Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireyin mahrem alanının ve kişisel yaşamının hukuka aykırı müdahalelere karşı korunmasını amaçlayan en temel ceza hukuku düzenlemelerinden biridir. İnsan onuru ve kişilik haklarının ayrılmaz bir parçası olan özel hayat, sadece fiziksel mekânın değil; kişinin aile ilişkilerinin, özel yazışmalarının, kişisel bilgilerinin, dijital verilerinin ve hatta sosyal çevresinin de dahil olduğu geniş bir alanı kapsar. Bu alanın ihlal edilmesi yalnızca bireyin huzurunu değil, aynı zamanda demokratik toplum düzeninin temel değerlerini de zedeler.

Günümüzde iletişim teknolojilerinin gelişmesi, sosyal medya platformlarının yaygınlaşması ve kişisel verilerin çok daha kolay erişilebilir hale gelmesi, özel hayatın gizliliğini tehdit eden riskleri önemli ölçüde artırmıştır. Artık bir kişinin izni olmadan çekilen bir fotoğrafın internette paylaşılması, özel bir mesajın ekran görüntüsünün yayılması ya da kişisel bilgilerin rızasız şekilde üçüncü kişilerle paylaşılması birkaç saniye içinde telafisi zor zararlara yol açabilmektedir. Bu tür eylemler yalnızca kişisel bir mahremiyet ihlali değil, aynı zamanda hukuken yaptırıma bağlanmış bir suç teşkil eder.

Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi, özel hayatın gizliliğini ihlale yönelik fiilleri ayrıntılı biçimde düzenleyerek kişilerin özel yaşam alanını koruma altına alır. Yasaya göre, kişilerin rızası olmadan özel hayatlarına ilişkin ses veya görüntü kaydı almak, bu kayıtları ifşa etmek veya paylaşmak ciddi cezalarla karşılık bulur. Üstelik bu suç yalnızca fiziksel müdahalelerle değil, dijital araçlarla da işlenebilir; bu nedenle çağımızda daha da büyük önem taşır.

Bu makalede, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kavramını tüm yönleriyle ele alacağız. Suçun tanımı, kapsamı, unsurları ve cezaları; yargılama sürecinde dikkat edilmesi gereken hususlar; Yargıtay kararları ve güncel uygulamalar ışığında değerlendirilerek okuyucuya kapsamlı bir rehber sunacağız. Ayrıca bireylerin haklarını nasıl koruyabileceklerine dair önemli pratik bilgileri de paylaşacağız.

İçindekiler

Özel Hayatın Korunması: Anayasal Temel ve Hukuki Çerçeve

Anayasal Dayanak

Özel hayatın gizliliği, bireyin kişisel alanının dokunulmazlığı anlamına gelir ve bu hak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 20. maddesiyle güvence altına alınmıştır:

“Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”

Bu hüküm, bireylerin yalnızca fiziksel mekânlarının değil, iletişimlerinin, kişisel bilgilerinin, özel ilişkilerinin ve dijital ortamda paylaştığı verilerin de hukuki koruma altında olduğunu ifade eder. Bu bağlamda özel hayatın gizliliği, yalnızca bir mahremiyet hakkı değil; aynı zamanda kişilik haklarının ve insan onurunun korunmasının temel şartlarından biridir.

Ceza Hukukunda Koruma Alanı

Ceza hukuku, özel hayatı ihlal eden eylemlere karşı yaptırımlar öngörerek bireyin kişisel alanını korumayı amaçlar. Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireyin özel yaşam alanına veya mahrem bilgilerine izinsiz müdahaleyi cezalandırır. Bu suçun oluşması için fiziksel bir müdahale gerekmez; kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde kaydedilmesi veya paylaşılması da suç kapsamındadır.

Yargıtay içtihatlarına göre “özel hayat” kavramı geniş yorumlanır. Buna göre; kişinin aile ilişkileri, sosyal hayatı, ev içi yaşamı, özel yazışmaları, mesajları, ses ve görüntü kayıtları özel hayatın kapsamına girer.

Suçun Tanımı ve Kapsamı: Hangi Eylemler Suç Oluşturur?

Türk Ceza Kanunu m.134’te Suçun Tanımı

Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu şu şekilde tanımlar:

“Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlali hâlinde ceza bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıdır. Bu kayıtların ifşa edilmesi hâlinde ise iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası uygulanır.”

Bu düzenleme, özel hayatın korunmasını üç temel eylem üzerinden sağlar:

Kişinin özel alanına izinsiz girmek,

Özel ses veya görüntülerini izinsiz kaydetmek,

Bu kayıtları üçüncü kişilerle paylaşmak veya ifşa etmek.

Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Sayılan Eylemler

📸 İzinsiz fotoğraf veya video çekmek: Bir kişinin rızası olmadan evinde, özel bir ortamda veya mahrem bir durumda görüntüsünü kaydetmek suç oluşturur.

📞 Ses kaydı yapmak: Kişinin bilgisi ve izni olmadan özel konuşmalarını kaydetmek de aynı şekilde cezalandırılır.

💻 Mesaj, e-posta veya kişisel veri paylaşımı: Özel yazışmaların ekran görüntüsünü almak ve paylaşmak suç sayılır.

📡 Takip cihazı veya gizli kamera kullanmak: Kişinin hareketlerini izlemek veya mahrem alanına teknik cihazlarla müdahale etmek de suçtur.

Bu eylemlerde önemli olan, kişisel hayatın mahremiyet alanının ihlal edilmesidir. Kamuya açık alanlarda yapılan kayıtlar genellikle suç oluşturmaz; ancak kayıt özel yaşamı hedefliyorsa cezai sorumluluk doğar.

Mahrem Alanın Sınırları

Yargıtay kararlarında “özel hayat” kavramı oldukça geniş yorumlanmaktadır. Örneğin:

Kişinin evinde ailesiyle geçirdiği vakit,

Ev içinde yapılan özel konuşmalar,

Özel ilişki ve yazışmalar,

Sosyal medya üzerinden yapılan kişisel paylaşımlar (yalnızca sınırlı kitleye açık olanlar)

mahrem alan kapsamındadır. Bu sınırlar, toplumun genel değer yargılarına, olayın koşullarına ve kişisel verinin niteliğine göre değerlendirilir.

Suçun Unsurları: Cezai Sorumluluğun Şartları

Maddi Unsur

Suçun maddi unsuru, failin özel hayata ilişkin gizlilik alanına rızaya aykırı şekilde müdahalesidir. Bu müdahale fiziksel olabileceği gibi dijital veya teknolojik araçlarla da yapılabilir.
Örneğin:

Kişinin evine gizlice kamera yerleştirmek,

Telefon görüşmelerini kaydetmek,

Sosyal medya hesabından özel mesajlarını paylaşmak gibi eylemler suçun maddi unsurunu oluşturur.

Manevi Unsur

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, eyleminin özel hayatı ihlal ettiğini bilerek ve isteyerek hareket etmesi gerekir. Kasıt olmadan yapılan, örneğin yanlışlıkla görüntü kaydı gibi durumlarda suç oluşmaz. Ancak failin bilerek hareket ettiği ispatlanırsa kast gerçekleşmiş sayılır.

Hukuka Aykırılık ve İstisnalar

Suçun oluşması için eylemin hukuka aykırı olması gerekir. Bazı durumlarda özel hayatın gizliliğine yönelik müdahaleler hukuka uygun kabul edilebilir. Örneğin:

📜 Rıza: Kişinin açık rızasıyla yapılan kayıtlar suç oluşturmaz.

⚖️ Kamu yararı: Gazetecilik faaliyeti gibi kamu yararını ilgilendiren konularda sınırlı ölçüde müdahaleler hukuka uygun sayılabilir.

👮‍♂️ Yasal yetki: Kolluk kuvvetlerinin hâkim kararıyla yaptığı teknik takip faaliyetleri de hukuka uygundur.

Mağdur ve Fail

Bu suçun mağduru özel hayatı ihlal edilen gerçek kişilerdir. Tüzel kişiler mağdur olamaz. Fail ise herhangi bir gerçek kişi olabilir; aile bireyleri, arkadaşlar, işveren veya üçüncü kişiler bu suçu işleyebilir.

Önemli bir nokta da, failin mağdurla yakın ilişki içinde olmasının suçu ortadan kaldırmamasıdır. Örneğin eşlerin birbirlerinin mesajlarını izinsiz okuması veya gizlice kayıt yapması da bu suç kapsamında değerlendirilir.

Teşebbüs ve İştirak

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçuna teşebbüs mümkündür. Örneğin fail gizli kamera yerleştirmiş ancak kayıt alamamışsa teşebbüs hükümleri uygulanır. Ayrıca birden fazla kişinin birlikte hareket etmesi hâlinde iştirak hükümleri devreye girer.

Uygulamada Karşılaşılan Örnekler

📌 Örnek 1: Kişinin izni olmadan evinde gizli kamera yerleştirilmesi – suç oluşur.
📌 Örnek 2: Sosyal medya hesabında özel mesajların ekran görüntüsünün paylaşılması – suç oluşur.
📌 Örnek 3: Kişinin bilgisi olmadan ses kaydı yapılması – suç oluşur.

Cezai Yaptırımlar: Mahremiyetin İhlaline Karşı Ağır Sonuçlar

Temel Cezalar (TCK m.134)

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, bireyin mahremiyet hakkına yönelik en ciddi ihlallerden biri olduğu için Türk Ceza Kanunu’nda oldukça ağır yaptırımlarla düzenlenmiştir. Cezalar, eylemin niteliğine göre değişmektedir:

📜 Özel hayatın gizliliğini ihlal:
➤ 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası.

📜 Görüntü veya ses kaydı alınması:
➤ 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası.

📜 Bu kayıtların ifşa edilmesi (yayınlanması, paylaşılması):
➤ 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası.

Bu cezaların uygulanmasında eylemin ağırlığı, mağdurun uğradığı zarar, failin kast derecesi ve eylemin yayılma etkisi dikkate alınır. Özellikle ifşa eylemi, mağdurun onur ve saygınlığı üzerinde daha büyük bir etki yarattığı için daha ağır cezalandırılır.

Cezayı Artıran veya Hafifleten Nedenler

📈 Eylemin basın veya sosyal medya yoluyla yapılması: Cezada artış sebebidir çünkü ifşanın etkisi çok daha geniştir.

📈 Birden fazla kişinin özel verisinin ihlali: Zincirleme suç kapsamında değerlendirilir ve ceza artar.

📈 Kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması: Cezalar daha yüksek seviyeden verilir.

📉 Etkin pişmanlık: Fail, ifşa ettiği verileri kaldırır veya mağdurla uzlaşırsa cezada indirim yapılabilir.

📉 Haksız tahrik: Bazı durumlarda mağdurun davranışı failin eylemini etkilerse cezada indirim uygulanabilir.

Zamanaşımı ve Şikâyet Süresi

Bu suç şikâyete bağlıdır. Mağdur, eylemi ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır. Dava zamanaşımı süresi ise genellikle 8 yıldır. Süre içinde dava açılmadığı takdirde dava düşer.

Dava Süreci: Soruşturma, Kovuşturma ve Delillerin Rolü

Soruşturma Aşaması

Soruşturma genellikle mağdurun savcılığa yaptığı suç duyurusu ile başlar. Savcılık, olayın detaylarını araştırır, delilleri toplar ve failin kimliğini tespit eder. Bu aşamada en kritik konular şunlardır:

📁 Ses veya görüntü kayıtlarının elde edilme biçimi

💻 Paylaşımın nerede ve nasıl yapıldığı

👤 Mağdurun rızasının bulunup bulunmadığı

📊 Eylemin ifşa niteliği taşıyıp taşımadığı

Savcılık, yeterli delil bulması hâlinde iddianame düzenleyerek davayı asliye ceza mahkemesinde açar.

Kovuşturma Aşaması: Yargılama Süreci

Mahkeme, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun oluşup oluşmadığını belirlemek için detaylı bir değerlendirme yapar. Dikkate alınan başlıca hususlar şunlardır:

Kişisel alanın gerçekten ihlal edilip edilmediği

Paylaşım veya kaydın mağdurun rızası olmadan yapılmış olması

Eylemin toplumun bilgi edinme hakkı ile ilgisi olup olmadığı

Delillerin hukuka uygun şekilde elde edilip edilmediği

Mahkeme, bu unsurları birlikte değerlendirerek cezanın miktarını belirler. Eylem ifşa niteliğinde ise cezalar genellikle üst sınırdan verilir.

Deliller ve İspat Yükü

Bu suçun ispatı çoğu zaman dijital delillere dayanır. En yaygın kullanılan deliller şunlardır:

📱 Telefon mesajları, e-postalar veya sosyal medya ekran görüntüleri

📸 Fotoğraf veya video kayıtları

🧾 Paylaşım yapılan platformlardan alınan kayıtlar (log verileri vb.)

👤 Tanık beyanları

Özellikle dijital delillerin silinmeden önce toplanması çok önemlidir. Delil zincirinin bozulması hâlinde mahkeme suçun ispatını zor bulabilir.

Yargıtay Kararları ve Uygulama: Mahremiyetin Sınırları

Yargıtay’ın Temel Yaklaşımı

Yargıtay, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu yalnızca fiziksel müdahalelerle sınırlı görmez. Dijital ortamdaki paylaşımları da mahremiyet ihlali sayar. Yüksek Mahkeme’ye göre, kişisel verilerin veya özel görüntülerin rıza olmadan kaydedilmesi ve yayılması, bireyin onurunu zedelediği gibi özel hayat hakkını da ihlal eder.

Emsal Kararlar

📌 Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E.2023/1421, K.2023/7422:
Sanığın eski sevgilisinin özel fotoğraflarını sosyal medyada paylaşması, “özel hayatın gizliliğini ihlal” ve “kişisel verilerin ifşası” suçlarını oluşturmuş, ceza 4 yıl hapis olarak belirlenmiştir.

📌 Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E.2022/5612, K.2022/9853:
Sanığın, mağdurun evinde ses kaydı yapması, mağdurun bilgisi olmadığı için suç kabul edilmiş ve ceza 2 yıl 6 ay hapis olmuştur.

📌 Yargıtay 14. Ceza Dairesi, E.2021/9154, K.2022/3178:
Mağdurun özel mesajlarının ekran görüntüsünü alan ve üçüncü kişilerle paylaşan sanık hakkında, ifşa suçundan dolayı 3 yıl hapis cezası verilmiştir.

Uygulamada Sık Yapılan Hatalar

Kamuya açık alanlarda yapılan çekimlerin özel hayat kapsamında olduğu zannedilerek yanlış başvuruda bulunmak.

Rızayla gönderilen görüntülerin sonradan paylaşılmasının suç oluşturmadığını sanmak. (Rıza yalnızca gönderim için geçerlidir; ifşa için yeni rıza gerekir.)

Dijital delillerin geç toplanması veya silinmesi.

Pratik Öneriler

Özel hayatın gizliliği ihlali durumunda hızlı hareket edilerek savcılığa başvurulmalıdır.

Dijital veriler silinmeden önce ekran görüntüleri alınmalı ve deliller güvenli şekilde saklanmalıdır.

Mağdur, psikolojik etkileri belgeleyerek tazminat davası açma yoluna da gidebilir.

Bu tür davalarda profesyonel hukuki destek alınması sürecin başarısı açısından önemlidir.

Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu şikâyete tabi midir?

Evet. Bu suç, mağdurun şikâyetine bağlı olarak soruşturulur ve kovuşturulur. Mağdur, eylemi ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikâyette bulunmalıdır. Bu süre geçtikten sonra şikâyet hakkı düşer. Ancak bazı nitelikli hâllerde (örneğin kamu görevlisinin görevi kötüye kullanması) resen soruşturma da mümkündür.

Kamuya açık bir alanda çekilen görüntüler özel hayatın gizliliğini ihlal sayılır mı?

Genellikle hayır. Kamuya açık alanlarda kişilerin görünmesinin normal olduğu kabul edilir. Ancak çekim özel bir eyleme veya mahrem bir davranışa odaklanıyorsa ve bu görüntüler izinsiz şekilde kaydedilip ifşa edilirse özel hayatın gizliliğini ihlal suçu oluşabilir. Örneğin bir parkta yürüyen kişinin görüntüsünü çekmek suç sayılmazken, mahrem bir görüşmesini gizlice kaydetmek suç teşkil edebilir.

Eşlerin birbirlerinin mesajlarını okuması özel hayatın gizliliğini ihlal midir?

Evet. Eşlerin birbirlerinin özel mesajlarını izinsiz şekilde okuması veya kayıt altına alması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Evlilik birliği kişisel hakların ortadan kalktığı anlamına gelmez. Her bireyin kişisel alanı ve mahrem bilgileri üzerinde hâlâ özel koruma hakkı vardır.

İşveren çalışanının e-postalarını kontrol ederse suç oluşur mu?

Bu durum, çalışanın bilgilendirilip bilgilendirilmediğine göre değişir. Eğer çalışan, iş sözleşmesi veya iç yönetmelikle e-postalarının kontrol edileceğini önceden biliyorsa bu durum hukuka uygun kabul edilebilir. Ancak hiçbir bilgilendirme yapılmadan özel yazışmaların okunması, özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamına girebilir.

Sosyal medya paylaşımları özel hayatın gizliliği kapsamına girer mi?

Bu, paylaşımın niteliğine göre değişir. Kamuya açık şekilde yapılan paylaşımlar özel hayat kapsamında değildir. Ancak yalnızca sınırlı bir kitleyle paylaşılan içeriklerin izinsiz ifşa edilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal sayılır. Örneğin “özel hesap”tan yapılan bir paylaşımın ekran görüntüsünü alıp ifşa etmek suç oluşturur.

Rıza ile gönderilen fotoğrafların paylaşılması suç teşkil eder mi?

Evet. Kişinin rızası yalnızca o görüntünün gönderilmesi için geçerlidir. Bu görüntülerin üçüncü kişilerle paylaşılması veya internette yayımlanması için ayrıca rıza alınması gerekir. Rıza olmadan yapılan her türlü paylaşım özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu doğurur.

Bu suç nedeniyle tazminat davası açılabilir mi?

Evet. Özel hayatın gizliliğini ihlal, aynı zamanda kişilik haklarının ihlalidir. Bu nedenle mağdur, ceza davasına ek olarak veya ondan bağımsız olarak manevi tazminat davası da açabilir. Paylaşımın yaygınlığı, mağdurun yaşadığı psikolojik zarar ve toplumdaki etkiler tazminat miktarını doğrudan etkiler.

Yalnızca izinsiz ses kaydı yapmak suç sayılır mı?

Evet. Özel konuşmaların taraflardan biri veya üçüncü kişiler tarafından izinsiz şekilde kaydedilmesi özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturur. Hatta bu kayıtların üçüncü kişilerle paylaşılmaması bile suçun oluşması için yeterlidir. Yargıtay’a göre yalnızca kayıt işlemi dahi ceza yaptırımını doğurur.

Özel hayatın gizliliğini ihlal eden paylaşım silinirse dava düşer mi?

Hayır. Paylaşımın sonradan silinmesi suçu ortadan kaldırmaz. Ancak failin etkin pişmanlık kapsamında davranarak verileri kaldırması ve mağdurla uzlaşması hâlinde cezada indirim yapılabilir. Yine de suçun oluştuğu andan itibaren cezai sorumluluk doğar.

Bu tür davalarda gizlilik kararı alınabilir mi?

Evet. Mahkeme, mağdurun özel hayatının korunması amacıyla duruşmaların kapalı yapılmasına veya dosyanın gizli tutulmasına karar verebilir. Özellikle özel görüntü veya mahrem bilgilerin söz konusu olduğu davalarda gizlilik kararı oldukça yaygındır. Böylece mağdurun ikinci kez mağduriyet yaşamasının önüne geçilir.

Sonuç

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçu, yalnızca bireyin mahrem alanının korunmasına hizmet eden bir düzenleme değil; aynı zamanda toplumun hukuk devleti ilkesine olan güvenini ve demokratik değerlerin sürekliliğini teminat altına alan bir hukuki mekanizmadır. İnsanların kendilerine ait bilgilerin, özel görüntülerin ya da kişisel ilişkilerin izinsiz şekilde ifşa edilmesi, yalnızca kişisel hak ihlali olarak değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik travmalar doğuran ciddi bir suç olarak kabul edilir. Bu nedenle Türk Ceza Kanunu, bu suça ilişkin cezaları oldukça caydırıcı şekilde düzenlemiştir.

Teknolojinin sağladığı imkânlar sayesinde özel hayata yönelik ihlaller artık yalnızca fiziksel değil, dijital dünyada da kolaylıkla gerçekleşmektedir. Sosyal medya paylaşımları, izinsiz fotoğraf veya video kayıtları, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde paylaşılması gibi fiiller, bireyin onurunu zedeleyebileceği gibi, iş ve sosyal hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle mağdurların vakit kaybetmeden savcılığa başvurarak şikâyet hakkını kullanmaları ve delillerini etkin biçimde toplamaları büyük önem taşır.

Bununla birlikte, ceza yargılamasında sürecin karmaşıklığı, dijital delillerin niteliği ve yargısal değerlendirme kriterleri dikkate alındığında, uzman bir ceza hukuku avukatı ile hareket etmek çoğu zaman davanın seyrini belirleyici hale gelir. Profesyonel hukuki temsil, yalnızca hakların korunmasını sağlamakla kalmaz, aynı zamanda mağdurun adalet arayışında en etkili stratejilerin izlenmesine de katkı sağlar.

Bahariye Hukuk, özel hayatın gizliliği ihlalleri de dâhil olmak üzere tüm ceza hukuku ve ceza davaları kapsamında müvekkillerine yalnızca yasal destek değil, aynı zamanda kapsamlı bir savunma ve temsil hizmeti sunar. Deneyimli Kadıköy ceza avukatı ekibimiz, her dosyanın teknik detaylarını titizlikle analiz ederek en doğru hukuki adımları atar ve müvekkillerimizin haklarını en etkin şekilde savunur.

Sonuç olarak, özel hayatın gizliliğinin ihlali yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal düzeni de ilgilendiren bir meseledir. Bu nedenle haklarınızın ihlal edildiğini düşündüğünüz anda hukuki yollara başvurmak ve süreci uzman desteğiyle yürütmek, adaletin sağlanması açısından hayati öneme sahiptir.

📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code