüklerinde yürütülen bu süreçte, ödeme emri tebligatının ardından hızlı ve doğru adımlar atılmalıdır. İcra takibi ve itiraz süreleri, çoğu zaman borçlular tarafından yeterince bilinmediğinden hak kayıpları yaşanabilmektedir. Ayrıca, icra dosyasında yer alan borcun niteliği ve dayanağı da itirazın içeriğini belirleyecek en önemli unsurdur.
Bahariye Hukuk olarak; icra takibine itiraz, itirazın iptali davası, itirazın kaldırılması, borçlu ve alacaklı haklarının korunması, icra iflas hukuku kapsamında tüm icra işlemleri konusunda müvekkillerimize kapsamlı hukuki danışmanlık ve dava takibi hizmeti sunmaktayız.
İstanbul icra avukatı olarak görev yapan ekibimiz, özellikle Kadıköy icra avukatı kadrosuyla, tecrübeli ve etkin çözümler üreterek müvekkillerimizin haklarını en üst düzeyde savunmaktadır. İster alacaklı ister borçlu konumunda olun; icra müdürlükleri, icra mahkemeleri ve tüm icra-iflas süreçlerinde güçlü bir avukat desteği ile hak kaybı yaşamadan süreci yönetmeniz mümkündür.
İcra takibine itiraz, sadece dilekçe sunmakla sınırlı olmayıp; sonrasında açılacak davalarda iddiaların ispatı, delillerin sunulması ve sürecin doğru stratejiyle yürütülmesini de gerektirir. Bu nedenle alanında uzman bir icra avukatı ile çalışmak, hak ve menfaatlerinizin korunması açısından kritik öneme sahiptir.
İcra ve iflas hukuku kapsamındaki her türlü danışmanlık ve dava süreci için Bahariye Hukuk olarak yanınızdayız. Sorularınız ve hukuki destek talepleriniz için bizimle dilediğiniz zaman iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📞 Hemen İletişime Geçin
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.