Birden çok evlilik suçu ve hileli evlenme, hem Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenmiş hem de aile düzenini doğrudan ilgilendiren suç tipleri arasında yer almaktadır. Toplumun en temel kurumu olan aile, yalnızca bireylerin özel yaşamlarını değil; aynı zamanda sosyal düzeni, toplumsal güveni ve kamu yararını da yakından ilgilendirir. Bu nedenle kanun koyucu, evlilik kurumunun dürüstlük ve tek eşlilik esasına dayanmasını güvence altına almış; evlenme ilişkisinde yanıltıcı davranışları veya birden fazla evlilik girişimlerini cezai yaptırımlara bağlamıştır.
Birden çok evlilik suçu (bigami), mevcut evliliği sona ermeden yeni bir evlilik yapan kişilerin cezalandırılmasını konu alır. Bu düzenleme, hem mevcut eşin hem de yeni evliliğe taraf olan kişinin mağduriyetini engellemeyi amaçlar. Çünkü bu tür eylemler, sadece bireylerin kişisel haklarını değil, aynı zamanda toplumun evlilik kurumuna duyduğu güveni de zedeler.
Diğer taraftan hileli evlenme, evlilik birliğinin dürüstlük temelini sarsan, taraflardan birinin kandırılarak veya yanlış yönlendirilerek evlenmeye razı edilmesi durumunda ortaya çıkar. Bu tür eylemler, evlenmenin irade serbestisine aykırı olduğu için hem aile hukuku hem de ceza hukuku bakımından ciddi sonuçlar doğurur.
Günümüzde bu suçların önemi, yalnızca teorik düzeyde kalmamaktadır. Uygulamada mahkemelere yansıyan pek çok dava, Yargıtay kararlarıyla şekillenen içtihatlar doğrultusunda çözümlenmektedir. Yargıtay, hem “birden çok evlilik” hem de “hileli evlenme” suçlarında failin kastını, mağdurun durumunu ve toplumsal etkileri dikkate alarak karar vermekte; bu da uygulamada yol gösterici olmaktadır.
Bu makalede, birden çok evlilik suçunun ve hileli evlenmenin tanımı, unsurları, cezai yaptırımları ve Yargıtay kararları ışığında güncel uygulamaları detaylı şekilde ele alınacaktır. Ayrıca, bu suçların aile düzeni, toplumsal güven ve ceza hukuku açısından ne tür sonuçlar doğurduğu da kapsamlı biçimde incelenecektir.
-
Birden Çok Evlilik Suçu Nedir?
Birden çok evlilik suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinde düzenlenmiş, evlilik kurumunun güvenilirliğini ve toplumun aile yapısını korumayı hedefleyen bir suç tipidir. Halk arasında “bigami” olarak bilinen bu suç, halen geçerli bir evlilik bağı varken ikinci bir resmi evliliğin yapılması halinde oluşur. Türk Medeni Kanunu, evlilik birliğini tek eşlilik esasına dayandırmıştır. Bu nedenle mevcut evlilik sona ermeden yapılan ikinci evlilik yalnızca özel hukuk açısından değil, ceza hukuku bakımından da ciddi yaptırımlarla karşılaşır.
Birden çok evlilik suçunu doğru anlayabilmek için önce evliliğin hukuki mahiyetini kavramak gerekir. Türk Medeni Kanunu’na göre evlilik, yalnızca resmi nikâh ile kurulur. Dini nikâh veya geleneksel birliktelikler, resmi evlilik hükmünde değildir. Dolayısıyla birden çok evlilik suçunun konusu yalnızca resmi nikâh ile kurulmuş evliliklerdir. Eğer kişinin ilk evliliği yalnızca dini nikâha dayanıyorsa, bu durumda TCK anlamında suç söz konusu olmaz; ancak aile hukuku açısından çeşitli sorunlar gündeme gelebilir.
Bu suçun toplumsal önemi büyüktür. Çünkü ikinci evlilik çoğu zaman hem mevcut eşin mağduriyetine hem de yeni evliliğe katılan kişinin aldatılmasına yol açar. Ayrıca, evlilik kurumuna duyulan güven sarsılır. Bu nedenle kanun koyucu, yalnızca tarafların bireysel menfaatlerini değil, aynı zamanda toplumsal düzeni ve kamu yararını da korumayı amaçlamıştır.
Örneğin, halen evli olan bir kişinin boşanma davası devam ederken yeniden evlenmesi bu suçu oluşturur. Çünkü boşanma davası açılmış olsa da evlilik, mahkeme kararı kesinleşene kadar devam etmektedir. Bu tür durumlarda hem ilk eş hem de ikinci evlilikteki kişi mağdur olur. Uygulamada Yargıtay da bu tür davalarda evliliğin kesinleşmeden sona ermediğini, dolayısıyla ikinci evliliğin suç oluşturduğunu sıkça vurgulamaktadır.
-
Birden Çok Evlilik Suçunun Unsurları
Bir fiilin “birden çok evlilik suçu” sayılabilmesi için bazı maddi ve manevi unsurların bulunması gerekir. Bu unsurların eksikliği halinde suç oluşmaz.
2.1. İlk Evliliğin Geçerli Olması
Öncelikle failin geçerli bir evlilik ilişkisinin olması gerekir. Burada kastedilen evlilik, resmi nikâh ile yapılmış olmalıdır. Eğer ilk evlilik yalnızca dini nikâha dayanıyorsa, bu evlilik ceza hukuku anlamında koruma altında değildir.
Ayrıca evliliğin halen devam ediyor olması gerekir. Eğer ilk evlilik ölüm, boşanma kararı veya evliliğin iptaliyle sona ermişse, yeni bir evlilik yapılması suç oluşturmaz. Örneğin, boşanma davası açılmış ancak karar kesinleşmemişse, evlilik hukuken devam ediyor sayılır. Bu nedenle boşanma davası sürecinde yeni bir evlilik yapılması suçun oluşmasına neden olur.
2.2. İkinci Bir Resmi Evlilik Yapılması
Failin, mevcut evliliğini sona erdirmeden yeniden resmi evlilik yapması gerekir. Burada önemli olan nokta, ikinci evliliğin de resmi makamlar önünde yapılmasıdır. Yalnızca dini nikâh kıyılması veya birlikte yaşama hali suçun oluşması için yeterli değildir.
Örneğin, bir kişinin resmi nikâhı devam ederken başka biriyle imam nikâhı yapması yalnızca Türk Medeni Kanunu bakımından sorun oluşturur; fakat TCK’daki “birden çok evlilik” suçunu doğrudan oluşturmaz.
2.3. Kast Unsuru
Bu suç, yalnızca kasten işlenebilir. Fail, evli olduğunu bilerek ve mevcut evliliği sona ermeden ikinci bir evlilik yaparsa kast unsuru gerçekleşir. Eğer fail, ilk evliliğinin sona erdiğini zannediyorsa (örneğin boşanma kararının kesinleştiğini sanıyorsa), bu durumda kast unsuru tartışmalı hale gelir.
Yargıtay kararlarında da kast unsuru üzerinde durulmuş, kişinin evli olduğunu bilerek hareket edip etmediği, evliliğin sona erdiğini sanmasının makul olup olmadığı titizlikle incelenmiştir.
2.4. Mağduriyet Unsuru
Bu suçun mağduru yalnızca ilk eş değildir. İkinci evlilikte kandırılan taraf da mağdurdur. Ayrıca toplumun genel olarak evlilik kurumuna duyduğu güvenin zedelenmesi de suçun oluşumunda önemli bir unsurdur. Dolayısıyla birden çok evlilik suçu, yalnızca bireyler arası bir mesele değil, kamu düzenini ilgilendiren bir suç olarak görülmektedir.
-
Birden Çok Evlilik Suçunun Cezai Yaptırımları
Türk Ceza Kanunu, birden çok evlilik suçunu ciddi şekilde cezalandırmaktadır. Bu suçun yaptırımları hem bireysel mağduriyetlerin giderilmesini hem de evlilik kurumunun güvenilirliğinin korunmasını amaçlar.
3.1. Hapis Cezası
TCK m. 230/2’ye göre birden çok evlilik yapan kişi altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu cezanın alt sınırının dahi hapis cezası olması, suçun ne kadar ciddiye alındığını gösterir. Çünkü burada yalnızca eşin aldatılması değil, evlilik kurumunun toplum nezdindeki güvenilirliğinin de zedelendiği kabul edilmektedir.
3.2. Kamu Davası Niteliği
Birden çok evlilik suçu şikâyete bağlı bir suç değildir. Yani mağdur şikâyetçi olmasa bile savcılık tarafından re’sen soruşturulur. Bu durum, suçun kamu düzenini ilgilendirdiğini gösterir. Örneğin, ikinci eş kandırılmış olsa ve şikâyetçi olmak istemese bile savcılık suçu araştırmak ve kamu davası açmak zorundadır.
3.3. Evliliğin Geçersizliği ve Hukuki Sonuçlar
İkinci evlilik, hukuken geçersizdir. Yani ikinci eşin resmi evlilikten doğan miras, nafaka veya diğer hakları yoktur. Ancak mağduriyetin giderilmesi için medeni hukuk yollarına başvurulabilir. Örneğin, hile ile evliliğe razı edilen ikinci eş tazminat davası açabilir.
3.4. Etkin Pişmanlık ve Ceza İndirimi
Bazı durumlarda failin cezasında indirim yapılabilir. Örneğin, ikinci evliliği iptal ettirmesi veya mağdura zararını telafi etmesi ceza miktarında indirime yol açabilir. Ancak bu durum cezanın tamamen ortadan kalkmasına neden olmaz.
3.5. Yargıtay Uygulamaları
Yargıtay, verdiği kararlarla birden çok evlilik suçunun sınırlarını netleştirmiştir. Örneğin, boşanma kararının kesinleşmediği bir durumda yeniden evlenen kişinin suç işlediğine hükmedilmiştir. Ayrıca, kişinin evli olduğunu bilmeden evlilik yaptığı durumlarda kastın bulunmadığına, dolayısıyla suçun oluşmadığına karar verilmiştir.
-
Hileli Evlenme Suçu Nedir?
Hileli evlenme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Kanun koyucu, evlenmenin yalnızca iki bireyin özel hayatıyla ilgili olmadığını; toplum düzeni, aile yapısı ve kamu yararı açısından da önemli sonuçlar doğurduğunu kabul ederek bu fiili suç olarak tanımlamıştır.
Hileli evlenme, en basit ifadeyle, evlenme iradesinin dürüstlükten uzak şekilde yönlendirilmesi ya da taraflardan birinin evlilikle ilgili esaslı noktalarda aldatılarak evlenmeye razı edilmesi durumudur. Burada korunan hukuki değer, yalnızca evlilik kurumunun güvenilirliği değil, aynı zamanda bireyin özgür iradesiyle karar verme hakkıdır.
Örneğin, kişinin evli olduğu halde bekar olduğunu söyleyerek evlilik yapması, ağır bir hastalığını gizlemesi, kimliğini farklı tanıtması veya evlenme ehliyetine sahip olmadığı halde kendini evlenmeye ehilmiş gibi göstermesi, hileli evlenme suçuna örnek gösterilebilir.
Hileli evlenme suçunun önemi, yalnızca taraflar arasındaki ilişkiyle sınırlı değildir. Çünkü evlilik birliği toplumun temelidir ve aldatma yoluyla kurulan evlilikler, hem bireylerin psikolojik ve ekonomik zarar görmesine hem de aile kurumuna olan güvenin sarsılmasına neden olur. Bu nedenle kanun koyucu, bu tür fiilleri yalnızca medeni hukukta iptal sebebi olarak değil, aynı zamanda ceza hukuku kapsamında suç olarak ele almıştır.
-
Hileli Evlenme Suçunun Unsurları
Bir fiilin hileli evlenme suçu oluşturabilmesi için bazı şartların gerçekleşmiş olması gerekir. Bu şartlar, doktrin ve Yargıtay kararları ışığında şu şekilde sıralanabilir:
5.1. Evlenme İradesinin Hileyle Ortaya Çıkması
Hileli evlenme suçunda en temel unsur, taraflardan birinin evlilik kararını yanıltıcı bilgiler veya aldatıcı davranışlar nedeniyle vermesidir. Bu hile, evlenmenin esasına ilişkin olmalıdır. Örneğin kişinin medeni durumu, kimliği, ciddi bir sağlık problemi veya evlilik ehliyeti gibi konularda yanıltıcı bilgi vermesi suçun oluşmasına yol açar.
5.2. Failin Kasten Hile Yapması
Hileli evlenme suçu ancak kastla işlenebilir. Fail, karşı tarafı bilerek ve isteyerek aldatmalı; evliliğe ikna etmelidir. Örneğin evli olduğunu bilerek gizlemek, kişinin suç kastını ortaya koyar.
5.3. Hilenin Karşı Tarafı Etkilemesi
Yapılan hile, karşı tarafın evlilik kararını doğrudan etkilemiş olmalıdır. Eğer aldatıcı davranış, evlenme iradesinde belirleyici rol oynamadıysa suç oluşmaz. Yargıtay, bu konuda sıkı bir ölçüt uygulamakta; “hile”nin evliliğin kurulmasına neden olup olmadığını titizlikle incelemektedir.
5.4. Mağduriyet Unsuru
Hileli evlenme suçunda mağdur, aldatılan ve evliliğe razı edilen kişidir. Ancak aynı zamanda toplum da mağdur sayılır. Çünkü evlilik kurumunun dürüstlük ilkesiyle bağdaşmayan bu tür davranışlar, kamu düzenini zedeler.
-
Hileli Evlenme Suçunun Cezai Yaptırımları
Türk Ceza Kanunu, hileli evlenmeyi ciddi şekilde cezalandırarak hem bireyleri hem de aile kurumunu korumayı hedefler.
6.1. Hapis Cezası
TCK m. 230/3’e göre, hileli evlenme fiilini işleyen kişiler altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu ceza miktarı, suçun hem bireysel hem de toplumsal zararlarını dikkate alarak belirlenmiştir.
6.2. Kamu Davası Niteliği
Hileli evlenme suçu da tıpkı birden çok evlilik suçu gibi şikâyete bağlı değildir. Yani mağdurun şikâyeti olmasa bile savcılık, suçu öğrendiğinde soruşturma açar. Bu, devletin evlilik kurumunu kamu düzeni bakımından koruduğunu gösterir.
6.3. Medeni Hukuk Sonuçları
Ceza yaptırımlarının yanı sıra hileli evlenmenin medeni hukukta da sonuçları vardır. Hileyle kurulan evlilik, iptal davası ile ortadan kaldırılabilir. Böylece mağdur taraf, evlilik ilişkisinden doğan mağduriyetlerini en aza indirebilir.
6.4. Yargıtay Kararları
Yargıtay uygulamalarında, hileli evlenme suçunun kapsamı sıkı şekilde belirlenmiştir. Örneğin, kişinin evli olduğu halde bekâr olduğunu söyleyerek evlenmesi hem birden çok evlilik suçunu hem de hileli evlenme suçunu gündeme getirebilir. Ayrıca, evlenme ehliyeti olmayan bir kişinin kendisini ehliyetli gibi göstererek evlenmesi de hileli evlenme sayılmaktadır.
-
Yargıtay Kararları Işığında Birden Çok Evlilik Suçu
Yargıtay, hem birden çok evlilik suçu hem de hileli evlenme suçu bakımından sınırları netleştiren pek çok karar vermiştir. Bu kararlar, uygulamanın nasıl şekillendiğini görmek açısından önemlidir.
7.1. Boşanma Davası Kesinleşmeden Yapılan Evlilikler
Yargıtay, boşanma kararı verilmiş olsa bile kesinleşmeden yapılan evliliklerin birden çok evlilik suçunu oluşturduğunu defalarca vurgulamıştır. Çünkü evlilik, ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle sona erer. Bu yaklaşım, “hukuki güvenlik” ilkesinin bir gereğidir.
7.2. Kast Unsurunun İncelenmesi
Yargıtay, failin kastını titizlikle incelemektedir. Fail, ilk evliliğinin sona erdiğini sanıyorsa, örneğin boşanma kararının kesinleştiğini bilmiyorsa, bu durumda kastın varlığı tartışmalı hale gelir. Yargıtay bu tür durumlarda failin bilgi düzeyini, davranışlarını ve iradesini dikkate alarak karar vermektedir.
7.3. İkinci Eşin Korunması
Birden çok evlilik suçunda mağdur yalnızca ilk eş değildir. İkinci evlilikte taraf olan kişi de mağdur konumundadır. Yargıtay kararlarında, ikinci eşin aldatıldığı durumlarda onun korunması gerektiği, ceza yanında medeni hukuk yollarına da başvurabileceği belirtilmiştir.
-
Yargıtay Kararları Işığında Hileli Evlenme Suçu
Hileli evlenme suçu bakımından Yargıtay, fiilin kapsamını daraltıcı yorumlarla belirlemiştir. Her yanıltıcı davranış hileli evlenme sayılmaz; hile, evlenme kararının esasına yönelik olmalıdır.
8.1. Esasa İlişkin Hileler
Yargıtay, kişinin medeni halini gizlemesi, evli olduğu halde bekar olduğunu söylemesi, ciddi bir hastalığını saklaması veya evlenme ehliyetine sahip olmadığı halde kendisini ehliyetli gibi göstermesi hallerini hileli evlenme suçu kapsamında değerlendirmektedir.
8.2. Önemsiz Yanıltmalar
Öte yandan, evliliğin esasına doğrudan etkisi olmayan, örneğin kişinin gelir durumu, eğitim seviyesi veya aile yapısıyla ilgili küçük yanıltmalar her zaman hileli evlenme suçunu oluşturmaz. Yargıtay, bu gibi durumlarda evlenme iradesini esaslı şekilde etkilemediği gerekçesiyle suçun unsurlarının oluşmadığını kabul etmektedir.
8.3. Ceza ve Medeni Hukuk İlişkisi
Yargıtay kararlarında sıkça vurgulanan bir diğer husus da hileli evlenmenin yalnızca ceza hukuku açısından değil, aynı zamanda medeni hukuk açısından da sonuç doğurduğudur. Hileli evlilik, iptal davasına konu olabilir ve mağdur eş, tazminat gibi haklar talep edebilir.
-
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
9.1. Birden çok evlilik suçu hangi mahkemede görülür?
Birden çok evlilik suçu, asliye ceza mahkemelerinde görülür. Çünkü TCK’da düzenlenen ve alt sınırı iki yıldan az olan hapis cezalarını gerektiren suçlar bu mahkemelerin görev alanına girer. Suçun işlendiği yer mahkemesi yetkilidir; yani fail ikinci evliliği nerede yapmışsa, dava oradaki asliye ceza mahkemesinde açılır.
9.2. Hileli evlenme suçu şikâyete bağlı mıdır?
Hayır. Hileli evlenme suçu re’sen soruşturulur. Yani mağdur şikâyetçi olmasa dahi savcılık, suçun işlendiğini öğrendiğinde kamu davası açmak zorundadır. Bu durum, evlilik kurumunun korunmasını kamu yararı açısından önemli gören ceza politikasıyla ilgilidir. Ancak mağdurun sürece katılımı ve beyanları, hem ceza davasında hem de medeni hukuk boyutunda (örneğin evliliğin iptali davasında) önemlidir.
9.3. Dini nikâh varken resmi nikâh yapılırsa suç oluşur mu?
Tek başına dini nikâh, TCK anlamında evlilik kabul edilmediği için birden çok evlilik suçu oluşmaz. Ancak bu durum Türk Medeni Kanunu açısından sorun yaratır; çünkü resmi nikâh olmadan dini nikâh kıyılması da ayrı bir suçtur (TCK m. 230/5). Yani bir kişi dini nikâhı varken resmi nikâh yaparsa ceza hukuku bakımından bigami söz konusu olmaz, fakat dini nikâhı kıyan kişi açısından sorumluluk doğabilir.
9.4. Boşanma davası açmak evliliği sona erdirir mi?
Hayır. Boşanma davası açılmış olması evliliği sona erdirmez. Evlilik, ancak mahkeme kararının kesinleşmesiyle sona erer. Dolayısıyla boşanma davası sürerken yeni bir evlilik yapılması durumunda birden çok evlilik suçu oluşur. Bu husus Yargıtay kararlarında da sıkça vurgulanmıştır.
9.5. Hileli evlenmede mağdur ne yapabilir?
Mağdur tarafın iki farklı hakkı vardır:
Ceza hukuku bakımından: Cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunarak failin cezalandırılmasını sağlayabilir.
Medeni hukuk bakımından: Hileyle yapılmış evlilik iptal davası ile ortadan kaldırılabilir. Ayrıca mağdur, uğradığı zararlara karşılık maddi ve manevi tazminat davası da açabilir.
9.6. İkinci eş haklarını kaybeder mi?
Evet. İkinci evlilik hukuken geçersiz sayılır. Bu nedenle ikinci eşin miras, nafaka veya evlilikten doğan diğer resmi hakları yoktur. Ancak kandırıldığı veya aldatıldığı için tazminat talep etme hakkı vardır. Medeni Kanun kapsamında açacağı davalarla mağduriyetini azaltabilir.
9.7. Hileli evlenmede örnek bir durum nedir?
Kişinin evli olduğu halde bekar olduğunu söyleyerek yeniden evlenmesi, hileli evlenmeye örnektir. Yine kişinin ciddi bir sağlık sorununu, evlenme ehliyetinin olmadığını veya medeni durumunu gizleyerek evlenmeye ikna etmesi de suç kapsamına girer. Bu tür durumlarda mağdurun evlenme iradesi esaslı biçimde sakatlanmıştır.
9.8. Birden çok evlilik suçu için ceza ne kadardır?
Türk Ceza Kanunu’na göre bu suçun cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapistir. Mahkeme, failin kastını, mağduriyetin boyutunu ve suçun işleniş şekline göre ceza miktarını belirler. Suçun kamu düzenine zarar verici niteliği nedeniyle çoğu zaman erteleme veya para cezasına çevrilmesi tartışmalı olabilir.
9.9. Hileli evlenme suçu için ceza ne kadardır?
Hileli evlenme suçu da 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fail, evlenme iradesini etkileyecek ölçüde aldatıcı davranışlarla evliliğe yol açtığı için cezalandırılır. Bu suç da kamu davası niteliğinde olduğundan, savcılık mağdur şikâyetçi olmasa bile soruşturmayı yürütür.
9.10. Yargıtay bu suçlarla ilgili nasıl bir yaklaşım benimsemektedir?
Yargıtay, özellikle “hile”nin sınırlarını belirlemede titiz davranmaktadır. Evlenme kararının esasını etkilemeyen küçük yanıltmalar (örneğin gelir durumunun farklı gösterilmesi) suç olarak kabul edilmez. Ancak medeni halin gizlenmesi, evliliğin devam etmesi ya da evlenme ehliyetinin bulunmamasına rağmen evlilik yapılması suç sayılır. Birden çok evlilik suçunda ise Yargıtay, boşanma davası sonuçlanmadan yapılan evlilikleri istisnasız şekilde suç kapsamında değerlendirmektedir.
Sonuç
Birden çok evlilik suçu ve hileli evlenme, yalnızca bireylerin özel hayatını değil, aynı zamanda toplumun temel kurumlarından biri olan aile yapısını doğrudan ilgilendiren ceza hukuku konularıdır. Bu suçlar, Türk Ceza Kanunu’nda açık şekilde düzenlenmiş olup, hem evlilik birliğini hem de tarafların güvenini koruma amacını taşır. Yargıtay kararları da göstermektedir ki, evlilik kurumunun istismarı, yalnızca taraflara zarar vermekle kalmaz; aynı zamanda toplumda hukuka olan güveni de sarsar.
Hileli evlenme suçunda, kişinin evlenme iradesinin aldatıcı davranışlarla sakatlanması, mağdur için ağır sonuçlar doğurur. Birden çok evlilik suçunda ise ilk eşin yanı sıra ikinci eşin de mağdur olması, toplumsal düzenin nasıl geniş çapta etkilendiğini ortaya koyar. Dolayısıyla bu suçlar, yalnızca bireyler arası bir mesele olarak değil, ceza hukuku ve ceza davaları kapsamında kamu düzenini ilgilendiren meseleler olarak değerlendirilmelidir.
Hukuki süreçlerin doğru yönetilmesi için profesyonel destek alınması kritik önem taşır. Özellikle ceza hukuku avukatı desteği, gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında hak kayıplarının önlenmesi açısından belirleyicidir. Aynı şekilde, bu tür davalar çoğu zaman boşanma süreçleriyle de iç içe geçtiği için, hem boşanma davaları hem de ceza davalarının eş zamanlı yürütülmesi söz konusu olabilir. Bu noktada boşanma avukatı desteği almak da mağdurun haklarının korunması için elzemdir.
Bahariye Hukuk olarak, İstanbul Kadıköy’de bulunan ofisimizde, hem ceza hukuku hem de aile hukuku alanlarında deneyimli kadromuzla müvekkillerimize kapsamlı bir hukuki danışmanlık sunuyoruz. Özellikle Kadıköy ceza avukatı ve Kadıköy boşanma avukatı arayışında olan kişiler için, sürecin en başından itibaren stratejik bir yol haritası oluşturuyor, hak kayıplarını önleyici çözümler geliştiriyoruz.
Eğer siz de birden çok evlilik suçu veya hileli evlenme sebebiyle hukuki bir sorun yaşıyorsanız, hem ceza hukuku avukatı desteğiyle ceza davası sürecini hem de boşanma avukatı desteğiyle aile hukuku boyutunu aynı çatı altında yürütebilirsiniz. Bahariye Hukuk, uzman yaklaşımı ve tecrübesiyle her iki alanda da yanınızdadır.
📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.
📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.