Tehdit suçu, bireylerin özgür iradelerini kullanma hakkını, psikolojik bütünlüğünü ve güvenlik duygusunu korumaya yönelik en önemli ceza hukuku düzenlemelerinden biridir. Günlük yaşamda sözlü sataşmadan sosyal medya paylaşımlarına, yazılı mesajlardan fiziksel eylem tehditlerine kadar birçok farklı biçimde karşımıza çıkabilen bu suç, kişilerin korkutulması veya iradelerinin baskı altına alınması sonucunu doğurduğunda ciddi cezai yaptırımlar doğurur.
Türk Ceza Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre, bir kimsenin hayatına, vücut bütünlüğüne veya malvarlığına yönelik zarar tehdidinde bulunmak, failin bu tehdidi ciddi şekilde algılatacak biçimde gerçekleştirmesi hâlinde suç sayılır. Tehdit, yalnızca açık bir sözle değil; davranış, jest, yazılı mesaj veya dolaylı bir ima yoluyla da işlenebilir. Önemli olan, mağdurun korkuya kapılması ve iradesinin etkilenmesidir.
Uygulamada tehdit suçu, çoğu zaman boşanma davalarından ticari anlaşmazlıklara, sosyal medya tartışmalarından alacak-verecek ilişkilerine kadar geniş bir yelpazede görülmektedir. Bu suç, sadece bireyler arası ilişkilerde değil, toplumsal barış ve kamu düzeni açısından da ciddi riskler taşır. Bu yazıda, tehdit suçunun hukuki boyutunu, unsurlarını, cezai sonuçlarını, Yargıtay’ın konuya yaklaşımını ve dava süreçlerinde dikkat edilmesi gereken temel noktaları kapsamlı biçimde ele alacağız.
Tehdit Kavramı ve Ceza Hukukundaki Yeri
Tehdit Suçunun Toplumsal Önemi
Tehdit suçu, bireylerin korkusuzca yaşama, karar alma ve özgürce hareket etme haklarını korumak amacıyla düzenlenmiş temel ceza normlarından biridir. Toplumda huzuru sağlamak, bireyler arası ilişkilerde güven ortamını korumak ve iradeyi zedeleyen davranışları engellemek açısından büyük önem taşır. Bu suç, sadece fiziksel saldırı tehdidiyle sınırlı olmayıp, psikolojik baskı veya korkutma yoluyla kişinin iradesini zayıflatmaya yönelik her türlü davranışı kapsar.
Klasik bir örnek olarak “Sana zarar vereceğim” şeklinde sözlü bir ifade doğrudan tehdit suçu oluşturabileceği gibi, “Geceleri tek başına dikkat et” gibi ima içeren dolaylı ifadeler de failin kastı ve mağdur üzerindeki etkisi dikkate alınarak suç kapsamında değerlendirilebilir.
Tehdit Suçunun Tanımı ve Kapsamı
Türk Ceza Kanunu’nda Tehdit
Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesinde tehdit suçu şu şekilde düzenlenmiştir:
“Bir başkasına, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceği yönünde korkutmak amacıyla söz veya davranışlarla tehditte bulunan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Bu tanıma göre suçun oluşabilmesi için üç temel unsur gereklidir:
Failin, mağdur üzerinde korku yaratacak bir söz veya davranışta bulunması.
Bu davranışın mağdurun iradesini etkileyecek düzeyde ciddi olması.
Tehdidin mağdur tarafından ciddiye alınması ve korkuya yol açması.
Tehdit fiili yalnızca açık sözlerle değil, yazılı mesaj, telefon görüşmesi, e-posta, sosyal medya paylaşımı, jest veya mimik gibi farklı yollarla da gerçekleştirilebilir. Önemli olan mağdurun bu davranışı ciddi bir tehdit olarak algılamasıdır.
Tehdit Türleri
Tehdit suçu, hukuki niteliklerine göre farklı alt başlıklarda ele alınır:
Basit tehdit: Hayata, beden bütünlüğüne veya malvarlığına yönelik zarar tehdidinde bulunmak.
Nitelikli tehdit: Silahla, birden fazla kişiyle, örgüt faaliyeti çerçevesinde veya kamu görevlisine karşı yapılması.
Ekonomik tehdit: Borç ödemezsen zarar veririm gibi maddi baskılarla gerçekleştirilen tehditler.
İtibar tehdidi: Kişinin özel hayatını ifşa etme, itibarını zedeleme tehdidi.
Bu ayrım, ceza miktarını ve suçun değerlendirilme biçimini doğrudan etkiler. Özellikle silahla veya örgütlü biçimde tehdit gibi nitelikli hâller, daha ağır cezalara yol açar.
Tehdidin Ciddiyetinin Değerlendirilmesi
Yargıtay uygulamalarında, tehdit suçunun oluşması için mağdurun gerçekten korkuya kapılması şart değildir; önemli olan tehdidin objektif olarak korkutucu nitelikte olmasıdır. Başka bir ifadeyle, makul bir insanın korkuya kapılacağı bir söz veya davranış mevcutsa tehdit suçunun unsurları oluşur.
Örneğin;
“Seni öldüreceğim” gibi doğrudan ifadeler, mağdur korkmamış olsa bile tehdit suçudur.
“Çocuklarına dikkat et” gibi ima içeren sözler, olayın koşullarına göre suç sayılabilir.
Mizah veya öfke anında söylenmiş tehdit niteliği taşımayan ifadeler ise suç teşkil etmez.
Suçun Unsurları: Tehdit Davasının Dayanak Noktaları
Maddi Unsur
Tehdit suçunun maddi unsuru, failin mağdurun iradesini etkileyecek şekilde ciddi bir zarar tehlikesi oluşturacak söz veya davranışta bulunmasıdır. Sözlü tehdit en yaygın şekildir ancak davranışla da suç işlenebilir. Örneğin bir kişinin silahını göstererek “Seni vururum” demesi, açıkça tehdit suçunu oluşturur.
Manevi Unsur
Tehdit suçu kasten işlenebilen bir suçtur. Fail, mağduru korkutma veya iradesini baskı altına alma bilinciyle hareket etmelidir. Kastın varlığı, kullanılan ifadelerin niteliği, olayın gelişimi ve failin davranışlarıyla anlaşılır. Örneğin öfke anında söylenen “Sana hesap sorarım” gibi sözler her zaman tehdit suçunu oluşturmayabilir.
Hukuka Aykırılık
Failin eyleminin hukuka uygunluk nedeni bulunmamalıdır. Kanuni bir yükümlülük kapsamında yapılan uyarılar veya hukuki sonuç doğuracak bildirimler tehdit sayılmaz. Örneğin icra dairesi aracılığıyla borcun tahsil edileceğinin bildirilmesi tehdit değildir.
Suçun Mağduru ve Faili
Tehdit suçunun mağduru herkes olabilir. Fail de gerçek kişi olmak zorundadır. Tüzel kişiler doğrudan tehdit suçunun faili olamaz ancak tüzel kişi adına hareket eden kişiler cezai sorumluluk taşır. Suçun mağduru tek kişi olabileceği gibi birden fazla kişi de olabilir.
Teşebbüs ve İştirak
Tehdit suçuna teşebbüs mümkündür. Fail, söz veya davranışlarını tamamlamadan engellenirse teşebbüs hükümleri uygulanır. Ayrıca birden fazla kişinin birlikte hareket etmesi hâlinde iştirak hükümleri devreye girer.
Tehdit Davası Açma Süreci
Mağdur, tehdit fiilini öğrendiği tarihten itibaren genellikle 6 ay içinde savcılığa suç duyurusunda bulunmalıdır. Şikâyet sonrasında savcılık delil toplama ve soruşturma sürecini başlatır. Eğer yeterli delil elde edilirse tehdit davası açılır ve süreç asliye ceza mahkemelerinde devam eder.
Bu noktada delillerin zamanında toplanması, tehdit mesajlarının saklanması ve tanık ifadelerinin sağlanması dava sonucunu doğrudan etkileyen unsurlardır.
Uygulamada Karşılaşılan Örnekler
📌 Örnek 1: “Çocuklarını okulda bulamazsın” diyen sanık, mağdurun korkuya kapılması aranmaksızın tehdit suçundan cezalandırılmıştır.
📌 Örnek 2: Borcunu ödemezsen seni rezil ederim diyen fail, malvarlığına yönelik tehdit nedeniyle suç işlemiştir.
📌 Örnek 3: Alkol etkisiyle söylenen, ciddiyeti olmayan ifadeler, tehdit suçunun unsurlarını taşımadığı için cezasız kalmıştır.
Cezai Yaptırımlar: Tehdit Suçunun Ağır Sonuçları
Temel Cezalar (TCK m.106)
Türk Ceza Kanunu’nun 106. maddesi uyarınca tehdit suçunun cezaları, eylemin niteliğine göre farklılık gösterir:
📜 Hayata veya vücut bütünlüğüne yönelik tehdit: 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası.
📜 Malvarlığına yönelik tehdit: 6 aya kadar hapis veya adli para cezası.
📜 Nitelikli tehdit: Silahla, birden fazla kişiyle, örgütlü biçimde veya kamu görevlisine karşı işlenirse ceza 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezasına kadar çıkar.
📜 Silahla veya suç örgütü faaliyeti çerçevesinde tehdit: Cezalar daha da ağırlaşır ve örgütlü suç kapsamında değerlendirilir.
Bu cezaların belirlenmesinde, tehdidin mağdur üzerindeki etkisi, failin kast derecesi, tehdidin gerçekleşme ihtimali ve eylemin tekrar edilip edilmediği önemli rol oynar.
Cezayı Ağırlaştıran veya Hafifleten Nedenler
📈 Silahla tehdit: Cezada ciddi artış sebebidir.
📈 Birden fazla kişiye karşı tehdit: Suçun ağırlığı artar ve ceza üst sınırdan verilebilir.
📉 Haksız tahrik: Mağdurun failin davranışını provoke etmesi hâlinde ceza indirimi uygulanabilir.
📉 Etkin pişmanlık: Fail, tehdit ettiği kişiden özür diler, zarar doğmadan önce eylemini sonlandırırsa cezada indirim yapılabilir.
Dava Süreci: Soruşturma, Kovuşturma ve Delil Yönetimi
Soruşturma Aşaması
Tehdit suçlarında süreç genellikle mağdurun savcılığa suç duyurusunda bulunmasıyla başlar. Soruşturma aşamasında savcılık, failin kimliğini, tehdidin içeriğini ve ciddiyetini belirlemek için delilleri toplar. Bu aşamada aşağıdaki deliller özellikle önemlidir:
📱 Ses kayıtları, mesajlar, e-postalar, sosyal medya yazışmaları
📷 Güvenlik kameraları ve fotoğraflar
👤 Tanık ifadeleri
📁 Kolluk tutanakları ve uzman raporları
Savcılık, yeterli delil elde ederse iddianame düzenleyerek tehdit davası avukatı desteğiyle asliye ceza mahkemesinde kamu davası açar.
Kovuşturma Aşaması: Yargılama Süreci
Mahkeme, tehdidin gerçek olup olmadığını, failin kastını ve mağdur üzerindeki etkisini değerlendirir. Yargılama sürecinde şu konular titizlikle incelenir:
Tehdidin açık veya dolaylı olup olmadığı
Mağdurun tehditten nasıl etkilendiği
Tehdidin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı
Failin eyleminin başka suçları (örneğin hakaret veya şantaj) kapsayıp kapsamadığı
Mahkeme ayrıca failin sabıkası, olayın oluş şekli ve failin yargılama sürecindeki tutumunu da cezanın belirlenmesinde dikkate alır.
Delillerin Önemi ve İspat Yükü
Tehdit suçunun ispatı çoğu zaman sözlü beyanlara dayandığından, delillerin korunması hayati önem taşır. Mağdurun mesajları saklaması, konuşmaları kaydetmesi ve tanıkları bildirmesi davanın sonucunu doğrudan etkiler. Delillerin yetersiz olması hâlinde mahkeme “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca beraat kararı verebilir.
Yargıtay Kararları, Uygulama ve Pratikte Karşılaşılan Durumlar
Yargıtay’ın Tehdit Suçuna Yaklaşımı
Yargıtay içtihatlarında tehdit suçunun oluşması için mağdurun gerçekten korkuya kapılması gerekmediği açıkça vurgulanmaktadır. Yeter ki failin söz veya davranışı, objektif olarak korkutucu nitelikte olsun. Ayrıca tehdit suçunun, failin öfke anında söylediği sözlerden ayırt edilmesi gerektiği de kararlarında yer almaktadır.
Emsal Kararlar
📌 Yargıtay 4. Ceza Dairesi, E.2023/2541, K.2023/7642:
Sanığın “Seni sokakta görürsem öldürürüm” sözleri mağdurun korkuya kapılıp kapılmadığına bakılmaksızın tehdit olarak değerlendirilmiş ve ceza verilmiştir.
📌 Yargıtay 12. Ceza Dairesi, E.2022/6175, K.2022/9421:
Sanığın sosyal medya üzerinden özel hayatı ifşa etmekle tehdit etmesi, mağdurun kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu için nitelikli tehdit olarak kabul edilmiştir.
📌 Yargıtay 8. Ceza Dairesi, E.2021/7432, K.2021/11284:
Sanığın borç nedeniyle “Ödemezsen seni rezil ederim” sözleri, ekonomik baskı içeren tehdit sayılmıştır.
Uygulamada Sık Yapılan Hatalar
Tehdit içermeyen ifadelerin suç olarak değerlendirilmesi.
Delillerin zamanında toplanmaması nedeniyle davanın zayıflaması.
Mağdurun sözlü beyanı dışında hiçbir delil sunulmaması.
Bu hatalar nedeniyle birçok dava beraatle sonuçlanabilmektedir. Bu nedenle hem mağdur hem de sanık açısından profesyonel bir tehdit suçu avukatı ile çalışmak sürecin başarısı için büyük önem taşır.
Pratik Öneriler
Tehdit mesajları, e-postalar ve ses kayıtları mutlaka saklanmalıdır.
Tehdide tanık olan kişiler hızlıca savcılığa bildirilmelidir.
Mağdur, psikolojik etkileri belgeleyerek davayı güçlendirebilir.
Fail açısından da hukuki savunmanın doğru kurgulanması için bir İstanbul tehdit davası avukatı ile sürecin yürütülmesi önemlidir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Tehdit suçu şikâyete tabi midir?
Evet. Tehdit suçu, mağdurun şikâyeti üzerine soruşturulan ve kovuşturulan bir suçtur. Mağdurun, eylemi öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde savcılığa veya kolluk birimlerine başvurması gerekir. Ancak bazı nitelikli hâllerde (örneğin kamu görevlisine karşı işlenmesi) resen soruşturma yapılır.
Tehdit suçu ile hakaret suçu arasındaki fark nedir?
Hakaret suçu, kişinin onur, şeref ve saygınlığına saldırı niteliği taşır; tehdit suçu ise kişiyi korkutmak, iradesini baskı altına almak veya zarar verme kastıyla yapılır. Bir söz hem hakaret hem de tehdit unsuru taşıyabilir; bu durumda sanık iki ayrı suçtan cezalandırılabilir.
Tehdit suçu için mağdurun korkması şart mı?
Hayır. Yargıtay’a göre mağdurun gerçekten korkuya kapılması aranmaz. Önemli olan, tehdit söz veya davranışlarının objektif olarak korkutucu nitelikte olup olmamasıdır. Makul bir kişinin korkuya kapılacağı bir tehdit söz konusuysa suç oluşur.
Sosyal medyada yapılan tehditler de suç sayılır mı?
Evet. Sosyal medya üzerinden doğrudan veya dolaylı şekilde zarar verme tehdidinde bulunmak da tehdit suçunun kapsamına girer. Mesaj, paylaşım, yorum veya görsel yoluyla yapılan tehditler de delil olarak kullanılabilir.
Tehdit suçu işleyen kişi uzlaşmadan yararlanabilir mi?
Evet. Tehdit suçu uzlaşma kapsamındaki suçlar arasındadır. Mağdur ve fail uzlaşırsa dava açılmaz veya açılmış dava düşer. Ancak tehdit nitelikli hâlde işlenmişse (örneğin silahla veya örgütlü olarak) uzlaşma hükümleri uygulanmaz.
Fail tehdit ettiği kişiye zarar vermezse ceza verilir mi?
Evet. Tehdit suçunun tamamlanması için fiilen zarar verilmiş olması gerekmez. Tehdidin mağdurun iradesini baskı altına alacak veya korkuya neden olacak nitelikte olması yeterlidir. Zarar verilmesi hâlinde ayrıca diğer suçlar da gündeme gelebilir.
Birden fazla kişiye tehdit yöneltilirse ceza nasıl belirlenir?
Eğer fail aynı anda birden fazla kişiye tehditte bulunmuşsa her mağdur bakımından ayrı ayrı suç oluşur. Bu durumda ceza her mağdur için ayrı ayrı belirlenir. Ancak tehdit topluluk halinde yapıldıysa zincirleme suç hükümleri devreye girebilir.
Tehdit suçunda zamanaşımı süresi nedir?
Tehdit suçunda dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Bu süre içinde dava açılmamışsa veya kesin hüküm verilmemişse dava düşer. Ancak suç nitelikli hâlde işlenmişse bu süre 15 yıla kadar uzayabilir.
Tehdit suçu nedeniyle alınan ceza ertelenebilir mi?
Şartlar uygun olduğunda evet. Sanığın sabıkasız olması, yargılama sürecindeki tutumu ve suçun ağırlığı dikkate alınarak hapis cezası ertelenebilir veya adli para cezasına çevrilebilir. Ancak nitelikli tehdit hâllerinde ceza ertelenmesi daha zordur.
Mağdur tehdit suçunu ispatlayamazsa ne olur?
Delil yetersizliği hâlinde mahkeme “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi uyarınca beraat kararı verebilir. Bu nedenle mağdurun elindeki delilleri (mesaj, tanık, ses kaydı vb.) eksiksiz sunması önemlidir. Delil yoksa yalnızca sözlü beyanlar çoğu zaman yeterli olmayabilir.
Sonuç
Tehdit suçu, bireylerin özgür iradelerini korumaya, toplumsal barışı sağlamaya ve kişisel güvenliği teminat altına almaya yönelik en önemli ceza hukuku düzenlemelerinden biridir. Gerek doğrudan sözlerle gerek dolaylı davranışlarla gerçekleşen tehdit eylemleri, mağdurun hayatına, beden bütünlüğüne veya malvarlığına yönelik korku yaratma amacı taşıdığı takdirde ağır yaptırımlarla cezalandırılır. Üstelik bu suç, yalnızca kişisel çatışmalarda değil, sosyal medya, iş ilişkileri ve aile içi anlaşmazlıklarda da sıkça karşımıza çıkar.
Yargıtay içtihatları, tehdidin gerçekleşip gerçekleşmediğinden ziyade mağdur üzerinde yaratılan korku ve baskı etkisine odaklanır. Bu nedenle mağdurun fiilen korkuya kapılması aranmaz; makul bir kişinin korkuya kapılabileceği objektif bir tehdit yeterlidir. Ayrıca silahla, örgütlü biçimde veya kamu görevlisine karşı işlenen tehdit eylemleri daha ağır cezalarla karşılık bulur.
Tehdit suçuna ilişkin yargı süreçleri çoğu zaman karmaşık deliller, teknik incelemeler ve hukuki tartışmalar içerir. Bu noktada, alanında deneyimli bir ceza hukuku avukatı ile çalışmak, dava sürecinde hakların etkin şekilde korunması açısından büyük önem taşır. Bahariye Hukuk, tüm ceza hukuku ve ceza davaları kapsamında müvekkillerine profesyonel hukuki temsil sunar. İstanbul’da faaliyet gösteren uzman Kadıköy ceza avukatı ekibimizle, tehdit suçuna ilişkin süreçlerde haklarınızı en etkin biçimde savunuyoruz.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.