İş davalarında istinaf, işçi ile işveren arasındaki uyuşmazlıklarda ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından hem maddi olay hem de hukuki açıdan yeniden incelenmesini sağlayan önemli bir kanun yoludur. 2016 yılında Türk yargı sistemine giren istinaf, iş hukukunun hassas dengeleri göz önünde bulundurulduğunda taraflara adaletin ikinci kez sağlanması açısından kritik rol oynamaktadır.

İş hukukunda açılan davalar, doğrudan çalışanın emeği ve işverenin mali yükümlülükleriyle bağlantılı olduğundan, verilen kararların doğruluğu büyük önem taşır. Bu nedenle iş davalarında istinaf, yanlış hesaplamaların, eksik incelemelerin ve usule aykırılıkların düzeltilmesine imkân tanır.

  1. İçindekiler

    İş Davalarında İstinaf Nedir?

1.1. Tanım

İstinaf, ilk derece mahkemelerinin verdiği kararların, hem maddi olay hem de hukuki yönlerden ikinci bir yargı merci tarafından yeniden incelenmesidir. İş davaları özelinde bu durum; işçinin kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin alacağı, prim, işe iade gibi taleplerinin ve işverenin bu taleplere karşı ileri sürdüğü itirazların bir bütün halinde tekrar değerlendirilmesi anlamına gelir.

İstinaf sayesinde mahkeme kararları yalnızca “kanuna uygun mu?” sorusuyla değil, aynı zamanda deliller doğru değerlendirilmiş mi, tanık ifadeleri dikkate alınmış mı, bilirkişi raporu objektif hazırlanmış mı? gibi sorularla da incelenir. Böylece, iş hukukunda sıkça karşılaşılan hatalı hesaplamalar veya usule aykırılıklar ikinci kez gözden geçirilir.

İş davalarında istinaf, işçi açısından emeğinin karşılığını alabilmenin, işveren açısından ise haksız tazminat veya borç yükümlülüklerinin önlenmesinin en önemli araçlarından biridir.

1.2. Hukuki Dayanak

İş davalarında istinaf başvurusu, temel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine dayanır. HMK’da, ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı istinaf başvurusu yapılabileceği ve bunun usulü ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Bunun yanında, iş uyuşmazlıklarının esasını belirleyen 4857 sayılı İş Kanunu da istinaf sürecinde dolaylı olarak rol oynar. Çünkü işçi-işveren ilişkilerinden doğan haklar ve yükümlülükler bu kanun çerçevesinde değerlendirilir.

İstinaf başvurularını incelemekle görevli olan merci, Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleridir. Bu mahkemeler, iş davalarındaki uyuşmazlıkları hem deliller hem de hukuk kuralları açısından yeniden ele alarak, adil bir sonuca ulaşılmasını sağlamaya çalışır.

➡️ Kısacası, iş davalarında istinaf; hem usul hukuku (HMK) hem de maddi hukuk (İş Kanunu) kuralları çerçevesinde işleyen, işçi ve işveren arasındaki dengeyi adil biçimde gözetmeyi hedefleyen bir yargı yoludur.

  1. Hangi İş Davaları İstinafa Götürülebilir?

Her iş davası istinafa konu edilemez; kanun koyucu, hem parasal sınır hem de dava türü bakımından bazı sınırlamalar getirmiştir. Amaç, Bölge Adliye Mahkemelerinin yalnızca daha ciddi ve önemli uyuşmazlıklarla ilgilenmesini sağlamaktır. Buna göre, belirli bir parasal değerin üzerindeki davalar ve iş hukukunda tarafların temel haklarını ilgilendiren uyuşmazlıklar istinafa götürülebilir.

2.1. Kıdem ve İhbar Tazminatı Davaları

İşçinin iş sözleşmesinin sona ermesiyle doğan en temel haklardan biri kıdem tazminatı, diğeri ise ihbar tazminatıdır. İlk derece mahkemesi, işçinin kıdem süresini, brüt ücretini veya hak kazanma koşullarını hatalı değerlendirirse, karar istinafa taşınabilir.

➡️ Örneğin: İşçinin 10 yıl çalışmasına rağmen yalnızca 5 yıl üzerinden kıdem tazminatı ödenmesine hükmedilmesi durumunda, kararın istinafta düzeltilmesi mümkündür.

2.2. İşe İade Davaları

Haksız veya geçersiz fesih iddialarında işçi, işe iade davası açabilir. Bu tür davalar, işçinin çalışma hayatı açısından kritik öneme sahiptir. Mahkeme, fesih nedenini doğru değerlendirmemiş veya iş güvencesi kapsamındaki kuralları yanlış uygulamışsa, istinaf incelemesiyle karar yeniden gözden geçirilebilir.

➡️ Örneğin: İşçinin sendikal faaliyeti nedeniyle işten çıkarıldığı halde mahkeme bunu dikkate almamışsa, karar istinaf başvurusu ile bozulabilir.

2.3. Fazla Mesai, Yıllık İzin, Prim ve Diğer İşçilik Alacakları

İşçinin çalışma süreleri, ücret bordroları veya tanık beyanları dikkate alınmadan verilen kararlar da istinafa konu olabilir. Fazla mesai, yıllık izin alacağı, prim ve ikramiye gibi işçilik alacaklarının yanlış hesaplanması istinaf incelemesiyle düzeltilir.

➡️ Örneğin: Bir işçinin haftada 20 saat fazla mesai yaptığı tanıklarla kanıtlandığı halde mahkemenin bu delilleri dikkate almaması, istinaf sebebidir.

2.4. Sendikal Tazminat ve Ayrımcılık Tazminatı Davaları

İşçinin sendikal faaliyetleri veya kişisel özellikleri (cinsiyet, yaş, engellilik durumu vb.) nedeniyle haksızlığa uğradığı iddiaları iş hukukunda özel öneme sahiptir. Bu tür davalarda verilen kararlar, tarafların temel hak ve özgürlüklerini doğrudan etkilediği için istinafa taşınabilir.

➡️ Örneğin: Bir işçinin sendika üyeliği nedeniyle işten çıkarılmasına rağmen mahkemenin bunu dikkate almaması, istinafta bozulabilecek bir karardır.

2.5. Parasal Sınırın Önemi

Kanun gereği, belirli parasal sınırların altında kalan davalarda verilen kararlar istinafa götürülemez. Bu sınır her yıl güncellenmektedir. Dolayısıyla davanın istinafa konu olup olmayacağı, dava değerine göre değişebilir.

📌 Sonuç olarak; kıdem ve ihbar tazminatı, işe iade, fazla mesai, yıllık izin, sendikal tazminat ve ayrımcılık tazminatı gibi işçinin temel haklarını ilgilendiren uyuşmazlıklar genellikle istinaf denetimine açıktır. Bu sayede yanlış kararların düzeltilmesi ve adaletin sağlanması mümkün olur.

  1. İş Davalarında İstinaf Süresi

İş davalarında istinaf başvurusu için öngörülen süre, tarafların hak kaybı yaşamaması açısından kritik önemdedir. Kanun, bu süreyi kesin süre olarak belirlemiştir; yani hâkim tarafından uzatılamaz ve taraflar arasında anlaşmayla değiştirilemez.

3.1. Genel Süre

İstinaf başvurusu, kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta (14 gün) içinde yapılmalıdır.

Taraf duruşmada hazırsa: Süre kararın sözlü olarak açıklanması (tefhim) ile başlar.

Taraf duruşmada yoksa: Süre, kararın usulüne uygun şekilde tebliği ile işlemeye başlar.

➡️ Örneğin, mahkeme kararını 1 Nisan’da tarafların yüzüne karşı açıkladıysa, süre 15 Nisan’da sona erer. Eğer karar 5 Nisan’da tebliğ edildiyse, son başvuru tarihi 19 Nisan’dır.

3.2. Sürenin Kaçırılması

Sürenin geçirilmesi halinde istinaf hakkı ortadan kalkar ve karar kesinleşir. Bu durumda tarafların artık Bölge Adliye Mahkemesi’ne başvurma imkânı kalmaz. Ancak mücbir sebep (örneğin ağır hastalık, doğal afet, beklenmedik engel) söz konusuysa, “eski hale getirme” talebiyle başvuru yapılabilir. Bunun için mazeretin belgelerle ispatlanması gerekir.

3.3. İşçi ve İşveren Açısından Önemi

İşçi açısından: Eksik hesaplanan kıdem, ihbar veya fazla mesai alacaklarının düzeltilmesi için süreyi kaçırmamak hayati önem taşır.

İşveren açısından: Haksız veya fazla miktarda tazminata hükmedilmişse, bu yükümlülükten kurtulmak için süresinde başvuru yapılması gerekir.

➡️ Dolayısıyla hem işçi hem de işveren için 14 günlük süre, davanın kaderini belirleyen en kritik noktadır.

📌 Sonuç olarak, iş davalarında istinaf süresi kesin, kısa ve titizlikle takip edilmesi gereken bir haktır. Tarafların hak kaybı yaşamaması için sürecin profesyonel bir iş avukatı desteğiyle yürütülmesi tavsiye edilir.

  1. İş Davalarında İstinaf Başvurusu Nasıl Yapılır?

İş davalarında istinaf başvurusu, sıkı usul kurallarına tabidir. Başvurunun doğru ve zamanında yapılması, kararın yeniden incelenebilmesi için zorunludur. İşçi ya da işverenin hak kaybı yaşamaması açısından bu sürecin dikkatle yürütülmesi gerekir.

4.1. İstinaf Dilekçesi

İstinaf başvurusu, kararı veren ilk derece mahkemesine sunulan istinaf dilekçesi ile yapılır. Bu dilekçe, istinaf sürecinin en kritik aşamasıdır çünkü Bölge Adliye Mahkemesi’nin yapacağı incelemenin sınırlarını belirler.

Dilekçede mutlaka şu hususlara yer verilmelidir:

Kararın hangi yönlerden hukuka aykırı olduğu,

Delillerin eksik veya yanlış değerlendirildiği noktalar,

Usul kurallarına aykırılıklar,

İşçilik alacaklarının hesaplanmasında yapılan hatalar (kıdem, ihbar, fazla mesai, izin ücreti, prim vb.),

Başvurudan beklenen sonuç (kararın kaldırılması, düzeltilmesi veya bozulması).

➡️ Örneğin, mahkemenin fazla mesai ücretini tanık beyanlarına rağmen reddetmesi veya kıdem tazminatını yanlış kıdem süresi üzerinden hesaplaması dilekçede açıkça belirtilmelidir.

4.2. Dosyanın Gönderilmesi

İstinaf dilekçesi doğrudan Bölge Adliye Mahkemesi’ne verilmez. Önce kararı veren ilk derece mahkemesine sunulur. Mahkeme, dilekçeyi kabul ettikten sonra tüm dava dosyasıyla birlikte Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’ne gönderir.

Bu aşamada, dosyanın eksiksiz hazırlanması, eksik evrakların tamamlanması ve masrafların ödenmiş olması gerekir. Eksiklik olması halinde istinaf incelemesi başlamadan dosya geri çevrilebilir.

4.3. İnceleme Usulü

Bölge Adliye Mahkemesi, dosyayı yalnızca evrak üzerinden incelemekle yetinmeyebilir. İş davalarının özelliği gereği, gerektiğinde:

Tanıkları yeniden dinleyebilir,

Yeni bilirkişi raporu alabilir,

Delilleri tekrar değerlendirebilir.

Bu yönüyle iş davalarında istinaf, sadece hukuki denetim yapan temyizden ayrılır; olayın maddi boyutunu da inceler. Böylece hem işçi hem de işveren açısından daha kapsamlı bir ikinci yargılama yapılmış olur.

📌 Özetle, iş davalarında istinaf başvurusu; doğru dilekçe yazımı, eksiksiz dosya hazırlığı ve etkin inceleme süreci ile tarafların haklarının korunmasını sağlayan hayati bir mekanizmadır.

  1. İşçi ve İşveren Açısından İstinafın Önemi

İş davaları, hem işçilerin emeğinin korunması hem de işverenlerin haklarının gözetilmesi bakımından büyük önem taşır. İlk derece mahkemelerinin verdiği kararların hatalı ya da eksik olması, taraflar açısından ciddi mağduriyetler doğurabilir. İş davalarında istinaf, bu tür hataların düzeltilmesine imkan vererek adil yargılanma hakkının korunmasına hizmet eder.

5.1. İşçiler İçin

İşçi açısından dava konusu genellikle kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık izin, prim ve benzeri işçilik alacaklarıdır. Bu alacaklar, işçinin uzun yıllar verdiği emeğin karşılığıdır.

Yanlış hesaplanan tazminatlar,

Eksik değerlendirilen deliller,

Tanık beyanlarının dikkate alınmaması,

Bordro ve çalışma kayıtlarının hatalı incelenmesi,

istinaf incelemesi sayesinde yeniden değerlendirilebilir.

➡️ Örneğin, bir işçi haftada 15 saat fazla mesai yapmasına rağmen mahkeme bu çalışmayı yalnızca 5 saat üzerinden kabul etmişse, işçi istinaf yoluna giderek bu hatanın düzeltilmesini sağlayabilir.

Böylece işçiler, hak ettikleri emeğin tam karşılığını alabilmek için ikinci bir yargı denetimi şansına sahip olurlar.

5.2. İşverenler İçin

İşveren açısından da iş davalarında istinaf büyük önem taşır. İlk derece mahkemesinin yanlış değerlendirmeleri, işverene yüksek meblağlı ve haksız yükümlülükler getirebilir.

Hatalı bilirkişi raporlarına dayalı kararlar,

İşçinin yükümlülüklerini yerine getirmemesine rağmen verilen tazminatlar,

Eksik incelemeler sonucunda ortaya çıkan yanlış hesaplamalar,

işverenin aleyhine ciddi sonuçlar doğurabilir.

➡️ Örneğin, işçinin kendi isteğiyle istifa etmesine rağmen kıdem tazminatına hak kazandığına dair yanlış bir karar verilmişse, işveren istinaf yoluyla bu karara itiraz edebilir.

Bu sayede işveren, haksız ve ağır mali yükümlülüklerden korunma imkanı bulur.

📌 Kısacası, iş davalarında istinaf, hem işçi hem de işveren için adaletin sağlanmasına hizmet eden bir güvence mekanizmasıdır. Taraflar, ikinci inceleme sayesinde hatalı kararların düzeltilmesini sağlayarak haklarını daha etkin biçimde koruyabilirler.

  1. İş Davalarında İstinafın Sonuçları

Bölge Adliye Mahkemesi, inceleme sonucunda üç farklı karar verebilir:

Onama: İlk derece mahkemesinin kararı doğru bulunursa kesinleşir.

Bozma: Karar hatalı bulunursa dosya yeniden görülmek üzere geri gönderilir.

Düzeltme: Küçük usul veya hesaplama hataları düzeltilerek karar onanır.

  1. İstinaf ve Temyiz Arasındaki Fark

İstinaf: Hem olay hem de hukuk yönünden inceleme yapar.

Temyiz: Sadece hukuka uygunluğu denetler.

Yetkili Mahkeme: İstinafı Bölge Adliye Mahkemeleri, temyizi Yargıtay inceler.

Bu fark, iş davalarında istinafı daha kapsamlı bir yol haline getirir.

  1. İş Davalarında İstinafın Önemi

İş davaları, hem işçilerin emeğini hem de işverenlerin mali yükümlülüklerini doğrudan ilgilendiren davalardır. İlk derece mahkemesinde verilen kararların ikinci kez incelenmesi, taraflar açısından büyük bir güvence sağlar. Bu nedenle iş davalarında istinafın önemi, yalnızca bireysel hakların korunmasıyla sınırlı değildir; aynı zamanda hukuk sistemine duyulan güvenin pekiştirilmesine de katkı sağlar.

8.1. İşçi ve İşverenin Adil Yargılanma Hakkını Korur

İstinaf, Anayasa’da güvence altına alınan adil yargılanma hakkının en önemli araçlarından biridir. Hem işçi hem de işveren, ilk derece mahkemesinin kararına karşı ikinci bir inceleme talep edebilir. Bu sayede yargılamada yapılan eksiklikler giderilerek adaletin gerçekleşmesi sağlanır.

8.2. Hatalı Kararların Düzeltilmesine Olanak Tanır

İlk derece mahkemeleri bazen eksik inceleme yapabilir veya bilirkişi raporlarına hatalı şekilde dayanabilir. Bu durum hem işçiye hem de işverene zarar verir. İstinaf, bu tür hataları düzeltme imkanı sunar ve tarafların mağduriyet yaşamasını engeller.

➡️ Örneğin, kıdem tazminatının yanlış hesaplanması veya fazla mesai alacağının göz ardı edilmesi istinaf incelemesi ile düzeltilir.

8.3. Delillerin Yeniden Değerlendirilmesine İmkan Verir

Temyizden farklı olarak istinaf, gerektiğinde tanıkları yeniden dinleyebilir, yeni bilirkişi raporları alabilir ve delilleri tekrar inceleyebilir. Bu durum, özellikle işçi-işveren ilişkilerinde sıklıkla karşılaşılan bordro uyuşmazlıkları veya çalışma sürelerine ilişkin ihtilafların daha doğru şekilde çözülmesine yardımcı olur.

8.4. Yargıda Tutarlılığı ve Güvenilirliği Artırır

İş davaları, farklı şehirlerdeki mahkemelerde benzer olaylara rağmen farklı kararlarla sonuçlanabilir. İstinaf mekanizması, bu farklılıkların giderilmesine ve yargıda uygulama birliğinin sağlanmasına katkıda bulunur. Böylece işçi ve işverenler için daha öngörülebilir ve güvenilir bir hukuk sistemi oluşur.

📌 Sonuç olarak, iş davalarında istinaf, tarafların hak kaybına uğramasını engelleyen, yargıya güveni artıran ve iş hukukunda adil çözümler üreten hayati bir mekanizmadır.

  1. Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

9.1. İş davalarında istinaf başvurusu için avukat zorunlu mudur?

Hayır, zorunlu değildir. Ancak iş hukukuna özgü teknik detaylar nedeniyle, hak kaybı yaşanmaması için deneyimli bir iş avukatı ile süreci yürütmek faydalıdır.

9.2. İstinaf başvurusu ne kadar sürer?

Dosyanın kapsamına, tanık sayısına ve mahkemenin iş yüküne bağlıdır. Ortalama 6 ay ile 1,5 yıl arasında sonuçlanabilir.

9.3. İstinaf başvurusu sırasında yeni delil sunulabilir mi?

Evet. Temyizden farklı olarak istinafta yeni deliller ve belgeler sunulabilir, mahkeme bunları inceleyebilir.

9.4. İstinaf başvurusu kararın icrasını durdurur mu?

Bazı iş davalarında (örneğin nafaka benzeri sürekli ödemelerde) kararlar istinaf sürecinde de icra edilebilir. Ancak çoğu durumda karar kesinleşmeden icraya konulmaz.

9.5. İstinafa başvurulduğunda harç ödenir mi?

Evet. İstinaf başvurusu için kanunda öngörülen harç ve masraf kalemlerinin ödenmesi gerekir. Aksi halde başvuru işleme alınmaz.

9.6. İstinaf süresi kaçırılırsa telafi edilebilir mi?

Genel olarak hayır. Ancak mücbir sebep varsa (örneğin sağlık sorunu, doğal afet) “eski hale getirme” talebiyle başvuru yapılabilir.

9.7. İstinaf incelemesinde tanıklar tekrar dinlenebilir mi?

Evet. Bölge Adliye Mahkemesi gerekli görürse tanıkları yeniden dinleyebilir veya bilirkişi raporu alabilir.

9.8. İşçi lehine verilen karar işverenin istinafı ile değiştirilebilir mi?

Evet. İşveren istinaf yoluna başvurduğunda, kararın hem işçi hem de işveren lehine ya da aleyhine değişmesi mümkündür.

9.9. İstinaf başvurusu reddedilirse başka hangi yollar denenebilir?

Kararın niteliğine göre temyiz (Yargıtay’a başvuru) veya Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru mümkün olabilir.

9.10. İş davalarında istinaf sürecinde arabuluculuk devreye girer mi?

Hayır. Arabuluculuk dava açılmadan önce veya ilk derece mahkemesi aşamasında zorunlu olabilir. İstinaf aşamasında arabuluculuk uygulanmaz.

Sonuç

İş davalarında istinaf, hem çalışanların emeğinin korunması hem de işverenlerin haklarının gözetilmesi açısından büyük önem taşır. İlk derece mahkemelerinde verilen kararların hatalı ya da eksik olması, tarafların ciddi mağduriyet yaşamasına yol açabilir. İstinaf süreci, bu hataların düzeltilmesine, yanlış hesaplamaların giderilmesine ve adil yargılanma hakkının güvence altına alınmasına hizmet eder.

Bahariye Hukuk olarak, iş davaları konusunda müvekkillerimize kapsamlı hukuki destek sunuyoruz. Deneyimli ekibimiz, istinaf dilekçelerinin usule uygun hazırlanması, sürelerin dikkatle takip edilmesi ve davaların titizlikle yürütülmesi için profesyonel çözümler üretmektedir.

İstanbul’da iş uyuşmazlıklarının yoğunluğu göz önüne alındığında, bu süreçte doğru bir hukuki temsilin önemi daha da artmaktadır. Bu noktada, İstanbul iş avukatı desteği, hem işçi hem de işveren açısından hak kayıplarının önlenmesi için kritik rol oynar. Özellikle Kadıköy ve çevresinde görülen davalarda, deneyimli bir Kadıköy iş avukatı ile çalışmak, istinaf aşamasında etkin ve güçlü bir savunma yapılmasına imkan tanır.

Unutulmamalıdır ki, iş davalarında istinaf yalnızca teknik bir kanun yolu değil; aynı zamanda tarafların adalet arayışını güçlendiren, güven veren ikinci bir inceleme aşamasıdır.

📞 Hukuki durumunuzu değerlendirmek ve süreci haklarınızı koruyarak yönetmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Hizmetlerimize ve bilgilendirici içeriklerimize ulaşmak için YouTube kanalımızı da ziyaret edebilirsiniz.

📞 Hemen İletişime Geçin

📍 Ofisimiz: Caferağa Mahallesi General Asım Gündüz Caddesi No:102/3 Kadıköy/İSTANBUL
📞 Telefon: 0533 558 68 87
🌐 Web: https://bahariyehukuk.com/
🗺️ Yol tarifi için tıklayın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Retype the CAPTCHA code from the image
Change the CAPTCHA code