Cinsel taciz davası, mağdurun uğradığı taciz nedeniyle sanık hakkında cezai sorumluluk talep ettiği ceza yargılaması sürecidir. Bu davada amaç, failin cezalandırılmasıdır. Mağdur aynı zamanda manevi zararlarının tazmini amacıyla bir tazminat davası da açabilir. Bu tür durumlarda hem ceza mahkemesi hem de hukuk mahkemesi süreci yürütülebilir.

Cinsel Taciz Nedir?

Cinsel taciz, bir kişiye karşı rızası olmaksızın gerçekleştirilen cinsel nitelikli davranışlar yoluyla rahatsızlık verilmesi durumudur. Bu davranışlar sözlü, yazılı, fiziksel ya da dijital ortamda gerçekleşebilir ve mağdurun kişilik haklarını, beden bütünlüğünü ya da psikolojik sağlığını zedeleyebilir.

Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesi, cinsel tacizi şu şekilde tanımlar:
“Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine cezalandırılır.”

Bu suç, özellikle şu tür davranışlarla ortaya çıkabilir:

Cinsel içerikli imalar, uygunsuz espriler, ahlaka aykırı bakışlar,

Sosyal medya veya mesajlaşma uygulamaları üzerinden gönderilen cinsel içerikli yazışmalar veya görseller,

Fiziksel temas içermeyen ancak yoğun cinsel ima taşıyan eylemler,

Toplum içinde küçük düşürücü, ahlaka aykırı söz ve davranışlar.

Cinsel taciz, cinsel saldırı gibi daha ağır suçlarla karıştırılmamalıdır. Tacizde fiziksel temas zorunlu değildir; failin niyeti, davranışın cinselliğe yönelik oluşu ve mağdurda bıraktığı rahatsızlık hissi esas alınır.

Ayrıca cinsel taciz suçu, sadece kadınlara karşı işlenebilecek bir suç değildir. Erkekler de bu suçun mağduru olabilir. Aynı şekilde, fail hem erkek hem kadın olabilir.

Bazı durumlarda cinsel taciz sistematik şekilde tekrarlanabilir; bu durumda mağdurun maruz kaldığı psikolojik zarar daha da artar. Özellikle iş yerlerinde, okullarda ya da kamuya açık alanlarda yaşanan taciz olayları, bireylerin sosyal hayatını doğrudan etkileyebilir ve kişide depresyon, kaygı bozukluğu, güven kaybı gibi ağır sonuçlara yol açabilir.

Bu nedenle, cinsel tacize uğrayan kişilerin yaşadıkları durumu hafife almamaları, mümkünse delil toplamaları ve yasal süreci gecikmeden başlatmaları büyük önem taşır.

Cinsel Taciz Davası Nasıl Açılır?

Cinsel taciz mağduru olan kişinin, yaşadığı olayla ilgili olarak hukuki süreç başlatabilmesi için öncelikle şikâyet hakkını kullanması gerekir. Türk Ceza Kanunu’na göre cinsel taciz, mağdurun şikâyeti üzerine soruşturulabilen bir suçtur. Bu nedenle, şikâyet olmazsa kamu makamları doğrudan soruşturma başlatamaz.

Şikâyet Süresi

Cinsel taciz suçunda şikâyet süresi, olayın öğrenildiği tarihten itibaren 6 ay olarak belirlenmiştir. Bu süre zarfında şikâyet hakkı kullanılmazsa, mağdurun cezai soruşturma başlatma hakkı düşer. Ancak taciz suçunun başka bir suçu doğurması (örneğin tehdit, hakaret gibi) halinde farklı suçlar için ayrı süreçler başlayabilir.

Nereye Başvurulur?

Cinsel taciz suçuna maruz kalan kişi, aşağıdaki mercilere başvurarak suç duyurusunda bulunabilir:

Cumhuriyet Başsavcılığı: Yazılı veya sözlü olarak dilekçe ile başvuru yapılabilir. Dilekçede olayın ne zaman, nerede, kim tarafından ve nasıl gerçekleştiği detaylı biçimde anlatılmalıdır.

Polis Merkezi ya da Jandarma Karakolu: Kişi, kolluk kuvvetlerine giderek sözlü beyan verebilir. Bu beyan tutanağa geçirilir ve ilgili savcılığa iletilir.

ALO 183 Sosyal Destek Hattı: Acil durumlarda mağdurlar destek hattına ulaşarak yönlendirme alabilirler.

Savcılık Soruşturması

Şikâyet üzerine Cumhuriyet savcılığı tarafından soruşturma süreci başlatılır. Bu süreçte:

Mağdurun ifadesi alınır,

Olayla ilgili tanıklar varsa ifadeleri toplanır,

Varsa dijital deliller (mesajlar, e-postalar, sosyal medya yazışmaları) incelenir,

Mobese veya güvenlik kamera kayıtları talep edilir,

Adli tıp raporları ya da psikolojik değerlendirmeler istenebilir.

Savcı, elde edilen deliller ışığında şüpheli hakkında kamu davası açılmasına karar verebilir. Bu durumda dosya ceza mahkemesine gönderilir ve yargılama süreci başlar.

Dava Süreci

Kamu davası açıldıktan sonra ceza mahkemesi, iddia edilen cinsel taciz fiilinin TCK 105 kapsamında suç teşkil edip etmediğini değerlendirir. Davanın seyri sırasında:

Mağdurun güvenliği ve mahremiyeti korunur.

Mağdurun talebi halinde duruşma gizli yapılabilir.

Gerekirse uzman psikolog ya da pedagog desteği sağlanır.

Sanık suçlu bulunursa, mahkeme tarafından hapis ve/veya adli para cezasına hükmedilir.

Cinsel Taciz Davalarında Avukatın Önemi

Cinsel taciz davası, hem psikolojik hem de hukuki açıdan hassas bir süreçtir. Mağdurun haklarının korunması, etkili delil sunulması ve süreç boyunca doğru strateji izlenmesi açısından bir ceza hukuku avukatı ile çalışmak büyük önem taşır. Özellikle profesyonel destek, mağdurun yalnız olmadığını hissetmesini ve süreci daha sağlıklı geçirmesini sağlar.

Dava sürecinin başarıyla yürütülebilmesi için, şikâyetin zamanında yapılması, delillerin korunması ve doğru hukuki temsil oldukça kritiktir.

Cinsel Taciz Suçunun Cezası Nedir?

Cinsel taciz suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 105. maddesinde düzenlenmiştir. Kanun, bu suçu işleyen kişilere uygulanacak cezaları fiilin işlendiği koşullara göre farklılaştırmakta ve bazı durumlarda cezayı artırıcı nedenler öngörmektedir. Suçun niteliğine, mağdurun durumuna ve failin kastına göre verilecek cezalar değişkenlik gösterebilir.

Temel Ceza: Basit Cinsel Taciz

Kanunun temel düzenlemesine göre bir kimseyi cinsel amaçla rahatsız eden kişi hakkında:

3 aydan 2 yıla kadar hapis veya

adli para cezası
verilmesi öngörülmektedir.

Bu tür cinsel taciz vakaları, mağdurun psikolojik durumunu bozsa da fiziksel temas içermeyebilir. Örnek olarak; sosyal medya üzerinden gönderilen müstehcen mesajlar, iş yerinde cinsel imalarla rahatsız etme veya sokakta sözlü taciz gibi durumlar bu kapsama girer.

Nitelikli Hâller: Cezayı Artıran Sebepler

Bazı durumlarda cinsel taciz suçu, daha ağır cezalarla karşılık bulur. Kanun, aşağıdaki hallerde verilecek cezanın artırılmasını zorunlu kılmaktadır:

  1. Kamuya açık alanlarda işlenmişse:
    Eylem, sokakta, toplu taşıma araçlarında, okulda, hastanede, iş yerinde veya başka bir kamusal alanda gerçekleşmişse, mahkeme cezayı artırma yoluna gider. Çünkü bu tür yerlerde işlenen suçlar, mağduru daha fazla zedeler ve toplumsal huzuru da bozar.
  2. Kamu görevinin sağladığı nüfuz kullanılarak işlenmişse:
    Örneğin bir öğretmenin, doktorun, polis memurunun ya da yöneticinin, görev pozisyonunu kullanarak mağdura yönelik cinsel tacizde bulunması durumunda daha ağır bir ceza verilir. Bu, kamu güveni açısından ciddi bir ihlaldir.
  3. İş yerinde veya hiyerarşik ilişkide işlenmişse:
    Üst pozisyonda bulunan bir çalışanın astına yönelik taciz içeren davranışları, mahkemelerce daha ağır cezalandırılmaktadır. İş yerlerinde sıkça karşılaşılan bu tür vakalar, çalışan üzerindeki baskı nedeniyle çoğu zaman bildirilemez; bu da cezai süreci daha hassas hale getirir.
  4. Çocuklara yönelik cinsel taciz:
    18 yaşından küçük bireylere yönelik cinsel içerikli her türlü sözlü veya fiziksel davranış, çocuk istismarı kapsamında değerlendirilir. Bu durumda ceza:

1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezasına,

ve bazı durumlarda çocuğun ruhsal gelişiminin etkilenmesine bağlı olarak daha ağır cezalara
dönüşebilir.

Cinsel tacizin çocuklara karşı işlenmesi durumunda mağdurun yaşı, psikolojik durumu, eylemin süresi ve şekli cezanın belirlenmesinde doğrudan etkili olur.

İnfaz Süreci ve Adli Sicil

Mahkeme tarafından hükmedilen hapis cezası 2 yılın altındaysa ve ilk kez işlenmiş bir suçsa, cezanın ertelenmesi ya da adli kontrol hükümlerinin uygulanması gündeme gelebilir. Ancak:

Failin tekrar suç işlemesi,

Tacizin sistematik olması,

veya kamu görevi sırasında işlenmesi hâlinde erteleme uygulanmaz.

Verilen ceza kesinleştiğinde adli sicil kaydına işlenir. Bu da failin ileride memuriyete atanması, yurtdışı işlemleri veya özel sektörde çalışması gibi alanlarda ciddi sınırlamalar doğurabilir.

Manevi Tazminat Talebi

Cinsel tacize uğrayan kişi, cezai süreç dışında manevi tazminat davası da açabilir. Taciz nedeniyle yaşadığı psikolojik zarar, toplumsal itibar kaybı, güven problemleri ve ruhsal çöküntü mahkeme tarafından değerlendirilir. Hâkim, mağdurun uğradığı manevi zarara karşılık olarak failin belirli miktarda tazminat ödemesine karar verebilir.

Cinsel Taciz Davasında Deliller Nelerdir?

Cinsel taciz davalarında deliller, adaletin sağlanması açısından hayati bir role sahiptir. Ceza yargılamasında genel kural, suçun şüpheye yer bırakmayacak şekilde ispat edilmesidir. Ancak cinsel taciz suçları çoğu zaman kapalı ve özel alanlarda, sadece fail ile mağdur arasında gerçekleştiğinden, klasik anlamda tanık veya doğrudan kamera kaydı gibi somut deliller her zaman bulunamayabilir. Bu nedenle mahkemeler, dolaylı delillere ve mağdurun beyanına daha fazla önem verebilir.

Başlıca Delil Türleri

Dijital Deliller:

SMS, WhatsApp, Instagram, e-posta gibi dijital yazışmalar

Sesli mesajlar veya tacizi kanıtlayan arama geçmişleri

Sosyal medya platformlarında yapılan tehdit, imalı yorumlar veya özel mesajlar

Bu tür yazışmalar ekran görüntüsü ile belgelendirilip, zaman damgası içeren biçimde delil olarak dosyaya sunulabilir. Ayrıca, mağdurun cep telefonu veya bilgisayarı üzerinden teknik bilirkişi incelemesi yapılması talep edilebilir.

Görüntülü Deliller:

Güvenlik kameraları (CCTV), iş yeri içi kamera kayıtları, otopark kameraları

Asansör veya bina içi güvenlik sistemlerinin arşiv görüntüleri

Mahkemeler kamera kayıtlarını bilirkişi marifetiyle inceler ve olay anının çözümlemesini yapar. Görüntülerdeki zaman damgası, ses olup olmaması, görüntünün netliği gibi teknik kriterler değerlendirilir.

Tanık Beyanları:

Mağdurun yaşadığı olaydan hemen sonra görüştüğü kişiler

Aynı iş yerinde çalışanlar, olay sırasında veya öncesinde dolaylı şekilde bilgi sahibi olan tanıklar

Failin benzer davranışlarda bulunduğuna dair önceki tanıklıklar (önceki mağdurların ifadeleri)

Tanık beyanları, doğrudan olayı görmese bile mağdurun ruh halini, yaşadığı değişimi ve olay sonrası tutumlarını aktarması bakımından mahkeme nezdinde oldukça değerli kabul edilir.

Ses Kayıtları:

Gizlice alınan ses kayıtları, mahkemenin izniyle ve belirli koşullarda delil olarak kabul edilebilir.

Failin suçunu kabul ettiği, imalı konuşmalarda bulunduğu ya da tehdit içerikli ses kayıtları önemli bir ispat aracıdır.

Sağlık Raporları ve Psikolojik Değerlendirmeler:

Taciz sonrası mağdurda oluşan travmaların, panik bozukluğu, uyku bozukluğu, depresyon gibi semptomların psikiyatri raporlarıyla belgelenmesi mümkündür.

Devlet hastanesi ya da adli tıp kurumu raporları, bu tür psikolojik etkilerin belgelenmesinde en geçerli kaynaklardır.

Mağdurun İfadesi:

Cinsel taciz davalarında mağdurun beyanı, özellikle aşağıdaki kriterlere uyuyorsa tek başına bile mahkumiyet için yeterli olabilir:

Zamanla çelişmeyen, tutarlı ve detaylı anlatım

Olayın kronolojisinin mantıklı olması

Mağdurun ifadelerinde gerçeklik izlenimi veren duygusal tepkiler

Yargıtay içtihatlarına göre, mağdurun beyanı diğer yan delillerle destekleniyorsa ya da ifadesi başlı başına çelişkisiz ve güçlü ise, mahkeme bu beyan üzerinden karar verebilir.

Delillerin Toplanmasında Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar

Zamanında başvuru: Cinsel taciz olayının ardından mümkün olan en kısa sürede adli makamlara başvurarak delillerin tahrip edilmeden toplanması sağlanmalıdır.

Delil zinciri: Kamera görüntüleri, ekran kayıtları veya mesajlar saklanmalı ve gerektiğinde dijital delil incelemesi yaptırılmalıdır.

Resmî kayıtlar: Olayın geçtiği kurum, iş yeri veya okul gibi yerlerden alınabilecek tutanaklar, e-posta yazışmaları veya disiplin raporları da delil niteliği taşır.

Gizlilik: Delil toplanırken mağdurun kimliğinin korunması, özel hayatının gizliliğine özen gösterilmesi önemlidir.

Haksız Delil Kullanımı ve Hukuka Aykırı Deliller

Cinsel taciz davalarında en tartışmalı alanlardan biri de hukuka aykırı yollardan elde edilen delillerin kullanımıdır. Örneğin:

Taraflar arasında açıkça rızaya dayanmayan ses kaydı

Kişinin izni olmadan e-postalarının okunması

Özel alana yerleştirilen gizli kameralar

Bu tür deliller genellikle “hukuka aykırı delil” kapsamında değerlendirilir ve mahkemede geçerli sayılmaz. Ancak bazı Yargıtay kararlarında, “suçun ispatı için zorunluluk varsa” sınırlı şekilde delil kabulüne istisna getirilmiştir. Yine de bu alan çok hassas olduğu için delil elde ederken mutlaka bir ceza hukuku avukatı rehberliğinde hareket edilmesi önerilir.

İş Yerinde Cinsel Taciz

İş yerinde gerçekleşen cinsel taciz vakaları, hem Türk Ceza Kanunu hem de İş Kanunu kapsamında ciddi sonuçlar doğurur. Bu tür durumlarda işverenin sorumluluğu özellikle önemlidir. İşveren, iş sağlığı ve güvenliği çerçevesinde çalışanlarını taciz dâhil her türlü kötü muameleden korumakla yükümlüdür.

Cinsel tacize maruz kalan bir çalışan, işyerinde tacizin doğrudan muhatabı olmasa dahi, bu ortamın varlığı nedeniyle psikolojik zarar gördüğünü ispatlarsa dahi hukuki haklara sahip olur.

Tacize uğrayan çalışan şunları yapabilir:

İş akdini derhal ve haklı nedenle feshedebilir.

Kıdem tazminatına hak kazanır.

Uğradığı manevi zarar nedeniyle işverene veya fail kişiye karşı tazminat davası açabilir.

Ayrıca, işveren şikâyeti dikkate almamak, gerekli idari soruşturmayı başlatmamak veya tacizci hakkında hiçbir işlem yapmamak gibi bir tutum sergilerse, hem iş hukukuna aykırı hareket etmiş olur hem de tazminat sorumluluğu doğabilir.

Bu gibi durumlarda işçinin elinde yazılı bildirim, tanık beyanı, mesaj kayıtları veya şirket içi başvuru dilekçesi olması, hem dava sürecinde hem de iş akdi feshi sırasında haklarını koruması açısından büyük avantaj sağlar.

Cinsel Tacize Uğrayan Ne Yapmalı?

Cinsel tacize uğrayan kişinin, olayın şokunu yaşarken bile mümkün olduğunca bilinçli hareket etmesi önemlidir. Tacizin ardından atılacak doğru adımlar, hem mağdurun haklarını korur hem de hukuki süreçte elini güçlendirir. İzlenmesi gereken başlıca adımlar şunlardır:

Tacizi belgeleyin: Tacizi ispatlamak için mümkünse ekran görüntüsü, yazışma kayıtları, ses ya da görüntü dosyaları toplayın. Bu belgeler, davanın seyrinde doğrudan etkili olabilir.

Tanık varsa not alın: Olayı gören veya sonrasında size anlatılanlara tanık olan kişilerin isimlerini ve iletişim bilgilerini kaydedin. Tanık beyanları, ceza ve tazminat davalarında delil sayılabilir.

Güvendiğiniz biriyle konuşun: Travmayı hafifletmek ve yalnız olmadığınızı hissetmek için yaşadıklarınızı bir yakınınızla paylaşın. Bu kişiler de tanıklık yapabilir.

Psikolojik destek alın: Cinsel taciz, ciddi psikolojik hasarlar doğurabilir. Bir uzmandan destek almak hem iyileşme sürecinizi hızlandırır hem de alınan rapor dava dosyasına delil olarak sunulabilir.

Bir avukata danışın: En kısa sürede cinsel taciz konusunda deneyimli bir ceza avukatıyla görüşerek şikâyet sürecinizi başlatın ve haklarınızı öğrenin.

⚠️ Unutmayın: Cinsel taciz suçu, şikâyete bağlı bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’na göre, mağdurun 6 ay içinde şikâyetçi olması gerekir. Bu sürenin geçmesi halinde dava açılamaz. Bu nedenle vakit kaybetmeden harekete geçmek oldukça önemlidir.

Cinsel Taciz Davasında Avukatın Rolü

Cinsel taciz davası sürecinde uzman bir ceza hukuku avukatı ile çalışmak, mağdurun haklarını etkin biçimde savunmak açısından kritik öneme sahiptir. Avukat;

Suç duyurusu dilekçesini hazırlar,

Delil toplama sürecini yönetir,

Mağdurun psikolojik ve hukuki haklarını korur,

Gerekirse manevi tazminat davası da açar.

Ayrıca, tacize uğrayan kişi davadan vazgeçse dahi savcılık, kamu davasına devam etme kararı alabilir.

Cinsel Taciz ve Manevi Tazminat Davası

Mağdur, yaşadığı psikolojik yıkım nedeniyle ayrıca manevi tazminat talep edebilir. Bu dava, ceza davasından bağımsız olarak açılır. Davada;

Yaşanan travmanın etkisi,

Sosyal hayattaki yansıması,

Kişilik haklarına verilen zarar dikkate alınarak,
mahkeme, tacizciye manevi tazminat ödemesi yükleyebilir.

Sonuç: Cinsel Tacizle Mücadelede Sessiz Kalmayın

Cinsel taciz, yalnızca bireysel bir travma değil; aynı zamanda toplumsal bir sorundur. Tacize uğrayan kişilerin, yaşadıkları olayın ciddiyetini kavrayarak yasal haklarını aramaları çok önemlidir. Bu tür suçlara karşı sessiz kalmamak, yalnızca mağduru değil, gelecekte benzer olayların önüne geçilmesini de sağlar.

Bahariye Hukuk olarak, cinsel taciz davası süreçlerinde mağdurlara hukuki destek sunuyoruz. Ceza davalarından tazminat süreçlerine kadar her aşamada, alanında deneyimli ceza avukatı kadromuzla yanınızdayız. Haklarınızı kaybetmeden, güçlü bir yasal süreç yönetimi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code