Gürültüye neden olma suçu, şehir hayatında en sık karşılaşılan sorunlardan biri olan gürültünün bireylerin huzur ve sükûnunu bozacak boyuta ulaşması halinde gündeme gelir. Trafikte çalınan kornalar, eğlence mekânlarından yükselen müzik sesleri, inşaat faaliyetleri ya da apartman dairelerinden gelen yüksek sesli tartışmalar… Bunlar günlük yaşamın sıradan parçaları gibi görünse de, belirli bir noktadan sonra yalnızca rahatsızlık değil, aynı zamanda hukuki sorumluluk doğurur. Türk Ceza Kanunu, kişilerin huzur içinde yaşama hakkını güvence altına almak amacıyla bu düzenlemeyi yapmıştır.

Toplum hayatında gürültü yalnızca fiziksel bir rahatsızlık değil; ruhsal sağlık, sosyal ilişkiler ve toplumsal barış üzerinde de olumsuz etkiler yaratır. Özellikle büyük şehirlerde artan nüfus yoğunluğu, bireylerin maruz kaldığı gürültüyü daha da artırmış, bu da hukuki düzenlemelerin önemini artırmıştır. Kanun koyucu, sıradan bir nezaket ihlali gibi görünen davranışların cezai yaptırımla desteklenmesini sağlayarak caydırıcı bir mekanizma oluşturmuştur.

Bu yazıda, gürültüye neden olma suçunun tanımı, unsurları, cezaları, Yargıtay uygulamaları ve sıkça sorulan sorular ayrıntılı biçimde ele alınacak; ayrıca suçun komşuluk ilişkilerinden toplumsal huzura kadar uzanan etkilerine değinilecektir.

  1. İçindekiler

    Gürültüye Neden Olma Suçunun Tanımı

Gürültüye neden olma suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesinde düzenlenmiştir. Kanuna göre “başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” Bu düzenleme, bireylerin temel yaşam hakkı olan huzur içinde yaşama hakkını korumayı amaçlar.

Gürültü, yalnızca işitme organına ulaşan rahatsız edici sesler değil; aynı zamanda kişinin sosyal, psikolojik ve fiziksel sağlığını olumsuz etkileyen bir çevresel kirlilik türüdür. Dolayısıyla bu suç, hem bireysel hakları hem de toplumsal düzeni ilgilendirir.

Burada dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri, kanunun yalnızca yüksek ses çıkarılmasını değil, “başkalarının huzur ve sükûnunu bozacak” nitelikte olan gürültüyü suç saymasıdır. Yani kişinin kendi evinde müzik dinlemesi doğrudan suç teşkil etmez; ancak bu müzik başkalarının huzurunu bozacak yoğunluğa ulaştığında, cezai sorumluluk gündeme gelir.

Örnek vermek gerekirse:

Apartman dairesinde gece yarısı yüksek sesle müzik açmak,

İnşaat faaliyetlerinde yasak saatlerde ağır makine çalıştırmak,

Eğlence mekânlarında çevreye rahatsızlık verecek seviyede ses sistemi kullanmak,

Araçla gereksiz yere korna çalmak,

Evde yapılan kavganın apartman sakinlerinin huzurunu bozacak seviyeye ulaşması,

hepsi gürültüye neden olma suçu kapsamında değerlendirilebilir.

Bu suç, yalnızca bireylerin birbirine karşı nezaket kurallarıyla sınırlı kalmaz; kamu düzeninin korunmasını da amaçlar. Çünkü toplumda birlikte yaşamanın gereği olarak herkesin diğer bireylerin huzuruna saygı göstermesi gerekir.

  1. Gürültüye Neden Olma Suçunun Unsurları

Bir fiilin gürültüye neden olma suçu sayılabilmesi için belli unsurların gerçekleşmesi gerekir. Bu unsurların birinin eksikliği halinde suç oluşmaz.

2.1. Fail ve Mağdur

Fail: Bu suçun faili herkes olabilir. Yani belirli bir statü veya görev koşulu aranmaz. Komşu, işveren, işyeri sahibi, araç sürücüsü veya herhangi bir vatandaş bu suçu işleyebilir.

Mağdur: Mağdur, gürültüden olumsuz etkilenen, huzuru bozulan kişidir. Burada tek bir kişi mağdur olabileceği gibi, apartman sakinleri veya bir mahalle halkı gibi topluluk da mağdur konumunda olabilir.

2.2. Fiil

Fiil, huzur bozacak şekilde gürültü yapmaktır. Burada gürültünün niteliği değil, etkisi önemlidir. Yani 30 desibellik bir ses bazı durumlarda huzuru bozmazken, aynı ses gece yarısı apartmanda ciddi rahatsızlık doğurabilir.

2.3. Netice

Bu suçun oluşabilmesi için mağdurun gerçekten huzurunun bozulmuş olması gerekir. Ancak zararın büyüklüğü önemli değildir. Bir kişinin bile huzuru bozulmuşsa suç tamamlanmış sayılır.

2.4. Hukuka Aykırılık

Fiil hukuka aykırı olmalıdır. Örneğin resmi kutlamalarda yapılan havai fişek gösterileri veya izinli konser etkinlikleri, hukuka aykırı olmadığı için suç oluşturmaz.

2.5. Manevi Unsur

Bu suç, kastla işlenebilir. Failin, yaptığı gürültünün başkalarını rahatsız edeceğini bilerek hareket etmesi yeterlidir. Taksirle (örneğin yanlışlıkla çalan alarmın unutulması) bu suç oluşmaz.

  1. Gürültüye Neden Olma Suçunun Cezaları

Kanun koyucu, bu suç için hapis cezası ve adli para cezası öngörmüştür.

3.1. Temel Ceza

TCK 183’e göre fail, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.

Hâkim, somut olayın özelliklerine göre hapis cezası yerine para cezasına hükmedebilir.

3.2. Nitelikli Haller

Gürültünün daha geniş kitleleri etkilemesi veya kamu düzenini ciddi şekilde bozması halinde ceza artırılabilir. Örneğin eğlence mekânının sürekli olarak mahalle sakinlerini rahatsız etmesi, fiilin sistematik olarak işlenmesi veya failin uyarılara rağmen eylemi sürdürmesi cezanın ağırlaşmasına neden olabilir.

3.3. İdari Yaptırımlar

Cezai yaptırımların yanı sıra, gürültü kirliliği Çevre Kanunu kapsamında da değerlendirilebilir. Bu durumda idari para cezaları ve işyerlerinin kapatılması gibi ek yaptırımlar da gündeme gelebilir.

3.4. Yargılama Süreci

Bu suç şikâyete tabi değildir. Yani mağdur şikâyetçi olmasa bile savcılık re’sen harekete geçebilir. Ancak uygulamada genellikle mağdurların şikâyeti üzerine süreç başlar.

  1. Yargıtay Kararlarında Gürültüye Neden Olma Suçu

Uygulamada gürültüye neden olma suçunun sınırlarını en iyi ortaya koyan kaynaklardan biri Yargıtay içtihatlarıdır. Çünkü her olay farklıdır ve kanundaki genel çerçevenin somut olaylara nasıl uygulanacağını yüksek yargı kararları belirler.

Yargıtay kararlarında öne çıkan bazı hususlar:

Tek bir kişinin huzurunun bozulması yeterlidir. Gürültüden sadece bir kişi şikâyetçi olsa dahi suç oluşabilir. Yargıtay, huzurun bozulması için tüm apartmanın şikâyetçi olmasını şart koşmamaktadır.

Zaman faktörü önemlidir. Gece yarısı yapılan gürültü ile gündüz saatlerinde yapılan aynı gürültü farklı değerlendirilir. Yargıtay, özellikle gece 23.00 ile sabah 07.00 arasındaki saatlerde yapılan gürültüyü daha ağır bir ihlal olarak kabul etmektedir.

Eylemin sürekli olup olmadığı dikkate alınır. Tek seferlik bir ihlal ile sistematik şekilde devam eden ihlaller aynı kefeye konulmaz. Tekrar eden davranışlarda hâkim cezayı artırabilmektedir.

Mağdurun subjektif rahatsızlığı değil, objektif rahatsızlık kriteri esas alınır. Yargıtay’a göre mağdurun kişisel hassasiyeti değil, makul bir insanın aynı durumda rahatsız olup olmayacağı değerlendirilir.

Örneğin, bir apartmanda sürekli olarak yüksek sesle müzik açan kiracı hakkında verilen mahkûmiyet kararını Yargıtay onamıştır. Aynı şekilde, inşaat faaliyetinin izin verilen saatler dışında yapılması da gürültüye neden olma suçu kapsamında değerlendirilmiştir.

  1. Gürültüye Neden Olma Suçunun Özel Durumları

Her gürültü olayı aynı koşullar altında değerlendirilmez. Kanun, bazı özel durumlarda farklı sonuçlara yol açabilmektedir.

5.1. Komşuluk İlişkileri

Apartman hayatında komşular arasında çıkan anlaşmazlıkların önemli bir kısmı gürültüden kaynaklanır. Gürültüye neden olma suçu burada devreye girdiğinde, yalnızca adli değil, aynı zamanda medeni hukuk sonuçları da doğurabilir. Örneğin apartman yönetimi rahatsızlık veren kiracıya ihtar çekebilir veya tahliye davası açılabilir.

5.2. Eğlence Mekânları

Bar, kafe, düğün salonu gibi yerlerde yüksek sesli müzik, sıkça bu suçun konusu olur. İşletmelerin ruhsat alırken çevreye zarar vermemek için uymaları gereken sınırlar vardır. Bu sınırların aşılması durumunda yalnızca TCK değil, belediye ve çevre mevzuatı da devreye girer.

5.3. Trafik Gürültüsü

Araç sürücülerinin özellikle gereksiz korna çalması, modifiyeli egzoz kullanması veya yüksek sesli müzikle dolaşması gürültüye neden olma suçu kapsamında değerlendirilebilir. Uygulamada polis, bu tür eylemlerle ilgili tutanak tutarak cezai süreci başlatmaktadır.

5.4. Kamu Yararına Faaliyetler

Bazen gürültü kamu yararına bir faaliyetten kaynaklanabilir. Örneğin bayram kutlamaları, resmi törenler veya belediye tarafından yapılan anonslar. Bu tür durumlar hukuka uygun kabul edilir ve suç teşkil etmez.

  1. Uygulamadaki Tartışmalar ve Güncel Yaklaşımlar

Gürültüye neden olma suçu, yalnızca ceza hukuku açısından değil, sosyal yaşam ve çevre hukuku açısından da tartışmalı bir konudur.

İfade özgürlüğü ile çatışma: Özellikle toplumsal gösterilerde megafon veya hoparlör kullanılması gürültü olarak değerlendirilebilir. Ancak bu durumda ifade özgürlüğü ile huzur hakkı arasında bir denge kurulması gerekir.

Çevre kirliliği boyutu: Gürültü yalnızca bireyleri rahatsız etmez; uzun vadede sağlık sorunlarına da yol açar. Dünya Sağlık Örgütü, aşırı gürültüyü kalp-damar hastalıklarından uyku bozukluklarına kadar birçok rahatsızlığın tetikleyicisi olarak kabul etmektedir. Bu nedenle, gürültüye neden olma suçunun çevre sağlığı ile bağlantısı giderek daha fazla gündeme gelmektedir.

Teknolojinin rolü: Akıllı telefon uygulamaları ve desibel ölçer cihazlarla gürültünün kaydedilmesi kolaylaşmıştır. Bu da mağdurların şikâyetlerini somutlaştırmasına yardımcı olurken, mahkemelerin de objektif ölçüm yapabilmesine imkân tanımaktadır.

Yaptırımların yeterliliği: Bazı hukukçular, mevcut cezaların caydırıcı olmadığını savunmakta; özellikle büyük şehirlerde gürültü kirliliğinin artması karşısında daha ağır yaptırımların gündeme gelmesi gerektiğini ileri sürmektedir.

Bu tartışmalar, önümüzdeki yıllarda kanunda değişiklik yapılabileceğini düşündürmektedir.

  1. Gürültüye Neden Olma Suçunun Toplumsal Etkileri

Gürültü, bireyler arasındaki ilişkilerden toplumsal barışa kadar geniş bir yelpazede etkiler doğurur. Bu nedenle “gürültüye neden olma suçu” yalnızca ceza hukuku kapsamında değil, sosyolojik açıdan da ele alınması gereken bir meseledir.

7.1. Komşuluk İlişkilerindeki Etkileri

Apartman yaşamında gürültü, en sık şikâyet edilen konuların başında gelir. Özellikle büyük şehirlerde yoğun nüfus ve kalabalık apartmanlar, gürültü kaynaklı sorunları artırmaktadır. Gürültü, komşuluk ilişkilerini zedeleyerek uzun vadede huzursuzluğa, husumetlere ve dava süreçlerine yol açabilir. Bu nedenle TCK 183 yalnızca bireyleri değil, komşuluk düzenini de korumaktadır.

7.2. Çalışma Hayatına Etkileri

İşyeri ortamında sürekli gürültü, çalışanların verimliliğini ve motivasyonunu düşürür. Özellikle fabrikalarda veya açık ofislerde yüksek ses, hem iş güvenliği hem de işçi sağlığı açısından tehlike doğurabilir. Bu nedenle iş hukukuyla da kesişen bir boyut ortaya çıkar.

7.3. Ruhsal ve Fiziksel Sağlığa Etkileri

Gürültü yalnızca rahatsızlık vermez; insan sağlığı üzerinde doğrudan etkilere sahiptir. Sürekli gürültüye maruz kalan bireylerde:

Uyku bozuklukları,

Konsantrasyon kaybı,

Stres ve sinirlilik hali,

Uzun vadede işitme kaybı,

Kalp-damar hastalıkları riskinde artış

gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Dolayısıyla gürültüye neden olma suçunun önlenmesi, aynı zamanda halk sağlığının korunması anlamına gelir.

  1. Güncel Uygulamalar ve Denetim Mekanizmaları

Türkiye’de gürültüyle mücadelede yalnızca ceza hukuku değil, aynı zamanda çevre hukuku ve idari düzenlemeler de devreye girmektedir.

8.1. Belediyelerin Rolü

Belediyeler, yerel yönetim olarak gürültünün önlenmesinde önemli bir role sahiptir. Ruhsat verirken işletmelere ses yalıtımı şartı getirebilir, gece çalışmaları için özel izin mekanizması oluşturabilir. Gürültü şikâyetleri üzerine zabıta ekipleri tutanak tutarak süreci başlatabilir.

8.2. Çevre Kanunu ve İdari Cezalar

2872 sayılı Çevre Kanunu, gürültü kirliliğini çevresel bir sorun olarak ele alır. Bu kapsamda, işletmelere ve bireylere idari para cezaları uygulanabilir. Özellikle inşaat, eğlence mekânları ve sanayi tesisleri bu denetimlerin en sık uygulandığı alanlardır.

8.3. Emniyetin Müdahalesi

Polis ve jandarma da gürültü ihlallerinde görev yapar. Özellikle trafik kaynaklı gürültüler (gereksiz korna, modifiye egzoz gibi) doğrudan trafik ekipleri tarafından cezalandırılır.

8.4. Yargının Güncel Yaklaşımları

Mahkemeler, son yıllarda gürültüye neden olma suçunu yalnızca rahatsızlık boyutunda değil, aynı zamanda yaşam kalitesini etkileyen bir unsur olarak değerlendirmektedir. Bu da cezaların daha caydırıcı şekilde uygulanmasına yol açmaktadır.

  1. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

9.1. Gürültüye neden olma suçu şikâyete tabi midir?

Hayır. Savcılık, olaydan haberdar olduğunda re’sen soruşturma başlatabilir.

9.2. Gürültüye neden olma suçunun cezası nedir?

İki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıdır.

9.3. Gürültünün belirli bir desibel sınırı var mıdır?

Çevre Kanunu ve ilgili yönetmeliklerde desibel sınırları düzenlenmiştir. Bu sınırların aşılması halinde hem idari hem de cezai yaptırım uygulanabilir.

9.4. Gece ve gündüz gürültü farklı mı değerlendirilir?

Evet. Gece saatlerinde yapılan gürültü daha ağır değerlendirilir ve cezai yaptırım ihtimali artar.

9.5. Tek seferlik gürültü de suç sayılır mı?

Evet. Tek seferlik de olsa huzur bozucu nitelikte ise suç oluşur.

9.6. Komşuluk ilişkilerinde bu suç nasıl gündeme gelir?

Apartman sakinlerinin şikâyeti üzerine savcılık süreci başlatabilir. Aynı zamanda apartman yönetimi de devreye girebilir.

9.7. Gürültüye neden olma suçu ile çevre mevzuatı arasında nasıl bir ilişki vardır?

Ceza hukuku bireylerin huzurunu korurken, çevre mevzuatı toplumsal yaşam ve çevre sağlığını korur. Aynı fiil hem idari hem cezai yaptırıma konu olabilir.

9.8. Eğlence mekânları sürekli gürültü yaparsa ne olur?

TCK kapsamında cezai işlem yapılır. Ayrıca belediye işletmeyi mühürleyebilir veya ruhsatını iptal edebilir.

9.9. Araçlardan çıkan yüksek müzik sesleri bu suça girer mi?

Evet. Araçlardan çevreyi rahatsız edecek şekilde yüksek sesle müzik dinlemek suç kapsamındadır.

9.10. Gürültüye neden olma suçunda hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) uygulanabilir mi?

Evet. Şartların oluşması halinde HAGB kararı verilebilir.

Sonuç

Gürültü, yalnızca rahatsızlık verici bir unsur değil; aynı zamanda toplum düzenini, bireylerin ruhsal ve fiziksel sağlığını doğrudan etkileyen ciddi bir sorundur. Bu nedenle kanun koyucu, günlük yaşamın sıradan bir parçası gibi görünen davranışları dahi gürültüye neden olma suçu kapsamında değerlendirerek cezai yaptırıma bağlamıştır. Türk Ceza Kanunu’nun 183. maddesinde düzenlenen bu suç, hem bireylerin huzur içinde yaşama hakkını hem de toplumsal barışı korumayı hedeflemektedir.

Yargıtay kararları ve uygulamadaki örnekler, gürültünün yalnızca bir apartman sakininin şikâyetiyle dahi suç teşkil edebileceğini, gece saatlerinde yapılan gürültünün daha ağır sonuçlar doğuracağını açıkça ortaya koymaktadır. Tek seferlik bir eylem bile, huzuru bozacak nitelikte ise cezai sorumluluk doğurur. Ayrıca bu suç, yalnızca ceza hukuku kapsamında değil; belediyeler, çevre mevzuatı ve idari yaptırımlar aracılığıyla da denetlenen çok boyutlu bir düzenleme alanıdır.

Bireyler için önemli olan nokta, kendi özgürlüklerini kullanırken başkalarının huzur ve sükûnuna zarar vermemektir. Çünkü birlikte yaşamanın gereği, karşılıklı saygı ve hoşgörüdür. Ancak bu sınırın aşıldığı durumlarda ceza hukuku ve ceza davaları devreye girer ve yaptırım uygulanır.

Bu süreçlerde hem mağduriyet yaşayanlar hem de hakkında soruşturma açılan kişiler için doğru hukuki destek almak çok önemlidir. Her olayın kendi dinamikleri farklı olduğundan, uzman bir ceza hukuku avukatı ile sürecin yürütülmesi hak kayıplarını önler. İstanbul merkezli olarak faaliyet gösteren Bahariye Hukuk, deneyimli ekibiyle özellikle Kadıköy ceza avukatı kadrosu aracılığıyla müvekkillerine profesyonel destek sunmaktadır.

Bahariye Hukuk’un yaklaşımı, yalnızca dava sürecini takip etmek değil; aynı zamanda müvekkillerine yol gösterici çözümler sunmak ve adaletin en doğru şekilde tecelli etmesine katkıda bulunmaktır. Gürültüye neden olma suçu gibi günlük hayatta sıkça karşılaşılan ancak ciddi sonuçlar doğurabilen davalarda, hukuki sürecin uzman ellerde yönetilmesi hem hakların korunması hem de adaletin sağlanması açısından kritik öneme sahiptir.

📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Sonuç olarak, gürültüye neden olma suçu yalnızca bireylerin huzurunu değil, toplumun adalet ve güvenlik anlayışını da ilgilendiren önemli bir suç tipidir. Bu noktada Bahariye Hukuk’un uzman ceza avukatı kadrosu, müvekkillerine güçlü ve etkin bir hukuki destek sunmaya devam etmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code