Ev hapsi, bir kişinin mahkeme kararıyla belirli bir süre boyunca konutunu terk etmesinin yasaklanması şeklinde uygulanan bir adli kontrol tedbiridir. Türk hukuk sisteminde “konutu terk etmeme” olarak geçen bu uygulama, halk arasında ev hapsi olarak bilinmektedir. Suç şüphesi altında olan kişilerin yargılaması sürecinde tutuklama gibi ağır bir tedbir yerine daha hafif ve denetimli bir yöntem olarak tercih edilir. Böylece hem şüphelinin temel hakları korunur hem de kamu düzeni gözetilir.

Ev hapsi, hem ceza yargılaması sürecinde hem de kısa süreli cezaların infazı aşamasında başvurulan, modern ceza hukukunun orantılılık ilkesine uygun düşen önemli bir uygulamadır.

İçindekiler

Konutu Terk Etmeme Tedbiri

Ev hapsi uygulamasının dayanağı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 109. maddesidir. Bu maddeye göre, mahkeme bir kişiye adli kontrol tedbiri uygulayabilir ve bu kapsamda “konutu terk etmeme” yükümlülüğü getirebilir. Böylece kişi özgürlüğünden tamamen yoksun bırakılmadan, toplumla doğrudan temas etmeyecek şekilde gözetim altına alınmış olur.

Ayrıca, infaz hukuku kapsamında da bazı hapis cezaları, denetimli serbestlik kuralları çerçevesinde ev hapsi şeklinde uygulanabilir. Özellikle bir yıl ve altındaki hapis cezalarında bu tür infaz yöntemlerine sıkça rastlanır.

Ev Hapsi Hangi Durumlarda Verilir?

Ev hapsi, yani konutu terk etmeme tedbiri, yargılama sürecinde kişinin tutuklanmasının ölçülülük ilkesine aykırı olacağı değerlendirildiği durumlarda uygulanan daha hafif bir adli kontrol önlemidir. Bu tedbirin amacı, kişinin özgürlüğünü tamamen kısıtlamadan, soruşturma veya kovuşturmanın selametini sağlamaktır. Mahkemeler, somut olayın özelliklerine ve sanığın bireysel durumuna göre bu tedbire başvurabilir.

Ev hapsi kararı aşağıdaki durumlarda yaygın olarak uygulanmaktadır:

🔸 Kişinin Kaçma Şüphesinin Bulunması

Soruşturma veya dava sürecinde sanığın yurt dışına çıkma veya saklanma ihtimali varsa, mahkeme tutuklama yerine ev hapsi uygulayarak kişinin bulunduğu yerde kalmasını sağlar. Özellikle sabit ikametgahı olmayan ya da daha önce duruşmalara katılmama geçmişi bulunan kişiler için bu tedbir, toplumu ve yargılama sürecini güvence altına almak amacıyla tercih edilir.

🔸 Delilleri Yok Etme, Tanıklar Üzerinde Baskı Kurma İhtimali

Ev hapsi, sanığın dış dünya ile fiziksel temasını sınırlandırarak delil karartma ihtimalini en aza indirmek için kullanılır. Özellikle organize suçlarda, ekonomik suçlarda veya mağdurla/sanıkla yakın ilişkili durumlarda kişi dışarıda kaldığı sürece tanıkları etkileme potansiyeline sahipse, konutu terk etmeme tedbiri ile bu riskler bertaraf edilir.

🔸 Sağlık Nedenleri: Ağır Hasta, Hamile, Yaşlı Bireyler

Kişinin tutuklanması hâlinde hayatını idame ettiremeyeceği veya cezaevi koşullarının sağlık açısından tehdit oluşturacağı hallerde ev hapsi tedbiri uygulanabilir. Yargıtay kararlarında da bu durum açıkça belirtilmiştir. Örneğin ileri evre kanser hastaları, ciddi kalp veya organ yetmezliği olan bireyler ya da psikiyatrik tedavi gören kişiler için tutuklama yerine ev hapsi uygun görülür.

Hamilelik ve lohusalık döneminde olan kadınlar da ev hapsi uygulamasından en çok faydalanan gruplar arasındadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’da da bu yönde özel düzenlemeler mevcuttur.

🔸 Tutuklamanın Kişi Üzerinde Telafisi Mümkün Olmayan Sonuçlar Doğurması

Bazı durumlarda tutuklama, kişi üzerinde onarılması güç sonuçlar doğurabilir. Örneğin, küçük çocuklarına tek başına bakan bir ebeveynin tutuklanması, hem kendi yaşamını hem de çocukların bakımını olumsuz etkileyebilir. Yine üniversite eğitimi devam eden bir öğrencinin tutuklanması, eğitim hakkının engellenmesi anlamına gelir. Bu gibi durumlarda hâkim, denge gözeterek ev hapsine karar verebilir.

🔸 Toplumsal Duyarlılığı Yüksek Olaylarda Dengeli Yaklaşım Gerekliliği

Kamuoyunun yakından takip ettiği, medyada geniş yer bulan bazı davalarda, kişinin tutuklanması toplumsal baskı nedeniyle daha kolay gündeme gelebilir. Ancak mahkemeler bu noktada daha dikkatli davranmakta ve tutuklamanın “cezalandırmaya dönüşmemesi” için ev hapsi gibi yumuşak tedbirleri devreye sokmaktadır. Böylece hem yargılamanın ciddiyeti korunur hem de kişi mahkûmiyet almadan önce özgürlüğünden tamamen yoksun bırakılmaz.

🔸 Toplumdan İzole Edilmesinin Sakıncalı Görüldüğü Durumlar

Ev hapsi kararı, toplumla bağını koparması hâlinde kişinin geri dönüşünün zorlaşacağı düşüncesiyle de tercih edilebilir. Özellikle şu gruplar için:

Öğrenciler: Eğitimini sürdüren kişilerin cezaevinde olması telafisi güç hak kayıplarına yol açabilir. Ev hapsi sayesinde eğitimlerine online ya da izinli biçimde devam edebilirler.

Düzenli İşi Olanlar: Tutuklama, çalıştıkları işten ayrılmalarına neden olabilir. Bu da hem geçim kaynaklarını hem de sosyal statülerini olumsuz etkiler. Hâkim, gerekli hâllerde belirli saatlerde evden çıkma izni vererek çalışmaya devam etme imkânı tanıyabilir.

Çocuklar ve Ergenler: 18 yaş altındaki bireylerin tutuklanması hem ruhsal gelişimlerine zarar verebilir hem de eğitimden kopmalarına neden olabilir. Bu nedenle çocuklar için ev hapsi, suça sürüklenmelerini önlemeye yönelik koruyucu bir araç olarak da değerlendirilir.

🔸 Cezanın Ertelenme veya Denetimli Serbestlik Koşullarının Varlığı

Kimi zaman ev hapsi, verilmiş bir mahkûmiyet kararının infazı sırasında da uygulanabilir. Özellikle 1 yıl ve altındaki hapis cezalarında denetimli serbestlik kapsamında evde infaz kararı verilebilir. Bu durumda kişi cezaevine girmeden konutunda cezayı tamamlar ve elektronik kelepçe ile izlenir.

Elektronik Kelepçe ile Denetim

Ev hapsi uygulamasının denetlenebilirliği, teknolojik izleme araçları ile mümkün hale gelmiştir. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri elektronik kelepçe sistemidir. Kişinin ayak bileğine takılan bu cihaz sayesinde, belirlenen alanın dışına çıkılması halinde sistem otomatik olarak sinyal verir ve ilgili merciler bilgilendirilir.

Elektronik izleme süreci, Adalet Bakanlığı’na bağlı Denetimli Serbestlik Müdürlükleri tarafından yürütülür. İhlaller hâlinde kişi hakkında yeniden gözaltı ya da tutuklama işlemi yapılabilir.

Ev Hapsine Kimler Tabi Tutulabilir?

Ev hapsi kararı verilirken, mahkeme tarafından sadece suçun niteliği değil, aynı zamanda şüpheli veya sanığın bireysel, sosyal, ekonomik ve sağlık durumları da detaylı şekilde değerlendirilir. Bu tedbirin temelinde, orantılılık ve insan onuruna uygunluk ilkeleri yer alır.

Mahkemeler, özellikle aşağıda yer alan gruplara mensup kişiler hakkında konutu terk etmeme tedbirini daha sık uygulamaktadır:

🔹 18 Yaşından Küçük Çocuklar

Çocukların fiziksel ve ruhsal gelişimleri açısından cezaevi ortamı son derece risklidir. Bu nedenle çocuklar hakkında tutuklama yerine, mümkünse aile gözetiminde veya çocuk destek merkezlerinin denetiminde ev hapsi kararı verilir. Çocuk Koruma Kanunu da bu yönde esnek uygulamalara olanak tanımaktadır. Çocuğun yüksek yararı gözetilerek eğitimine devam etmesi, sosyal gelişimini sürdürmesi ve rehabilite edilmesi hedeflenir.

🔹 Hamile ya da Lohusa Kadınlar

Hamilelik ve doğum sonrası dönem, kadınlar açısından fiziksel ve psikolojik olarak hassas bir süreçtir. Cezaevine girmek, hem annenin sağlığı hem de doğacak veya doğmuş çocuğun gelişimi açısından sakıncalı bulunur. Bu nedenle gebeliği belli bir haftayı geçmiş kadınlar veya yeni doğum yapmış anneler için mahkemeler, ev hapsini öncelikli tercih olarak uygular. Yargıtay kararlarında da bu hassasiyet sıkça vurgulanmıştır.

🔹 Ciddi Sağlık Sorunu Bulunanlar

Kanser, kalp hastalığı, diyabet, böbrek yetmezliği, ağır astım, MS, epilepsi gibi kronik ve ağır hastalıklara sahip bireyler için tutukluluk süreci yaşamı tehdit edecek sonuçlar doğurabilir. Cezaevinde tedaviye erişimin zorlaşacağı değerlendirilen bu kişiler hakkında ev hapsi gibi daha insani ve denetlenebilir tedbirlere başvurulur. Ayrıca psikiyatrik hastalığı olan bireyler için de mahkemeler, rapor doğrultusunda ev hapsi verebilir.

🔹 Yaşlı ve Bakıma Muhtaç Kişiler

Genellikle 70 yaş ve üzerindeki kişiler ile engelli bireyler, tutukluluğun getirdiği fiziksel koşullara uyum sağlamakta zorluk çeker. Ayrıca yaşlılar, çoğu zaman başka bir bireyin bakımına muhtaç olduklarından dolayı özgürlüklerinin tamamen kısıtlanması, temel yaşam haklarını da ihlal edebilir. Mahkemeler, bu gruba giren kişiler için ev hapsini, tutuklamaya göre çok daha uygun bir çözüm olarak görmektedir.

🔹 Eğitim Hayatı Devam Eden Öğrenciler

Lise, üniversite ya da mesleki eğitimine devam eden gençler için tutuklama, sadece özgürlüğün değil aynı zamanda eğitim hakkının da ihlali anlamına gelir. Anayasal bir hak olan eğitim hakkı gözetilerek, sanığın kaçma veya delilleri karartma ihtimali düşükse ev hapsi kararı verilebilir. Böylece kişi, çoğu zaman çevrimiçi eğitim ya da özel izinlerle eğitimine devam edebilir.

🔹 Aile Bireylerine Bakmakla Yükümlü Kişiler

Tek başına çocuklarına, yaşlı ebeveynine veya engelli bir yakınına bakan kişiler için tutuklama kararı verilmesi, bakıma muhtaç kişinin hayatını doğrudan olumsuz etkiler. Özellikle sosyal destek sistemi olmayan ailelerde, tutuklama, zincirleme mağduriyetler doğurur. Mahkeme, bu durumlarda toplum düzenini ve bireyin aile sorumluluğunu gözeterek ev hapsi kararı verebilir. Bu tür durumlarda, sosyal inceleme raporları önemli rol oynar.

🔹 İlk Kez Suç İşleyen ve Sabıkasız Kişiler

Daha önce hiçbir suçtan mahkûm olmamış, sabıkasız, yerleşik düzeni olan ve toplumla güçlü bağları bulunan bireyler hakkında da mahkemeler, ev hapsini cezaevi yerine uygun görebilir. Özellikle hafif suç isnatlarında, tutuklamanın ölçüsüz olacağı düşünüldüğünde konutu terk etmeme tedbiri ön plana çıkar.

🔹 Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddet Dosyalarında Sanıklar

Kimi durumlarda sanığın mağdura yaklaşmaması için ev hapsi, bir tür koruyucu önlem olarak da uygulanabilir. Özellikle koruma tedbirlerinin yetersiz kaldığı aile içi şiddet dosyalarında, sanığın hareket alanını sınırlayarak mağdurun güvenliğini sağlamak adına konutu terk etmeme tedbiri gündeme gelebilir.

Değerlendirme

Ev hapsi, yukarıda sayılan kişilerin sosyal koşulları göz önünde bulundurularak mahkemelerin takdir yetkisiyle uygulanan bir tedbirdir. Bu nedenle herkes için otomatik olarak uygulanmaz. Her olay özelinde, kişi hakkında detaylı sosyal inceleme raporları, sağlık belgeleri, eğitim ve ailevi yükümlülükler değerlendirilerek karar verilir.

Ev Hapsi Kapsamında Sahip Olunan Haklar ve Getirilen Sorumluluklar

Ev hapsi, sanığın ya da şüphelinin özgürlüğünü tamamen ortadan kaldırmayan, ancak ciddi kısıtlamalar içeren bir adli kontrol tedbiridir. Her ne kadar kişi fiziksel olarak konutuyla sınırlansa da, ev hapsi bir mahkûmiyet ya da ceza değildir. Bu nedenle ev hapsine tabi tutulan birey, bazı temel haklarını korumaya devam eder. Öte yandan, bu tedbirin etkin şekilde uygulanabilmesi için sıkı yükümlülükler de söz konusudur.

🔹 Ev Hapsindeki Kişinin Hakları

Savunma ve Avukat Görüşme Hakkı:
Kişi, avukatıyla her zaman ve her koşulda görüşme hakkına sahiptir. Bu hak, anayasal güvenceler altındadır ve sınırlandırılamaz. Avukatla yüz yüze görüşme yapılabileceği gibi, teknik donanım sağlanmışsa telefon ya da görüntülü görüşme de mümkündür.

Aileyle Birlikte Konutta Yaşama Hakkı:
Ev hapsi kararı, kişinin yalnız kalmasını şart koşmaz. Aile bireyleriyle aynı konutta yaşaması serbesttir. Ancak bazı özel durumlarda (örneğin, aile içi şiddet dosyalarında) mahkeme, kişinin yalnız kalmasını isteyebilir. Aksi belirtilmediği sürece, konutta eşi, çocukları veya diğer yakınlarıyla bir arada bulunmasında yasal bir engel yoktur.

Mahkeme İzniyle Konut Dışına Çıkabilme:
Ev hapsinde olan kişi, çok zorunlu hâllerde konuttan çıkabilir. Bu durumlar genellikle aşağıdakilerle sınırlıdır:

Hastaneye gitmek (acil sağlık durumu veya randevulu tedavi),

Eğitim kurumuna devam etmek,

Mahkeme duruşmalarına katılmak,

Sosyal hizmet birimleriyle görüşmek.

Ancak tüm bu durumlar için önceden mahkemeden izin alınması zorunludur. Aksi hâlde çıkış, ihlal sayılır.

Tedbir Kararına İtiraz Hakkı:
Kişi, kendisi hakkında verilen ev hapsi kararına karşı 7 gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz etme hakkına sahiptir. Bu itiraz, kararı veren mahkemeye ya da UYAP üzerinden dilekçeyle yapılabilir. Mahkeme, itirazı değerlendirerek tedbirin kaldırılmasına veya devamına karar verir.

İnsanca Yaşama ve Kişisel Alanın Korunması:
Ev hapsindeki kişi, konut içinde özel hayatını sürdürme, telefonla iletişim kurma, televizyon izleme, kişisel bakımını yapma gibi temel insan haklarını kullanmaya devam eder. Uygulama, bu özgürlükleri ihlal etmez; yalnızca konutun dışına çıkmayı kısıtlar.

🔸 Ev Hapsindeki Kişinin Yükümlülükleri

Konut Dışına Çıkmama Zorunluluğu:
Mahkeme kararı gereği kişi, açıkça belirtilen istisnalar dışında konutunu terk edemez. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edilmesi hâlinde, kişi hakkında doğrudan tutuklama kararı verilebilir. Bazı durumlarda ihlalin niteliğine göre önce uyarı da yapılabilir; ancak bu hâkim takdirindedir.

Elektronik İzleme Sistemine Müdahale Etmeme:
Ev hapsi, çoğu zaman elektronik kelepçe ile izlenir. Bu sistem kişinin ayak bileğine takılan bir cihazla, GPS tabanlı olarak hareketlerini kaydeder. Kelepçeyi çıkarmaya çalışmak, sinyali engellemek ya da teknik olarak sisteme zarar vermek, yalnızca adli kontrol tedbirini ihlal değil, aynı zamanda ayrı bir suç olarak da değerlendirilir.

Yetkililerle İletişim Zorunluluğu:
Kişi, bağlı bulunduğu Denetimli Serbestlik Müdürlüğü ile belirli aralıklarla iletişim kurmak ve kontrolleri kabul etmek zorundadır. Denetim görevlilerinin eve gelmesi, sistemin düzenli çalıştığını kontrol etmesi veya elektronik cihazların bakımını yapması gibi durumlar olağandır. Kişi bu yetkililere zorluk çıkarmadan yardımcı olmalıdır.

Kurallara Aykırı Davranmama:
Mahkeme, bazı durumlarda ev hapsine ek olarak başka kurallar da koyabilir. Örneğin;

Ziyaretçi kabul edilmemesi,

Belirli saatlerde sessizlik sağlanması,

Başka bir şahısla temas kurulmaması gibi…

Bu kurallara aykırı davranmak, ev hapsi yükümlülüğünün ihlali sayılır ve tedbirin kaldırılıp tutuklamaya dönüştürülmesine yol açabilir.

Ev Hapsi Ne Kadar Sürer?

Ev hapsinin süresi, uygulandığı bağlama göre değişir. Eğer adli kontrol kapsamında bir tedbirse, süresi mahkeme kararına bağlı olarak belirlenir ve genellikle üç ayla başlayıp gerektiğinde uzatılır. Ancak bu tedbirin toplam süresi makul bir süreyi aşamaz; yargılama bitene kadar devam edebilir.

Eğer ev hapsi infaz hukuku kapsamında uygulanıyorsa, örneğin hükümlüye 10 ay ceza verilmişse ve bu ceza denetimli serbestlik ile evde çekilecekse, süre doğrudan ceza süresi ile sınırlıdır.

Ev Hapsi Kararına İtiraz Edilebilir mi?

Evet, ev hapsi kararına karşı sulh ceza hâkimliğine yedi gün içinde itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesinde, uygulamanın kişinin yaşam koşullarını aşırı derecede etkilediği, daha hafif bir tedbirin yeterli olacağı veya ölçülülük ilkesine aykırılık bulunduğu ileri sürülebilir.

Bu itiraz, aynı mahkemece ya da bir üst sulh ceza hâkimliğince değerlendirilerek karara bağlanır. Mahkeme, tedbirin kaldırılmasına, hafifletilmesine veya devamına karar verebilir.

Tutuklama ile Ev Hapsi Arasındaki Fark

Ev hapsi ile tutuklama arasında temel fark, kişinin nerede tutulduğudur. Tutuklama, özgürlüğün tamamen kısıtlandığı ve cezaevi koşullarında geçirilen bir süreçtir. Ev hapsinde ise kişi, belirlenen konut sınırları içinde kalmak koşuluyla dış dünya ile belli ölçülerde bağlantısını sürdürebilir.

Tutuklama, kişi üzerindeki sosyal, ekonomik ve psikolojik etkileri çok daha derin olan bir tedbir iken, ev hapsi daha orantılı ve geçici bir çözüm olarak görülmektedir.

🔎 Yargıtay Kararları: Ev Hapsi (Konutu Terk Etmeme Tedbiri)

📌 Yargıtay 2. Ceza Dairesi, 2020/4940 E., 2021/2063 K., T. 24.02.2021

“…sanığın kaçma şüphesine dair somut deliller bulunmadığı hâlde tutuklama kararı verilmesi yerine konutu terk etmeme tedbiri gibi daha hafif bir adli kontrol uygulamasına gidilmesi gerekirken, ölçüsüz tutuklama kararı verilmesi hukuka aykırıdır.”

Açıklama: Tutuklama yerine ev hapsi gibi daha hafif tedbirlerin öncelikle değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekilmiştir.

📌 Yargıtay 9. Ceza Dairesi, 2019/11932 E., 2020/11650 K., T. 16.12.2020

“…sanığın sabit adresi bulunması ve daha önce duruşmalara düzenli katılması karşısında tutuklama tedbiri ölçüsüzdür. Konutu terk etmeme tedbiri yeterli olacaktır.”

Açıklama: Sabit ikamet adresi ve kaçma şüphesinin olmaması hâlinde ev hapsi tercih edilmelidir.

📌 Yargıtay 16. Ceza Dairesi, 2021/1546 E., 2021/4679 K., T. 30.09.2021

“…konutu terk etmeme yükümlülüğünün ihlali hâlinde, tedbirin derhal tutuklamaya çevrilmesi orantılılık ilkesine aykırıdır. Öncelikle uyarı ve değerlendirme yapılmalıdır.”

Açıklama: Ev hapsi tedbirinin ihlali hâlinde hemen tutuklama değil, kademeli yaptırım uygulanması gerektiği vurgulanmıştır.

📌 Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2018/3121 E., 2019/4155 K., T. 25.06.2019

“Adli kontrol altındaki kişinin ev hapsine ilişkin kurallara teknolojik arıza nedeniyle geçici olarak uymaması, kast olmaksızın gerçekleşmişse, ihlal sayılmamalıdır.”

Açıklama: Elektronik kelepçe sistemindeki teknik arızaların kişiye doğrudan sorumluluk yüklememesi gerektiği ifade edilmiştir.

📌 Yargıtay 6. Ceza Dairesi, 2017/1293 E., 2018/2391 K., T. 08.03.2018

“Ev hapsi tedbiri, sanığın sosyal çevresini ve iş hayatını aşırı derecede kısıtlıyorsa, diğer adli kontrol tedbirleriyle değiştirilebilir.”

Açıklama: Ev hapsi kişinin hayatını aşırı olumsuz etkiliyorsa daha hafif adli kontrol tedbirleriyle değiştirilmesi mümkündür.

Daha fazla örnek yargıtay kararlarına, yargıtay karar arama sayfasından ulaşabilirsiniz.

✅ Sıkça Sorulan Sorular: Ev Hapsi (Konutu Terk Etmeme Tedbiri)

Ev hapsi ceza mıdır, yoksa tedbir midir?

Hayır, ev hapsi bir ceza değildir. Ceza Muhakemesi Kanunu kapsamında yer alan bir adli kontrol tedbiridir. Kişi hakkında henüz kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı yoksa, ev hapsi yalnızca soruşturma veya kovuşturma süresince uygulanabilir.

Ev hapsi sırasında dışarı çıkmak mümkün mü?

Ev hapsi altında bulunan kişi, ancak mahkeme izniyle dışarı çıkabilir. Örneğin, hastane randevusu, mahkeme duruşması veya eğitim gibi zorunlu hâller için hâkim kararıyla izin verilebilir. Aksi takdirde izinsiz dışarı çıkmak, tedbirin ihlali sayılır ve tutuklama ile sonuçlanabilir.

Elektronik kelepçe takılması zorunlu mudur?

Uygulamada ev hapsi genellikle elektronik kelepçe ile birlikte yürütülür. Ancak mahkeme, gerekli görmediği durumlarda kelepçesiz de ev hapsine karar verebilir. Elektronik denetim, sistemin sağlıklı işletilmesi açısından tercih edilen yöntemdir.

Ev hapsi kararı ne kadar sürer?

Ev hapsi süresi, mahkemenin belirlediği adli kontrol süresi kadar devam eder. Bu süre genellikle 3 ay ile başlar, ancak uzatılabilir. Toplam sürenin makul ve orantılı olması gerekir. Ayrıca, kişi hakkında beraat veya mahkûmiyet kararı verilmesi hâlinde ev hapsi sona erer.

Ev hapsi kararı temyiz edilebilir mi?

Ev hapsi kararı temyiz edilemez, çünkü bu kararlar nihai karar değildir. Ancak karara karşı 7 gün içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edilebilir. İtiraz, uygulamanın ölçüsüz olduğu veya hukuki dayanaktan yoksun olduğu gerekçesiyle yapılabilir.

Ev hapsi sırasında çalışmaya devam edebilir miyim?

Hayır, ev hapsi kararında kişinin konutu terk etmesi yasaktır. Bu nedenle işyerine gitmek, ancak hâkim tarafından özel izin verilirse mümkün olur. Mahkeme, kişinin iş hayatını devam ettirmesini haklı bir gerekçe olarak kabul ederse, belirli saatlerde dışarı çıkmasına izin verebilir.

Ev hapsi kararı hangi mahkeme tarafından verilir?

Ev hapsi kararı, soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimliği, kovuşturma aşamasında ise davaya bakan ceza mahkemesi tarafından verilir. Tedbir kararı, hâkimin takdirine bağlıdır ve somut olgulara dayanmalıdır.

Ev hapsi ihlali neyle sonuçlanır?

Tedbirin kasıtlı şekilde ihlali durumunda, kişi hakkında doğrudan tutuklama kararı verilebilir. Ancak bazı durumlarda, önce uyarı yapılması veya elektronik sistem arızası gibi teknik nedenlerin araştırılması gerekir. Yargıtay kararları, her ihlalin otomatik tutuklama sebebi olmadığını belirtmektedir.

Ev hapsi adli sicile işler mi?

Ev hapsi kararı bir ceza kararı olmadığı için adli sicil kaydına işlemez. Ancak uygulandığı süre boyunca yargılamanın devam ettiğini gösteren kayıtlar UYAP sisteminde yer alır.

Bahariye Hukuk bu konuda nasıl yardımcı olabilir?

Bahariye Hukuk olarak, ev hapsi kararlarına itiraz süreçlerinde, hak kaybı yaşamamanız için hukuki destek sağlıyoruz. Tedbirin kaldırılması, hafifletilmesi veya çalışmaya izin verilmesi gibi başvuruların takibi, uzman ceza avukatlarımız tarafından özenle yürütülmektedir.

Sonuç: Bahariye Hukuk Olarak Değerlendirmemiz

Ev hapsi, yani konutu terk etmeme tedbiri, ceza adalet sisteminde hem bireyin temel hak ve özgürlüklerini koruyan hem de toplum güvenliğini gözeten dengeli bir uygulamadır. Özellikle tutuklama kararının ağır ve orantısız olacağı durumlarda, ev hapsi sayesinde kişi, cezaevine girmeden, kontrollü bir şekilde yargılamaya dâhil edilir. Ancak bu süreç, teknik detaylar ve ciddi yükümlülükler içerdiği için, profesyonel hukuki destekle yürütülmelidir.

Bahariye Hukuk olarak bizler, ceza hukuku ve davaları alanında uzmanlaşmış kadromuzla, ev hapsi başta olmak üzere tüm adli kontrol tedbirleri konusunda kapsamlı danışmanlık sunuyoruz. Hakkınızda ev hapsi kararı verildiyse veya bu tedbire karşı itiraz etmek istiyorsanız; kararın kaldırılması, hafifletilmesi, sağlık ve eğitim nedeniyle izin alınması gibi tüm süreçlerde yanınızdayız.

Ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları, telafisi güç sonuçlara neden olabilecek hassas yargılamalardır. Bu nedenle, süreci yalnız yürütmek yerine deneyimli bir ceza hukuku avukatı eşliğinde yönetmek hak kayıplarını önleyecektir. Bahariye Hukuk olarak, her biri alanında deneyimli ceza avukatlarımızla, ev hapsi gibi özgürlüğü sınırlayıcı tedbirlerde müvekkillerimizin hem hukuki hem insani haklarını titizlikle koruyoruz.

Kadıköy ceza avukatı arayışında olan bireyler için, İstanbul Anadolu Yakası’nda yer alan ofisimizde, ulaşılabilir ve çözüm odaklı hizmet sunuyoruz. Ev hapsi tedbirine itiraz, adli kontrol kararlarının kaldırılması, tutuklama tehdidine karşı başvuru gibi işlemlerde güçlü bir hukuki destek almak istiyorsanız bizimle iletişime geçebilirsiniz.

📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code